Elfazi Toral

 

İSTANBUL - “Barışa Ses Olalım” Deklarasyonu imzacılarından NÇM’li sanatçılar Dengbêj Xalîde ve Baran Bozyel, iktidarın tüm tecrit, savaş ve yoksulluk politikalarına karşı bir arada olduklarını belirterek, sorunların çözümü için muhatapların bir araya gelmesi gerektiğine işaret etti. 

 

İstanbul’da, 7 Ocak günü aralarında müzisyen, sanat eleştirmeni, yazar, yönetmen, oyuncu, ressam, dengbêj ve sanat akademisyenlerinin olduğu 13 çağrıcı, 570 imzacı isim “Barışa Ses Olalım” Deklarasyonunu açıkladı. Taksim Hill Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısına, Mezopotamya Kültür Merkezi (NÇM) üyeleri ile birlikte her kesimden çok sayıda sanatçı katıldı. Deklarasyonda, başta Kürt sorunu olmak üzere savaşların ve tüm sorunların çözümü için muhatabın, İmralı Adası’nda 25 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 34 aydır da hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan olduğunun vurgusu yapıldı.

 

“Barışa Ses Olalım” Deklarasyonu imzacılarından NÇM sanatçıları Dengbêj Xalîde ile Baran Bozyel JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.

 

Soykırım politikalarına karşı bir aradalar!

 

“Bizler sesimizi özgürlüğe, eşitliğe ve barışa yükseltmek için bir araya geldik” diyen Xalîde, sanatçılar, müzisyenler ve yazarlar ile birlikte tek bir taleple bir araya geldiklerini belirtti. Xalîde, “Bizler birbirimizin imzasıyla birlikte bir araya geldik. Tüm halklar üzerinde yürütülen kirli zihniyeti kabul etmediğimizi belirtmek için bir araya geldik” dedi. Kürt sanatına yönelik saldırılara karşı da imzacı olduklarını söyleyen Xalîde, “Bizim sanatımız üzerindeki baskı, sindirme ve asimilasyon politikalarına karşı bir aradayız. Bizler kendi sesimiz, dilimiz ve rengimizle bu saldırıları bertaraf etmek istiyoruz. Mutlu bir özgürlük talebimiz var. Bu minvalde güzel bir özgürlük hem ülkeye hem de dünyaya gelsin. Tek talebimiz, her bir bireyin kendi tozu toprağıyla, rengiyle, kendi topraklarında huzurlu bir yaşam sürmesidir. Emperyalizm, baskıcı, soykırımcı zihniyetler özgürlüğün elini tutmuyor. Bence bu zihniyet özgürlükten korkuyor. Demek ki özgürlük soykırımcıların işine gelmiyor” şeklinde konuştu.

 

‘Özgürlük talebimize ses verin’

 

Anadili Kürtçe ile sanat yaptığını dile getiren Xalîde, toplumun kendi taleplerini söylemekten korkmaması gerektiğini aktardı. Xalîde, “Özgürlükten korkmayın. Öldürmekle bir şey ele geçmez.  Ölüm sadece çok şey kaybettirir. Kimse bugün birilerinin günahını almasın. Biliyoruz ki bugüne kadar çok fazla günah işlendi. Suyun, taşın, toprağın, her şeyin günahını işlediler. Çocukları öldürdüler.  Annelerin boynunu büktüler. İnancımız ve beklentimiz her bir bireyin bu çağrımıza ses vermesidir. Bizlerin bu özgürlük talebine ses ve yanıt verilmesi gerekiyor. Türkiye her geçen gün giderek daha da kötüye gidiyor. Tam da böylesi bir zamanda birlik olma, mücadele etme zamanı” sözleriyle seslendi.

 

‘Çağrımızla Orta Doğu halkları için özgürlük olacak’

 

İktidarların Kürt halkına uyguladığı savaş politikalarını da değerlendiren Xalîde, “Konuşmaya gelince ülkede bir savaşın olmadığını söyleyip duruyorlar. Kürt sorununun olmadığını söylüyorlar. Kendi kafalarına göre ve kendi istekleri doğrultusunda, kendi işine yarayan politikalar sürmektedir. Bugün kimse kendi kafasına göre ‘Kürt sorunu yoktur’ diyemez. Madem Kürt sorunu yok, bugün neden cezaevlerinde açlık grevleri başlatıldı, tutsaklar neden açlık grevine girdi? Bugün kendi bedenlerini açlık grevine ve ölüme yatırdılar. Eğer bir sorun yoksa, neden bugün bu sorunlarla karşı karşıyayız? Yine de soruyoruz. Her geçen gün açlık, baskı altında olmak, sömürmek, yok etmek ve yaşamın tüm sorunları şu an neden mevcut? Madem sorun yok, neden bugün barışa ihtiyaç var? Yine tekrarlıyoruz. Çağrımıza ses ve yanıt verilmesi gerekiyor. Bu çağrımıza yanıt verildiği zaman tüm Orta Doğu halkları için özgürlük olacak” dedi.

 

Tecrit her yere yayılıyor!

 

Bir diğer NÇM’li sanatçı Baran Bozyel de, deklarasyonun imzacısı olarak Türkiye’de yaşanan savaş krizine karşı durduklarını aktardı. Baran, “Bir sanatçı ve müzisyen olarak ülkede yaşanan savaş hali, ekonomik kriz, tecrit, birçok sorun ve sıkıntı ile karşımıza çıkıyor. Bizler sanatçılar olarak buna bir dur demek istedik ve bir araya geldik. Barışa ses olmak adına toplandık. Bir haftada bu deklarasyon hazırlandı ve tüm sanatçılar tereddütsüz hemen kabul etti, imzacısı oldu. Artık bu ülkede bir nefes almaya ihtiyaç olduğunu söyleyip herkes bulunduğu alanda imzacı oldu. Tüm sanatçılar da barışa ihtiyaç olduğunu belirtti. Tüm sanatçılarda kendi müziklerini ve sanatlarını ifade edememe sorunları var. Konserlerinin iptal olması, kendi anadilinde sanat yapamama sorunu var. Ekonomik, üretememe sorunları var” ifadelerini kullandı.

 

Sanatçılar iktidara sessiz kalmadı

 

İktidar politikalarının tüm toplumda giderek ağırlaştığını dile getiren Baran, “Yanı başımızda insanlar ölüyor. İnsanlar açken, yoksulluktan intihara kadar gidiyorken sanatçıların da buna kayıtsız kalması imkansız tabii ki. Birçok sanatçı da intihar etti hem ekonomik hem de sistemin getirdiği sorunlarla birlikte. Dolayısıyla savaş ve sorunlar karşısında da sanatçıların kayıtsız kalması imkansız. Bu ülkede güzel bir şekilde yaşanabilmesi için arkadaşlar birlik oldu. Özgürce ve barış içerisinde bir yaşam sürebilmesi için bu imzaya katkı sağladı. Daha özgür bir yaşam için imzacı olduk” diye konuştu.

 

‘Muhataplar bir araya gelmeli…’

 

Halkın tek talebinin barış olduğunu vurgulayan Baran, “Halkların istediği ortada. İktidar barışın olmaması için elinden geleni yapıyor. Çünkü halkların birbiriyle sorunları yok. İktidarlar kendi bekalarını sürdürebilmek için savaşı körüklüyor. İktidarlar, milliyetçi duyguların kabarmasını karanlık güçler tarafından körüklüyor. Yoksa gerçekten halklar savaştan yana değil. Çünkü bunun sonu yok. 40 yıldır bitmiyorsa demek ki savaş ile olmuyor. Artık buna bir dur demek lazım. Bu dur demek de, muhataplarla bir araya gelmektir. İki tarafın bir araya gelmesi ve bu sorunu çözmesi gerekiyor. Tekrardan müzakerelerin oluşması gerekiyor. Yine konuşulması gerekiyor ve yine barış tartışılmalı” cümlelerini kullandı.