DEM Parti ve DBP: Êzidîlere yönelik soykırımı tanıyın

  • 10:56 3 Ağustos 2025
  • Güncel
 
HABER MERKEZİ - DEM Parti ve DBP Kadın Meclisi’nin Êzidî soykırımının yıl dönümüne ilişkin yaptıkları açıklamada, uluslararası kamuoyunu ve Türkiye’nin Êzidî toplumuna yönelik soykırımı tanıma çağrısında bulundu. 
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Kadın Meclisi, 3 Ağustos 2014 tarihinde, Şengal’de Êzidî soykırımın 11’nci yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı. 
 
DEM Parti’nin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ne yazık ki, geçen 11 yıla rağmen Êzidîlerin yaşadığı büyük acılar tam anlamıyla telafi edilmemiş; adalet ve yüzleşme süreci tamamlanmamıştır. Şengal’deki demografik yapı hâlâ tehdit altındadır. Êzidîlerin kendi topraklarına dönüş hakkı fiilen engellenmekte, IŞİD’in ideolojik ve askeri uzantıları farklı biçimlerde varlığını sürdürmektedir. Ortadoğu’da, özellikle Suriye’de aynı karanlık zihniyet Alevilere, Dürzilere, kadınlara ve farklı inanç topluluklarına yönelik baskı, tehdit ve saldırılarını sürdürmektedir. Kadınların yaşam hakları yok sayılmakta; halklara kimlik ve inanç temelinde sistematik saldırılar gerçekleştirilmektedir. 
 
Soykırımı tanıyın 
 
Uluslararası toplumun bu sessizliği, adaletin gecikmesine ve hakikatin görünmez kılınmasına yol açmaktadır. DEM Parti olarak Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımı lanetliyor, soykırımda yitirdiklerimizi bir kez daha derin bir acıyla anıyoruz. Kadim Êzidî halkının adalet, hakikat ve özgürlük mücadelesinin yanında olduğumuzu güçlü bir şekilde vurguluyoruz. Uluslararası kamuoyunu ve Türkiye devletini Êzidî halkına yönelik bu soykırımı tanımaya, Şengal halkının iradesine saygı göstermeye, kayıpların bulunması için gerekli girişimleri başlatmaya ve Êzidîlerin kendi topraklarında özgürce ve güven içinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sorumluluk almaya çağırıyoruz.”
 
DBP: DAİŞ’in ideolojik mirası  yeniden canlandırılmakta
 
DBP Kadın Meclisi’nin açıklaması ise şöyle: 11 yıl geçmesine rağmen, binlerce kadının ve çocuğun akıbeti hâlâ bilinmemekte; DAİŞ’in kontrolünde esaret koşullarında yaşamaya zorlanan kadınların özgürleştirilmesi süreci ise ciddi bir ihmalkârlıkla karşı karşıya bırakılmaktadır. Kadınların yerlerinin tespit edilmesi, kurtarılması ve yaşadıkları ağır travmaların onarılması yönündeki uluslararası çabalar yetersiz kalmaktadır. Êzidî kadınların sesi duyulmakta zorlanmakta, adalet talepleri görmezden gelinmektedir. Bugün bölgedeki kimi yapılarda DAİŞ’in ideolojik mirası farklı biçimlerde yeniden canlandırılmakta; kadınlar ve halklar benzer şiddet biçimleriyle karşı karşıya bırakılmaktadır. HTŞ gibi yapılarda cisimleşen bu zihniyet, erkek egemenliğini ve sömürgeci politikaları sürdürmektedir. Alevi ve Dürzi halklarına yönelik gerçekleştirilen katliamlar da Êzidî soykırımının bir devamı niteliğindedir. Bu zihniyetle mücadele, aynı zamanda kadın özgürlük mücadelesidir. Êzidî kadınlar özgürleşmeden, hiçbir halk gerçek anlamda özgürleşemeyecektir.”