
Keyfi aramalara karşı yol haritası: ÖHD'den bilgilendirme kitapçığı
- 09:05 17 Haziran 2025
- Güncel
RIHA - Tutsak yakınlarının cezaevi görüşleri sırasında maruz bırakıldığı çıplak arama uygulamalarına karşı ÖHD Riha Şubesi bilgilendirme kitapçığı hazırladı. Konuya ilişkin konuşan ÖHD Riha Şube üyesi Dicle Aksu, hazırlanan kitapçığın ailelere dağıtılacağını belirterek, “Amaç, ailelerin karşılaştıkları hukuksuz uygulamalara karşı bilinçlenmesi ve hak ihlallerine sessiz kalmaması” dedi.
Ceza infaz kurumlarında gözlemlenen tecrit ve kötü muamele uygulamaları, her geçen gün yeni örneklerle genişliyor. Özellikle çıplak arama pratiği, hem tutsaklar hem de onların yakınları açısından temel insan haklarını ihlal eden sistematik bir uygulama haline geldi. Bu uygulamalara karşı yapılan suç duyuruları çoğunlukla “kovuşturmaya yer yoktur” kararıyla kapatılırken, açılan davalar ise yıllarca sonuçsuz bırakılıyor. Son olarak, çıplak arama uygulamaları tutsak yakınlarını da hedef almaya başlamış; cezaevi görüşleri sırasında bu kişilere yönelik onur kırıcı müdahaleler raporlandı. Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha Şubesi’nin hazırladığı raporda, görüşçülerin tüm kıyafetlerinin çıkartılmasının talep edildiği, özellikle kadınlara yönelik başörtüsü, iç çamaşırı ve saç tokası gibi unsurların çıkartılmasının cinsiyet temelli ayrımcılığın açık bir göstergesi olduğu vurgulandı.
Onur kırıcı yaklaşımlara karşı, ÖHD Riba Şubesi bilgilendirme kitapçığı hazırladı. ÖHD Riha Şube üyesi Dicle Aksu kitapçığa dair bilgilendirmelerde bulundu.
Talepler cevapsız bırakılıyor
Tutsak yakınlarına yönelik yapılan onur kırıcı uygulamalara karşı başvuru ve suç duyurularında bulunduklarını ifade eden Dicle Aksu, ancak hiçbir kurum ve kuruluştan yanıt alamadıklarını söyledi. Dicle Aksu, “Daha önce de bu tür şikayetleri sıklıkla almıştık. Çıplak arama, ağız içi araması, uzun süre bekletilme gibi uygulamalar sürekli gündeme geliyordu. Bu nedenle raporlaştırma sürecine gittik. Gerekli yerlere ihbarlarda bulunduk, yetkilileri göreve davet ettik. Ancak hiçbir kurum ve kuruluş bu taleplerimize yanıt vermedi. Cezaevi idaresiyle yaptığımız görüşmelerde, kendilerinin herhangi bir kusurunun olmadığını, sadece mevzuatı ve yasayı uyguladıklarını söylediler. Kimileri ise çıplak arama ve ağız içi araması yapıldığını tamamen reddetti. Bu durumları belgeleyemediğimiz için yalnızca şikayetçi beyanlarına dayanmak zorunda kaldık. Kamera görüntülerini izlemek istediğimizi ilettiğimizde ise bunun mümkün olmadığını belirttiler” dedi.
‘Şikayetler giderek artıyor’
Tutsak yakınlarının şikayetlerini dile getiren Dicle Aksu, son dönemde bu şikayetlerin arttığını belirterek şunları söyledi: “Açık ya da kapalı görüşe gittiklerinde, çok detaylı ve keyfi aramalar yapılıyor. Görüş öncesinde ise uzun süreler boyunca bekletiliyorlar. Örneğin, görüş için saat 13.00’te çağrılıyorlar ancak asıl görüş saati 15.00 ya da 15.30 oluyor. Yakınlarımız, tamamen keyfi gerekçelerle 1-2 saat boyunca bekletiliyor. Sonrasında içeriye alınmaya başlandıklarında ise hem mahrem bölgelerine yakın yerler hem de çocuk bezleri ve hijyenik pedlerin içi dahil olmak üzere detaylı aramalar gerçekleştiriliyor.”
Kitapçık ne anlatıyor?
Hazırladıkları kitapçıkla tutsak yakınlarına bilgilendirme yaptıklarını altını çizen Dicle Aksu, “Bu kitapçık, kişilerin kendi hakları nelerdir? Aileleriyle yakınlarıyla görüşe gittiklerinde hangi konuyla ilgili arama yapılabilir, hangi konu ile ilgili arama yapılamaz şeklindedir. Bu duruma biraz açıklık getirmek istedik. Hangi durumlarda üstünüzü arayabilirler, hangi durumlarda üstünüzü arayamazlar veya üstünüzü aramaya kabul etmediğinizde sonrasında süreç nasıl gelişir. Bu temelde bazı açıklamalar, açıklama metinleri şeklinde yaptık kitapçığı. Umarım ailelere yardımcı olur. Görüşe giden ailelere dağıtmaya çalışacağız” diye ekledi.
‘Sorunlar çözülebilir’
Uluslararası mevzuata uygunluk gösterilmesi halinde bu keyfi uygulamaların son bulabileceğini söyleyen Dicle Aksu, “Hem uluslararası mevzuata uygunluk gösterilmesi halinde kesinlikle böyle hak ihlallerinin olmayacağını ve bunun iyi bir denetim altına alınmasıyla da keyfi uygulamaların son bulacağını biliyoruz. İyi bir denetimle ve yasalara uygunluk getirme noktasında bu sorunlar çözülebilir” sözlerini kullandı.