Mêrdîn’de şiddet çetelesi: 5 kadın katledildi, 11 şüpheli ölüm

  • 14:36 7 Ocak 2024
  • Güncel
MÊRDÎN – Şahmaran Kadın Platformu, 2023 yılı kadına ve çocuğa yönelik şiddet raporunu açıkladı. Rapora göre bir yılda en az 5 kadın katledilirken, 11 kadın da şüpheli şekilde yaşamını yitirdi.
 
Mêrdîn Şahmaran Kadın Platformu, kente dair 2023 yılı kadına ve çocuğa yönelik şiddet raporunu açıkladı. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mêrdîn Şubesi’nde yapılan basın toplantısına platform üyeleri katıldı.
 
'Kadın katliamlarının kadın kırım boyutuna vardı'
 
Basın toplantısında konuşan Platform üyesi Mizgincan Arsu, şiddet raporunu platforma ve platformun bileşenlerine yapılan başvurular ile takip ettikleri vakalar üzerinden hazırladıklarını söyledi. Raporun Ocak 2023 ile Aralık 2023 arasını kapsadığını belirten Mizgin, verilerin, şiddetin her geçen gün arttığını gösterdiğini vurguladı. Mizgin, “Kadına yönelik yargı tacizi, gözaltı, tutuklamaların arttığı, cezaevlerinde tecridin her geçen gün daha da derinleştiği, kadın katliamlarının kadın kırım boyutuna vardığı, her türlü asimilasyon ve özel savaş politikaları ile kadınların mücadelesizleştirmeye çalışıldığı ve toplumun tamamının biat edilmeye çalışıldığı bir süreci yaşamaktayız” dedi.
 
11 şüpheli ölüm, 43 cinsel saldırı...
 
Kadınların hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasi alanda eşit biçimde yer alamadığını ve yaşam haklarının ihlal edildiğini kaydeden Mizgin, “Mardin ilinde en az 11 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmiş, en az 43 kadın cinsel saldırıya uğramış ve en az 5 kadın katledilmiştir. Mardin ilinde katledilen kadınların çoğunlukla eşleri ve sevgilileri yani yakınları tarafından öldürüldüğü; bu kadınların daha önce de şiddet gördükleri ve bundan dolayı uzaklaştırma kararı aldırdığı, ancak bu kararın uygulanmadığı ve sonuç olarak birçok kadının katledildiği net bir şekilde görülmektedir” şeklinde konuştu.
 
“Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez” sözüyle başlayan raporun bazı bölümleri şöyle:
 
“* Basına yansıyan verilere göre; Mardin ilinde en az 11 kadın şüpheli bir şekilde hayatını kaybetmiştir. Bu ölümlerin çoğunun yüksekten düşme sonucu gerçekleştiği iddia edilmektedir
 
* Mardin ili genelinde en az 5 kadın katledilmiştir. Katledilen çoğu kadının eşleri veya yakınları tarafından katledildiği tespit edilmiştir.
 
* Mardin ilinde yargıya ve kamuoyuna yansıyan verilerde en az 43 kadının cinsel saldırıya uğradığı, en az 5 kadının katledildiği ve en az 5 kadının şüpheli şekilde katledildiği tespit edilmiştir.
 
* Mardin Barosu Adli Yardım Birimi’ne 01.01.2023-31.12.2023 tarihleri arasında 281 kadın boşanma davası ve 46 kadın da nafaka davası açmak için hukuki yardım talep etmiştir.
 
* Mardin ilinde basına yansıyan verilere göre; en az 5 çocuğun katledildiği/ölüme sürüklendiği, çocuğa yönelik taciz, tecavüz ve şiddetin ev içinden eğitim alanlarına kadar yayıldığı tespit edilmiştir. Yargıya ve kamuoyuna yansıyan verilere göre, en az 270 çocuğun cinsel istismara uğradığı, en az 172 çocuğun istismar edildiği (16 yaş altı), en az 3 çocuğun doğum yaptığı, en az 1 çocuğun da evlendirmeye zorlandığı resmi kayıtlarca tespit edilmiştir.
 
Yargı tacizi
 
*Mardin’de İpek Gülşen’e tecavüz girişiminde bulunan, darp eden ve dolandıran Baran Kızıl, tahliye edildi.
 
* Mardin’in Nisêbîn ilçesinde 4 çocuğu taciz eden uzman çavuş Eyüp K., adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
 
* Mîdyad’da Baran Hasan Rasho isimli Êzidî kadını katleden Serkan Özgün’e verilen 25 yıl hapis cezasının İstinaf Mahkemesi’nde bozulmasının ardından yeniden başlayan yargılamada ‘cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi’ gerekçesiyle yeniden ‘takdiri’ indirim yapılarak 25 yıl hapis cezası verildi.
 
* Mehmet Emin Öner tarafından katledilen Pakistan Demir için gerçekleştirilen eyleme katılan Pakistan’ın annesi ve 4 kardeşi ile 10’u kadın 12 kişi hakkında dava açıldı. Mêrdîn'in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde 16 Eylül 2022 tarihinde imam nikahıyla evli olduğu ve hakkında defalarca uzaklaştırma kararı verilen Mehmet Emin Öner tarafından katledilen Pakistan Demir için 19 Eylül 2022’de yürüyüş gerçekleştiren 10’u kadın 12 kişi hakkında ‘kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme ve bunların hareketlerine katılma’ yönünden dava açıldı.
 
* Mardin’de 22 yaşındaki kadına tecavüz etmekle yargılanan korucu Yakup A ile Çetin T., Harun Y. ve Suud Ö sevk edildikleri Derik Sulh Ceza Hakimliği tarafından adli kontrol uygulanmasının ‘ağır olacağı’ gerekçesi ile serbest bırakıldılar.
 
* Mêrdîn’in Mîdyad ilçesinde Adliyede Adli Tıp Uzmanı olarak görev yapan Dr. Gözde Bağcı, ilçede Cumhuriyet Savcısı olan Mehmet Sait D.’nin kendisini darp ettiğini ve bu nedenle şikayetçi olduğunu duyurdu.
 
Özel savaş politikaları 
 
* Ulus devletler, toplumları savaşla fethedemedikleri durumlarda özel savaş politikalarına yönelmektedirler. İdeolojik, ekonomik, sosyal, kültürel alandaki geniş bir yelpazeye yayılan bu politikalarla, kadınların geleneksel rollerinin sürdürülmesini ve sistemi her seferinde kendi ihtiyaçları üzerinden yeniden tesis etmeyi hedeflemektedirler.
 
* Özel savaş, toplumun diline, kültürüne, kimliğine ve yaşam şekline tamamen müdahale ederek toplumu özünden değiştirmeye çalışmaktadır. Hakikati yitirmemizi sağlamak için, bakış açımıza ve yaşam biçimimize yönelen savaş yöntemidir. Özel savaşın aygıtları ise fuhuş, tecavüz, uyuşturucu, kültürel soykırım ve tacizdir. Özel savaş aygıtlarıyla, toplumun zihnine sızarak toplumda her türlü ahlaksızlığı meşrulaştırmaya çalışır. Kısacası toplumun ahlaki, kültürel, politik tüm değerlerine saldırır ve derin bir asimilasyonu içerir.
 
* Mardin ili, Nusaybin Kızıltepe, Dargeçit ve Derik başta olmak üzere tüm ilçelerinde kolluk kuvvetlerinin eliyle düşürülen ve fuhuşa sürüklenen birçok kadının olduğu ve şantajla diğer kadınlarında düşürülmeye çalışıldığı platformumuza yapılan başvurularda, basına yansıyan haberlerde ve gönüllülerimizin gözlemleri sonucu ortaya çıkmıştır.
 
* Derik’te yürütülen özel savaş politikaları daha da derinleşmiş bu politikalar daha çok gençler üzerinden yürütülmekte gençler uyuşturucuya alıştırılarak her türlü kirli politikalar devreye konulmuştur. Uyuşturucu etkisiyle birçok çocuğun videosu çekilmiş ve bu videolar üzerinden çocuklar şantaj yapılmış ve sistematik olarak tecavüze maruz bırakılmışlardır.
 
* Sistemin özellikle mücadelenin yoğun olduğu yerlerde gençlerin mücadeleden uzaklaşması için yaptığı kirli politikalar birçok gencin uyuşturucuya alışması ya da fuhuşa sürüklenmesine neden olmuştur. Son dönemlerde uyuşturucu kullanımı okul önlerinden okul içlerine kadar ilerlemiştir. Birçok çocuğun ve genç kadının uyuşturucu etkisi ile sistematik olarak tecavüze uğradıkları, ailelerin başvuru sonuçları ortaya çıkmıştır. Küçük yaşta çocukların sistem eliyle düşürüldükleri her türlü şantaja maruz kaldıkları, birçok çocuğun istismar edildiği sosyal medya ortamında tehditlere maruz kaldığı ve intihara sürüklendiği de gözlemlenmiştir.
 
* Üniforma zırhının dokunulmazlığını kullanarak, ‘bana bir şey olmaz’ diyenlere verilen bu cesaret erkek devletin özel savaş politikalarıdır. Coğrafyamızda son dönemlerde ortaya çıkan fuhuş çetelerinde yer alanların, çoğunlukla, kolluk kuvvetlerinde çalışanlardan olması düşündürücüdür.
 
*Erkek yargının cezasızlık politikaları var olan şiddetin daha da artmasına neden olmaktadır. Mahkemeye yansıyan vaka sayısının fazla olması ve bu faillerin hiçbir şekilde ceza almaması failleri cesaretlendirmekte; hakaret, tehdit, şantaj ve intihara zorlama gibi farklı uygulamalarla kadınlar sindirilmeye ve şikayetlerini geri çekmeye zorlanmaktadır. Bir sistem politikası olarak iyice açığa çıkmış bu şiddet sarmalı, şiddetin ve kadın katliamlarının artmasına neden olmaktadır.
 
Eğitim
 
* Özellikle kırsal alanlarda geleneksel cinsiyet rollerini destekleyerek buna uygun bir içerikle ders kitaplarını hazırlayan Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ‘Talim terbiye kurulunu’ yaklaşımı cinsiyetçiliği artıran, kadın ve erkek rollerini ayrıştıran, eşitsizliği derinleştiren bir yerdedir.
 
* MEB’in ortaöğretim kurumları Yönetmeliği’nin ilgili maddelerinde çocuk yaşta zorla evlilikler olağan kabul edilmekte, erken yaşta evliliklerin önünü açmaktadır. Geleneksel kadınlık rolleri İslami kurallar ile meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Tekçi, gerici, cinsiyetçi müfredat ile ayrımcılık derinleştiriliyor.
 
* Siyasi iktidar ve cemaatler işbirliği ile eğitimin kamusal niteliği hızla tasfiye edilmeye çalışılırken eğitim politikalarının oluşturulması ve uygulanması sürecinde dini vakıf ve cemaatlerin belirleyiciliği arttırıldı.
 
* Eğitimde yurtlarda yaşanan sorunlar son dönemlerde tırmanmıştır. Asansör faciasında yaşamını yitiren Zeren Ertaş için Mardin KYK kız öğrenci yurdu önünde yapılan açıklamaya katılan ve protesto eden kız öğrenciler hakkında disiplin soruşturması açıldı.
 
* İktidarın eril politikaları erkek egemen devlet zihniyeti eğitimi kendi ideolojileri doğrultusunda şekillendirmeye çalışmaktadır.
 
Dil
 
* Dile yönelik asimilasyon politikaları her geçen gün daha da derinleşmektedir. Anadilde eğitim hakkının en temel hakkı olmasına rağmen, bu hakkın uygulanmaması dillere yönelik asimilasyon politikalarının sonucudur. Tek dil politikalarıyla diğer diller yok sayılmaktadır.
 
* Kürtçeye yönelik saldırılar her geçen gün daha da derinleşmekte ve çocukların anadilini kullanamaması için her türlü asimilasyon politikası uygulanmaktadır. Açılan tüm kursların ve Kürtçe okulların kapanması ve kreşlerde çok dilliliğin uygulanmaması bu politikaların sonucudur.
 
* Dile yönelik asimilasyonun temel hedefinin ise toplumun, özellikle de kadınların, kendi kültürlerinden, özlerinden uzaklaştırılarak kadın mücadelesinden koparılması olduğu çok açıktır.”
 
Basın toplantısı, “Jin jiyan azadî” sloganıyla son buldu.