Aydınlatılmayan bir kadının ölümü: Rojin Kabaiş (3)
- 09:04 24 Kasım 2025
- Dosya
Gülderen Varlı: Sessizlik duvarı yıkılana kadar Rojin’e ne olduğunu soracağız
Öznur Değer
WAN - DEM Partili Gülderen Varlı, “Yetkililer ‘Rojin’e ne oldu?’ sorusuna yanıt vermediği müddetçe bu meselenin sorumlusudur” diyerek kadınları Rojin Kabaiş ve katledilen tüm kadınlar için 25 Kasım’da alanlara çağırdı.
Kaybolan, kaybedilen, şüpheli şekilde yaşamını yitiren, faili belli olup faili meçhul bırakılan kadınlarla dolu bir ülke haline gelen Türkiye’de, yargının cezasızlık politikası ile siyasetin değişmeyen eril dili sonucunda kadın katliamlarında artış seyrediyor. Bir yıldır şüpheli ölümü aydınlatılmadığı için ülke gündemindeki yerini koruyan Rojin Kabaiş ise tüm bunların yalnızca bir örneği. Van Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma bir yılı geride bırakırken, kamuoyuna yansıyan ihmaller zincirinin odak noktası olan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Hamdullah Şevli’nin ifadesine dahi başvurulmaması soru işaretlerini artırıyor. Bir yılı aşkın süredir dosyada gizlilik kararı olması ise “kamuoyundan bir şey mi gizleniyor” sorusunu sorduruyor.
Rojin Kabaiş’in kaybolduğu 27 Eylül 2024 tarihi ile cenazesinin bulunduğu 15 Ekim 2024 tarihinden bu yana başta kadın örgütleri ve öğrenciler olmak üzere tüm kamuoyu “Rojin’e ne oldu?” sorusunu soruyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülderen Varlı da Meclis’te Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne dair sayısız önerge veren siyasetçilerden biri.
Dosyamızın son bölümünde, Rojin Kabaiş soruşturmasını Meclis’te defalarca gündeme taşıyan DEM Parti Wan Milletvekili Gülderen Varlı ile konuştuk.
Rojin ile ilgili bir yılı aşkın süredir hakikatlerin açığa çıkmamasının yüzlerce soru işareti yarattığını kaydeden Gülderen Varlı, üniversitenin ihmaline değindi. Rojin’in kaybolmasının ve cenazesine ulaşılmasının ardından bir süreç başlatıldığını ve bir yılı aşkın süredir dosyanın soruşturma aşamasında olduğunu belirten Gülderen Varlı, yetkililerin ihmali bulunanlar noktasında sorumluluk almadığını ifade etti. “Rojin’e ne olduğu bir türlü kamuoyu ile paylaşılmadı. Kamuoyu ile paylaşılmadığı için de toplumsal ve vicdani bir refleks ortaya çıktı. Kamuoyu da bir an önce hakikatin açığa çıkması gerektiğini söylüyor. Üniversite öğrencileri Rojin için Adalet Nöbeti başlattı. Barolar, siyasetçiler, sanatçılar, kadınlar Rojin’e ne olduğunu soruyor ve bu sorunun cevabının bir an önce verilmesi, hakikatlerin açığa çıkarılması gerekiyor. Bu soruları sorduğumuz yerler var. Bizler de siyasetçiler olarak ilgili bakanlıklara soru önergeleri veriyoruz. Toplumsal olarak da tek sorduğumuz soru ‘Rojin’e ne olduğu’ sorusu. Rojin’in hakikatinin ortaya çıkması için sorumlu kurumlar var ve sorulara cevap verecek olan da bu kurumlardır. Ancak sorulara cevap verilmediği gibi toplumu da bilgilendirmiyorlar” şeklinde konuştu.
‘Yetkililer “Rojin’e ne oldu?” sorusuna yanıt vermedikçe sorumlusudur’
Üniversitelerdeki şüpheli kadın ölümleri ile kaybolan kadınların Rojin ile sınırlı olmadığını kaydeden Gülderen Varlı, Gülistan Doku’yu hatırlattı. “Gülistan Doku’ya ne oldu?” sorusunun da çok sorulduğunu, sorulmaya devam edildiğini ancak yanıtsız bırakıldığını dile getiren Gülderen Varlı, “Batman’da İpek Er’in şüpheli ölümü de aydınlatılmadı. Yetkili kurumlar bunu aktarmıyor. Sadece Kürdistan’da değil, Türkiye metropollerinde de bu yaşanıyor. Surlarda katledilen bir kadın gerçekliği var ancak sorular onda da yanıtsız bırakılıyor. Her şüpheli kadın ölümünde iktidar ve ilgili kurumlar sorumlu ve kamuoyunun sorularına yanıt verilmediği müddetçe de sorumludurlar. Rojin katliamında da yetkililer ‘Rojin’e ne oldu?’ sorusuna yanıt vermediği müddetçe bu meselenin sorumlusudur” sözlerine yer verdi.
Araştırma önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi
Siyasetçiler olarak 10’u aşkın soru önergesi verdiklerinin altını çizen Gülderen Varlı, “Ya bu soruların belli maddeler üzerinden cevapları veriliyor ya da tatmin edici cevaplar verilmiyor. Biz DEM Parti olarak araştırma önergesi verdik. Önergemiz AKP-MHP oylarıyla reddedildi. Bu da iktidarın şüpheli kadın ölümlerine yaklaşımının göstergesidir. Burada red oyu veren AKP ve MHP’li vekillerin buna da cevap vermesi gerekiyor. Rojin her birimizin ailesinden biri olabilirdi. Bu da toplumda şiddete, tacize, tecavüze maruz kalan kadınlara iktidarın yaklaşımını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
25 Kasım çağrısı
25 Kasım yaklaşırken mücadelenin örgütlü gücünü ortaya koyduklarının altını çizen Gülderen Varlı, “Tüm şüpheli kadın ölümlerinde ‘ne olduğunu’ sorduk. Bir araya gelerek bir mücadele hattı örüyoruz. 25 Kasım gelirken daha çok bir arada olmak gerekiyor. Mücadele hattımızı belirleyen bir 25 Kasım’ı karşılıyoruz. Bir kadının yaşam hakkını elinden almak bir toplumun yaşam hakkını elinden almaktır. Bu duyguyla alanları doldurmak gerekiyor. Kadın yaşamın ta kendisidir. 25 Kasım’da da hem Rojin Kabaiş hem Gülistan Doku hem de tüm kadınlar için bir arada olmak gerekiyor. Hiçbir şüpheli ölüm şüpheli kalmayacaktır. Bu 25 Kasım hepimizin örgütleneceği bir 25 Kasım olacaktır. Tüm vicdan sahibi insanların 25 Kasım’da yan yana olması gerekiyor” dedi.









