
Tartışmalı yargı paketi komisyonda
- 16:02 31 Mayıs 2025
- Güncel
ANKARA - DEM Parti Adalet Komisyonu üyeleri tartışmalara neden olan 10’uncu Yargı Paketi’nin komisyona gelmesinden önce basın açıklaması yaparak, “Ne yazık ki yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkardır. Bu yasa teklifi toplumun adalet talebine dönüşmüş demokratik çözümün, toplumsal barışın ve hukuki eşitliğin imkanlarını değerlendirmemiştir” denildi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Adalet Komisyonu üyesi milletvekilleri, bugün komisyonda görüşmelerine başlanan ve sürece ilişkin tek bir olumlu madde bulunmayan 10'uncu Yargı Paketi'ne ilişkin basın toplantısı gerçekleştirdi.
‘Talep ettiğimiz değişiklikler yapılmadı’
Komisyon üyeleri adına basın açıklamasını yapan Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, paketin diğerlerinin bir devamın niteliğinde olduğunu söyleyerek, “10’uncu Yargı Paketi içinden geçmekte olduğumuz siyasi sürecin hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmamış bir kanun teklifi olduğunu ifade edelim. Buna rağmen partimizin defalarca yapmış olduğu görüşmelerde paketin kapsamının genişletilmesi, demokratikleştirilmesi ve eşitlikçi hale getirilmesi için yaptığımız öneriler kabul edilmemiş, değişiklikler maalesef ki yapılmamıştır. Bu paket daha önce çıkarılmış paketlerin bir devamı olarak halktan, hukuktan, mağdur kesimlerden yükselen çağrılara kulak tıkayan bir anlayışla hazırlanmıştır” dedi.
‘Paket adil eşitlikçe ve hukuka uygun değildir’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısını ve PKK’nin 12’nci Kongresi’ni hatırlatan Dilan Kunt Ayan, “27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan ‘barış ve demokratik toplum çağrısı’ tarihsel, siyasal ve toplumsal olarak yeni bir sürecin kapılarını aralamıştır. Ardından gelen 12 Mayıs açıklaması Türk ve Kürt halkları açısından ortak yaşam umudunu büyüten tarihi bir adımdır. Böylesi bir atmosferde atılacak her yasal adımın onurlu barışa ve birlikte yaşama katkı sağlayacak, adalet, eşitlik ve özgürlük duygularını güçlendirecek şekilde atılması; yine hazırlanan yasaların hukuk ve halkın taleplerine uygun şekillenmesi mutlaka barış ve demokratik toplumun inşasına katkı sunacak ve bu yolda yeni imkanlar yaratacaktır. Ancak sunulan paket bu beklentileri karşılamaktan uzaktır. Bu paket adil, eşitlikçi, hukuka uygun bir paket değildir” sözlerini kullandı.
‘Adalet siyasi hesaplara bir kez daha feda edildi’
Özellikle infaz rejiminde yapılan değişikliklerin on binlerce tutsak ve aileler için hayal kırıklığı yarattığını belirten Dilan Kunt Ayan, “Siyasi mahpuslara, hasta mahpuslara, cezaevinde sistematik ayrımcılığa maruz kalanlara gerekli iyileştirmeler yer almamaktadır. Mevcut eşitsizlikler daha da derinleştirilmektedir. Paket Anayasa’ya aykırı hukuki öngörülebilirlikten uzak keyfi ve ayrımcı düzenlemeler içermektedir. Geçmiş infaz rejiminden kaynaklı mağduriyetler giderilmemiştir. Adalet duygusu bir kez daha siyasal hesaplara feda edilmiştir. Adil yargılanma hakkının sistematik şekilde ihlal edildiği, yine yargının siyasallaştığı, tutuklamaların birer ceza yönetimine dönüştüğü, uzun tutukluluk süreçlerinin cezaevlerini doldurduğu bir süreçten söz ediyoruz. Adalet Bakanlığı verilerine göre 7 Nisan 2025 tarihi itibariyle cezaevlerinde 403 bine aşkın tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Oysa Türkiye genelinde 395 cezaevinin toplam kapasitesi 300 binin altındadır. Bu tablo yalnızca fiziki bir doluluğu değil aynı zamanda insan onurunu temel hakları ve hukuk güvenliğini de hiçe sayan bir durumu gözler önüne sermektedir” diye konuştu.
Yine inkar, yine ayrımcılık
İnsan Hakları Derneği verilerinde en az bin 412 hasta ve 305’inin ağır hasta tutsağın olduğunu ifade eden Dilan Kunt Ayan, devamında şunları söyledi : “Bu insanlar yaşam hakkı, sağlık hakkından yoksun bırakılmakta. Bu yasayla da mağduriyetleri katmerlenmektedir. İnfaz düzenlemeleri bireylerin özgürlüğünü, yaşamını, sağlığını doğrudan etkiler. O nedenle burada atılacak her adım bu Meclis’teki partilerin ve milletvekillerinin vicdani ve sorumluluğudur. Ancak pakette karşımıza çıkan ne yazık ki yine adaletsizlik, ayrımcılık ve inkardır. Bu yasa teklifi toplumun adalet talebine dönüşmüş demokratik çözümün, toplumsal barışın ve hukuki eşitliğin imkanlarını değerlendirmemiştir. Halkın yıllardır umutla beklediği düzenlemeler bir kez daha kapsam dışı bırakılmıştır.
Halk ne bekliyordu?
Halk bu paketten ne bekliyordu? Başta hasta mahpuslara şartsız ve ayrımsız olarak tahliye ve tedavi imkanlarının sağlanmasını bekliyordu. Yine 31 Temmuz 2023 tarihli Covid yasasında adli ve siyasi mahpuslarla ilgili hukuki eşitliğin sağlanmasını bekliyordu. 2020 tarihli ayrımcı infaz yasasından dışlanan siyasi mahpuslar için eşitlik bekliyordu. Keyfi ve ayrımcı infaz rejiminden kurtulmak, hukuka uygun herkes için eşit ve adil bir infaz sistemine katkı sağlayacak düzenlemeler bekliyordu. Bu beklentiler halkın kendi kendine ürettiği umutlar değil, bizzat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kamuoyuna verdiği sözlerin taahhütleri sonucu olan beklentilerdi. Bakana soruyoruz bahsettiği vaatlerin hangisi 10’uncu Yargı Paketi’nde yer aldı? Toplumsal barış bu paketin neresinde? Adalet bu maddelerin hangi satırlarında gizlidir?
Komisyonda maddelerde değişiklik talep edilecek
DEM Parti olarak birazdan katılacağımız komisyon toplantısında sizlere nasıl bir yol izleyeceğimizi kısaca ifade edelim. Başta ağır hasta mahpusların konutta infazıyla ilgili, infaz kanunun 110. Maddesinin 3. Fıkrasında yapılan düzenlemede ağırlaştırılmış müebbetlere getirilen istisnanın teklif metninden çıkarılması önergesini sunacağız. Yine ağır hasta mahpusların toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmama şeklinde muğlak keyfi ve yeni ürettikleri bu maddenin çıkarılmasını isteyeceğiz. Yine kadın, çocuk, yaşlılar için özel infaz usullerinden siyasi mahpusların faydalanmasını engelleyen ayrımcı ifadelerin çıkarılması için önergelerimizi sunacağız.
Yeni maddelerin ihtas edilmesi için teklif de sunacağız. Başta 31 Temmuz Covid yasasının eşitlikçi ve hukuka uygun şekilde pakete dahil edilmesini ihtas maddesi olarak düzenlenmesi için sunacağız. İnfaz kanunu madde 16’da ağır hasta mahpuslarla ilgili olarak kesin hayati tehlike ibaresinin çıkarılarak, mevcut ağır bir hastalık şeklinde değiştirilmesini teklif edeceğiz. Komisyonun ve iktidarın halkın eşitlik taleplerine kulak vermesi gerekiyor. Çoğulcu, çözümcü ve demokratik şekilde bu taleplerimizin paket kapsamında değerlendirilmesi için halen geç değil. Komisyonda da bu değişiklikler yapılabiliyor.
Covid yasası AKP’nin karar ve tasarufları neticesinde bu paketten çıkarılmıştır. Bu gerçeği çarpıtan ve siyasi, etik dışına çıkan söylemleri kabul etmediğimiz ifade edelim. İnfazda eşitlik ve adalet sağlayacak her türlü adımın yanındayız.”