
Coğrafya değişse de acı aynı!
- 09:07 22 Temmuz 2025
- Güncel
Rojda Aydın
DÊRSIM - Alevi ve Dürzi topluluklara yönelik sistematik katliamlar ve zorunlu göç politikaları, Türkiye’deki Alevi kadınlar tarafından “tanıdık bir acı” olarak tanımlanırken, kadınlar katliamların son bulması için barışın inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.
Suriye’de yıllardır süren iç savaş, başta Alevi ve Dürziler olmak üzere inançsal ve etnik azınlıkları hedef almaya devam ediyor. Kadınlar ve çocuklar, mezhepsel kimlikleri nedeniyle sistematik saldırılara uğruyor, köyler yakılıyor, toplu infazlar yaşanıyor. Şimdi ise HTŞ'ye bağlı silahlı güçler, Alevi ve Dürzileri hedef alarak katliam gerçekleştirmeye başladı. Alevi ve Dürzi topluluklara yönelik sistematik katliamlar ve zorunlu göç politikaları, Türkiye’deki Alevi kadınlar tarafından “tanıdık bir acı” olarak tanımlanıyor. Dêrsim’de gerçekleşen “Analar Çalıştayı’na” katılan Alevi kadınlar ise bu acının yalnızca sınır ötesinde yaşanmadığını, aynı kaderin Dêrsim’den Sivas ve Mereş’e uzandığını vurguladı.
Aslen Mûş’un Gimgim ilçesinden olan ve İzmir’den gelerek çalıştaya katılan Elif Hurustan, Türkiye coğrafyasının uzun yıllardır katliamlarla anıldığını belirterek, bu gerçekliğin toplumun tüm kesimleri üzerinde derin etkiler yarattığını söyledi.
‘Coğrafyamızda katliamların bir türlü sonu gelmiyor’
“Biz bu katliamlara çok yabancı değiliz” diyen Elif Hurustan, Alevi, Kürt ve diğer toplumsal kesimlerin tarih boyunca benzer acılardan geçtiğini hatırlatarak, “Kendimiz görmesek de bunların bilincindeyiz, farkındayız. Gerçekten savaş kötü bir şeydir” dedi. Savaşların yıllardır sürdüğünü vurgulayan Elif Hurustan, artık kültür ve inanç temelinde bir yaşamın özlemi içinde olduklarını söyledi. Elif Hurustan, “Biz de isteriz ki daha farklı bir anla olsun, kültür yönünde, inanç boyutunda. Ama maalesef ki bu coğrafyamızda katliamların bir türlü sonu gelmiyor” ifadelerini kullandı.
Elif Hurustan, 1938 Dêrsim Katliamı’ndan Sivas Katliamı’na kadar birçok acı olayın tarihe kazındığını hatırlatarak şunları söyledi: “Türkiye yıllar önce katliamlarla geçmiş. 38 Katliamı, Sivas Katliamı… Gerçekten bunu nasıl bu kadın canlar, bu inanca gönül vermiş kadınlar taşıyor, görüyoruz.” Ortadoğu’da yaşanan savaşlara da değinen Elif Hurustan, özellikle Suriye’de yaşanan katliamların bölgede yaşayan insanlar için yabancı olmadığını belirterek, “O katliamları gördükçe sanki kendimiz birebir yaşamışız gibi. Çünkü yaşadığımız için biz onları daha çok anlıyoruz.”
‘Örgütlenme, tutarlılık ve başkaldırı yok’
Toplumun ve özellikle kadınların, savaşın gerçek yüzüyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Elif Hurustan, “Kadın olarak, toplum olarak biz bunu henüz kavrayamadık. Savaşın ne kadar kötü olduğunu, öncelikle kadınları, çocukları vurduğunu görüyoruz. Tecavüze uğrayan kadınlar, yok olan hayatlar… Ama maalesef bir şey yapamıyoruz. Bu da acı veriyor. Sadece söylemlerle kalınıyor. Bir örgütlenme, bir tutarlılık, bir başkaldırı yok” diye konuştu.
‘Bizleri yok etmek istiyorlar’
Barışın inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Elif Hurustan, artık insanların korkmadan, yılmadan kendi inancıyla barışık bir yaşam sürmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bu topraklara artık barışın gelmesini, insanların ölmemesini istiyoruz. Gençlerin, kadınların… Kendi inancımızı hürce yaşamak istiyoruz. Yeter artık diyoruz. Alevilere yönelik gerçekleşen bu katliamlarla bizleri yok etmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
‘Bu acılar sadece Alevilerin, Kürtlerin değil; hepimizin’
“Savaşlar bize dokunmaz demek mümkün değil” diyen Elif Hurustan, “Bugün onlara, yarın bize. Savaşlar çocuk, kadın, erkek demeden herkesi etkiliyor. Hepimizin bu sürece dahil olması lazım” dedi. Barışı hep birlikte inşa etmek gerektiğini vurgulayan Elif Hurustan, şu çağrıda bulundu: “Hepimiz elimizi taşın altına koyup daha fazla fedakârlık yapmalıyız. Barışı inşa edelim ki bu katliamların sonu gelsin. Çünkü bu acılar sadece Alevilerin, Kürtlerin değil; hepimizin.”
‘Katliamlara karşı mücadele veriliyor’
Alevi ve Kürtlerin yaşadığı katliamların bir kader ortaklığı olduğunu söyleyen Elif Hurustan, “Geçmişten bugüne baktığımızda Kürtler ve Alevilerin ortak bir kaderi olduğunu söyleyebiliriz. Katliamlar, acılar içerisinde hep geçti. Buna karşı verilen mücadele ortada” dedi.
‘Acılar ancak birlik olursak azalır’
Elif Hurustan, barışın konuşulduğu bir dönemde olunmasının önemine dikkat çekerek, mücadele çağrısını şu sözlerle tamamladı: “Şu an tam zamanı. Kendi ikrarımızla, kendi ziyaret yerlerimize sığınarak bu mücadeleyi büyütmeliyiz. Acılar ancak birlik olursak azalır. Birlik olmazsak bu acıları daha çok çekeriz.”
Seyit Derweş Cemal Ocağı’ndan Cevahir Altınok da, tarihten bu yana süren katliamların en çok azınlıkları hedef aldığını vurgulayarak, inançlar üzerinden yürütülen baskı ve zulme dikkat çekti. “Zaten tarihten beri katliamlar sürüyor. En çok bu azınlık olan Kürtler olsun, Aleviler olsun, Türkler olsun, herhangi bir inanç dışında, İslam dışında olan tüm azınlıklar... Bu katliamlar, bu zulüm devam ediyor. Bizim gayemiz ne? Biz hep barıştan yana olmuşuz. Sevgiden yana olmuşuz” diyen Cevahir Altınok, halkların bir arada, kardeşçe yaşama hakkı olduğunu dile getirdi.
‘Tüm halkların bir arada yaşama hakkı var’
Cevahir Altınok, savaşsız, kavgasız bir yaşam çağrısında bulunarak şöyle devam etti: “Kavgasız, dövüşsüz barış gelsin. Analar ağlamasın, gözyaşı dökülmesin, çocuklar ölmesin. Bizim gayemiz savaş değil, sıkıntı değil. Yerde yaşamak değildir. Tüm halkların bir arada yaşama hakkı var. Herkes birine sahip olsun. İnançtan bir sır olarak, inançsal olarak birine sahip olsun. Bir arada yaşama etkisi olsun. Bir arada yaşamak zorundayız.”
‘Gözyaşları dökülmesin’
Bu ülkenin tüm yurttaşlarının eşit haklara sahip olduğunu vurgulayan Cevahir Altınok, barış çağrısını yineleyerek, “Çünkü hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, hepimiz vatandaşız. Biz barış istiyoruz. Kavga istemiyoruz. Savaş istemiyoruz. Gözyaşları dökülmesin. Çocuklar ölmesin, kadınlar ölmesin. Bizim gayemiz bu.”
‘Neden katlediyorlar’
Alevi inancının temelinde hoşgörü ve barış olduğunu belirten Cevahir Altınok, “Bir Alevi inancında hoşgörü var, sevgi var. Barış vardır. Asla kimseyi ötekileştirmiyor” dedi. Ayrıca inançları nedeniyle uygulanan ayrımcılığı da eleştiren Cevahir Altınok, sözlerini şöyle sürdürdü, “Hiçbir insana, hiçbir vatandaşa, hiçbir insan bile olsa bu saldırı ve katliamı asla kabul etmiyoruz. Neden katlediyorlar? Yani kendine benzemediği için mi katlediyorlar? Biz bunu doğru bulmuyoruz” diye konuştu.
Katliamlara karşı barış çağrısı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrının ardından başlayan barış sürecine dikkat çeken Cevahir Altınok, halkların ortak talebinin barış olduğunu vurgulayarak, sözlerini şu çağrıyla sonlandırdı: “Bütün haklar barışın sağlanmasını istiyor. Hiçbirimiz istemiyoruz ki kavga olsun, katliamlar olsun. Birleşmeler olsun. Tüm kesimlerin birlik olması gerekiyor. Artık kimse ölmesin. O canı ben yaratmadım ki ben o canı alayım. Neden ben o canı alayım? Olmasın. Savaşın ve katliamların durması için barışın bir an önce sağlanması gerekiyor.”