‘Barışın yolu Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçer’

  • 14:27 16 Kasım 2025
  • Güncel
 
İSTANBUL  - "Barış ve Özgürlükte Israr Ediyoruz" şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda taleplerini dile getiren kadınlar, “Türkiye’de gerçekten barış ve özgürlük olacaksa bunun yolu İmralı‘dan geçer Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünden geçer” mesajı yükseldi.
 
Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) İstanbul Kadın Meclisi, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) İstanbul Kadın Meclisi, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP), Alınteri, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Emekçi Hareket Partisi (EHP) Sosyalist Feminist Kadınların da imzacısı olduğu “Barış ve Özgürlükte Israr Ediyoruz” şiarıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda “Barış Kürsüsü” kurdu. Etkinlikte yüzlerce kadın barış ve özgürlük umutlarını dile getirdi. Etkinlik erbane ekibinin alana zılgıt, alkış, stranlar eşliğinde girişiyle başladı.
 
Etkinliğin yapıldığı alanda Kürtçe Türkçe, “Barış ve Özgürlükte Israr Ediyoruz” dev pankart açılırken, barışa dair dileklerini yazan bir pano hazırlandı. Kadınlar barış taleplerini panoya yazdı. Etkinlikte sık sık “Jin jiyan azadî”, Bîjî Serok Apo” sloganlarını atan kadınlar yöresel kıyafetleriyle dikkat çekti.
 
‘Bu tarihten sorumluyuz’
 
İlk olarak söz alan Alın Teri’den Mürüvet Küçük, burada bulunan kadınları selamlayarak sözlerine başladı. “Kadınlar özgürlüğü, eşitliği sağlayacak” diyen Mürüvet Küçük, barış ve özgürlüğün yolunu  halkların birleşik mücadelesinden geçtiğini söyledi. Mürüvet Küçük,  “İşçilerin ezilen ulusların eşitlik ve özgürlük mücadelesine sahiplendikleri oranda özgürleşeceklerini biliyoruz. Bu tarihten sorumluyuz ve  bulunduğumuz her alanda bir bilince dönüştürmek için çabalıyoruz.  Kürt halkı özgürleşmeden Türk halkı da özgürleşmez.  Türk işçi ve emekçileri Kürt halkının ulusal varlığını ve tarihsel haklılığını savunmadan,  eşitlik ve özgürlük iktidarın politikaları çıkar hesapları korku ve yayılmacı hayalleri ile sağlanamaz.  Kürt ve Türk işçi ve emekçileri birleşik bir mücadele içerisinde sömürüye, zulme her türlü eşitsizliğe karşı buluştuğunda gerçek özgürlük gerçek demokrasi gelecektir” dedi.
 
‘Barışın yolu İmralı’dan geçer’
 
Ardından söz alan TJA aktivsti Sebahat Tuncel, şunları dile getirdi: “Türkiye’de sosyalist kadın hareketi olarak Kürt halkının hak ve özgürlük mücadelesi demokrasi mücadelesi ve barış mücadelesini bir kez daha görünür kılmak sesimizi iktidara duyurmak için buradayız. Biz kadınlar on günde en az 30 bin kadına ulaştık, binlerce ev ziyareti yaptık. 31 bin bildiri dağıttık. Bizler sadece Kürtlere değil, sokakta, pazarda, mahallede, fabrikada, atölyelerde bildiri dağıttık. Kadınların şu talebi vardı evet biz barış istiyoruz özgürlük istiyoruz ama bu devlete güvenmiyoruz barış nasıl olacak? diye soruyorlardı. Kadınların arasında çocukları gerillada olanlar vardı çocukları cezaevinde olanlar vardı çocukların sürgünde olanlar vardı. Onlar da diyordu ki biz barış istiyoruz çocuklarımızla kucaklaşmak istiyoruz ama bu nasıl mümkün olacak? Hala  cezaevindekiler zindandayken,  hala sayın Öcalan üzerinde bu kadar ağır tecrit varken nasıl mümkün olacak? diyorlardı. Burada yüzlerce kadınız ama bugün buraya gelemeyen kadınların sesiyiz aynı zamanda. Bizim talebimiz çok açık. Türkiye’de gerçekten kardeşlik olacaksa barış olacaksa bunun yolu İmralı‘dan geçer.  Barışın yolu Sayın Abdullah Öcalan‘ın özgürlüğünden geçer. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. PKK silah bıraktı. Gerillaların aktif siyasete dahil olması gerekiyor. Cezaevindeki yoldaşlarımızın çıkması için derhal gerekli yasaların çıkartılması gerekiyor. Bu süreç önemli bir süreçtir.  Eğer biz bu süreci başarıyla sonuçlandırabilirsek kalıcı barış için özgürlükler için yeni bir yol alacağız.”
 
‘Çözüm sürecini savunmamız gerekiyor’
 
DSİP adına konuşan Dila Ak, “İktidarın çözüm sürecini en geniş kamuoyunun gözünde güvensiz ve şüpheli bir hale getirmeye çalışmasının karşısında durmak hem de muhalefetin içindeki sahte soru işaretlerine karşı çözüm sürecini net bir şekilde savunmamız gerekiyor. Bu sürecin neden kritik olduğunu herkese anlatmamız gerekiyor. Çünkü çözüm süreci Kürt halkının en temel haklarını her düzeyde güvence altına alma potansiyeli taşıyan kapıları aranıyor. Ve bu kapıların aralanması ise Türkiye’deki tüm ezilenlerin çıkarına bu yüzden platformumuzun barış için ses çıkarması yan yana gelen sayısız bileşeni mücadele örgütlemesinin çok önemli olacağını düşünüyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Umuda sarılmak zorundayız’
 
EHP’li Feyzanur Yılmaz  ise, çok tarihsel bir dönemden geçtiklerini ifade ederek, “Yıllardır çözülmemiş çözülmeyen Kürt sorununun çözüm sürecindeyiz bir kez daha. Biz barışın konuşulduğu barış umudunu konuşulduğu her yerde umuda sarılmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek zorunda bırakılan kadınlar barışın olmadığı yerde iki kat üç kat daha eşitsizlikle mücadele etmek zorunda kalıyor. Barış olmadığında kadınlar açlıkla sefalet ve şiddetle daha çok baş başa kalıyor” diye belirtti.
 
 'Umut hakkı’
 
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş “Kadınlar barışın en büyük öncü gücüdür. Kadınlar barışın sesini ve soluğunu yükseltiyor ama yetmez bunu daha da büyütmeliyiz. Kadınlar olmadan hiçbir barış olamaz. Barış hukuksuz olmaz Kürt meselesi hukuk olmadan çözülemez meclis komisyonunda görev alan arkadaşınız olarak bunu her vesileyle ifade diyorum. Silahlar sustu ne güzel bir yıldır insanlar toprağa düşmedi bu barış ortamını güven temelinde geliştirmeliyiz. Bizler yürürsek barışı geliştirebiliriz, Umut hakkı bir anca önce parlamentoda kabul edilmelidir. Zamana yayılan idam cezasını kabul etmiyoruz hemen umut hakkı çağrımızı yineliyoruz” sözlerini kullandı. 
 
 
Özgürlük hattı
 
SKM’li  Leyla Can, “Kadınlar barışın tarafıyız. Kürt kadın hareketinin Bakur‘da yarattığı toplumsal dönüşüm kadın devrimcileri Rojava‘da kurduğu özgür yaşam bize tarihin akışını değiştiren gerçek bir yol açtı. Bu yol dünya kadın hareketine hala yol göstermeye devam ediyor.  Bugün bölgede Filistin’den Lübnan’a Suriye’den İran’a uzanan geniş bir savaş tablosu var. Emperyalist paylaşım Savaşları ve sömürgeciler devam edecek bunu biliyoruz. Ve biz kadınlar bu savaşların yalnız yükünü taşan değil aynı zamanda kendi özgürlük hattını kuran taraflarıyız. Kadınlar için barış şarttır. Kürt ulusal demokratik haklarının tanınması işgalci saldırıların durması siyasi tutsakların özgürlüğü ve tecridin kalkması aynı zamanda kadınlar için eşitlik ve adaletin sağlanması demektir” diye konuştu.
 
 ‘Barış hepimizin hakkıdır’
 
Devamında konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “Tarihi bir sürecin içerisindeyiz. Tarihi adımların atıldığı bir sürecin içindeyiz. 50 yıllık kirli savaşın sonuna geldik. Biz kadınlar barışı kalıcı hale getirmek için buradayız.  Kürt halkının 50 yıldır yaşadığı şiddet bütün halklar etkilendi. Bizim her bir kimliğimiz anayasal bir hak olmalıdır. Ancak böyle şiddet ortadan kalkmış olur. Bir süreç var ve bu süreçte bir komisyon kuruldu. Komisyon herkesi bir tek dinledi ama  Sayın Öcalan’ı dinlemedi.  Kalıcı bir barışın olması için Kürt sorununun demokratik çözümünü hayata geçirmek için sayın Öcalan‘ın dinlenilmesi gerekiyor. Sayın Öcalan’ın umut hakkının devreye girmesi gerekiyor. Onun fiziki özgürlüğü aynı zamanda Kürt halkının da Türkiye halklarının da özgür ve eşit yaşamının garantisidir. Barış hepimizin hakkıdır. Bunu hayata geçirmekte hepimizin elindedir" ifadelerini kullandı.  
 
Yeşil Sol Parti temsilcisi  Oya Uçar söz aldı. Oya Uçar, “Yaşamı yeniden kuranlar olarak buradayız. Bizler bu ülkenin karanlığında ışığı sessizliğinde sözü umutsuzluğun da direnci büyütenleriz. Ve bugün barışta özgürlükte eşitlikte ısrar ediyoruz.  Kürt sorununun demokratik çözümü bu Türkiye’deki tüm halkları kadınların inançların ve emekçilerin ortak geleceğidir” diye ifade etti.
 
‘Barışı toplumsallaştırmalıyız’
 
İstanbul Barış Annesi İnisiyatifinden Feleknaz Karabaş, “Biz anneler özgürlük istiyoruz. Başarı bizimdir bizim olacak. Asker anneleri de biziz gerilla annesi de biziz. El ele verip barışı toplumsallaştırmalıyız” dedi.
 
Emek Partisi’inden (EMEP) Sema Barbaros, “Bu meydan on yıldır çok fazla barış talebine çok fazla barış zılgıtına tanıklık etti. Bütün kadınlar burada el ele barışçıl ve barış talepleri de dillendirdi çünkü biliyoruz ki bu ülkeye barış gelecekse bu ancak birleşik mücadele dilleriyle gelecektir” şeklinde konuştu. 
 
 ‘Jin jiyan azadî felsefesini yaşamsallaştıracağız’
 
Kadın Zamanı Derneği başkanı Dilek Başalan, “Barışı inşa etmek için çok önemli nedenlerimiz var. Taybet anaya sözümüz var, Gülistan Doku’ya, Amini Mahsa’ya, kadın tutsaklara  sözümüz var. Bedenlerimiz savaş meydanı değildir. Barışı inşa edecek ve başka bir dünyayı mümkün kılacağız. Jin jiyan azadî felsefesini ev ev anlatarak yaşamsallaştıracağız” dedi.
 
 Sosyalist mücadele
 
Son olarak ise Sosyalistler Partisi’den (SOLDEP) Barış Bilgen konuştu. Barış Bilge, “Barıştan anladığımız sadece silahların susması değil Kürt ulusunun taleplerinin yerine getirilmesidir. Sosyalist mücadeleye baskılar artarken biz barış mücadelesini yükseltmeliyiz” dedi.
 
Eylem sonrası kadınlar, “Jin jiyan azadî” sloganları eşliğinde halaya durdu.