
Özgür Yaşam Diyalogları: Sessizleştirilen düşünceler yaşam buluyor
- 09:02 12 Mayıs 2025
- Güncel
Neslihan Kardaş
WAN - TJA aktivisti Hatice Oktay, “Önderlikle Özgür Yaşam Diyalogları” kampanyasının, toplumsal sorunları birlikte düşünmek ve tartışmak adına kolektif bir okuma süreciyle güçlü bir toplumsal farkındalık oluşturmanın amaçlandığını söyledi.
Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), "Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Demokratik Çözüm" küresel kampanyası kapsamında, toplumsal değişimin öncülüğünü üstlenen kadınlarla birlikte “Önderlikle Özgür Yaşam Diyalogları” kampanyasının startını büyük bir coşkuyla verdi. Kürdistan’dan Türkiye’ye, Avrupa’nın dört bir yanına yayılan bu güçlü kadın hareketi; bir araya gelerek, seslerini, taleplerini ve mücadelelerini yükseltiyor. Dengbêj etkinliklerinden film gösterimlerine kadar zengin içerikli buluşmalar, kadınlar tarafından yoğun ilgi ve büyük bir heyecanla karşılanırken, kampanya, kadınların iradesiyle büyümeyi sürdürüyor.
Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Hatice Oktay, kampanyaya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘Alternatif bir perspektif sunuyor’
Etkinliği yapma amaçlarına değinen Hatice Oktay, “Amaç, kolektif bir okuma deneyimi aracılığıyla toplumsal meseleleri daha derinlikli düşünmek ve birlikte tartışma kültürünü güçlendirmek. Abdullah Öcalan’ın kitaplarının bu etkinlikte yer alması, onun özellikle demokrasi, özgürlük ve toplum çözümlemelerine dair geliştirdiği özgün düşünceleriyle ilgilidir. Kendisinin devlet, iktidar ve toplum üzerine geliştirdiği analizler, mevcut sistemin dışında alternatif bir perspektif sunuyor. Bu nedenle okuma sürecinde sadece bir metin değil, aynı zamanda yeni bir bakış açısı sunuyor. O yüzden kitapları çok etkili oluyor” dedi.
‘Sessizleştirilen düşünceler burada görünür oluyor’
Özgür diyaloğun, kendi açısından insanların yargılanmadan, bastırılmadan ya da önyargılara maruz kalmadan fikirlerini ifade edebildiği bir alan demek olduğunu ifade eden Hatice Oktay, “Farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü, eleştirinin düşmanlık değil gelişim için kullanıldığı bir ortamı hayal ediyorum. Bu tür etkinlikler, tam da bunu mümkün kılıyor. Sessizleştirilen ya da görmezden gelinen düşünceler burada görünür oluyor ve bu bence çok kıymetli” diye konuştu.
‘Kendimi yeniden düşünmeye başlıyorum’
Okuna kitapların veya tartışılan konuların kendisinde bıraktığı etkilere dair konuşan Hatice Oktay, “Her okuma sonrasında kendimi yeniden düşünmeye başlıyorum. Ezber bozan fikirlerle karşılaştıkça, kendi konumumu ve düşünce tarzımı sorguluyorum. Bazen içsel çatışmalar yaşıyorum ama bu çatışmaların dönüştürücü bir gücü var. Konular sadece bireysel olarak beni etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda içinde yaşadığım toplumla ilişkimi de yeniden kurmama yardımcı oluyor” şeklinde konuştu.
‘Bu kitaplar sadece bilgi vermiyor’
Etkinlik kapsamında okunan kitapların bazılarını daha önce okuduğunu dile getiren Hatice Oktay, “Toplu halde ve tartışmalı biçimde okumak çok daha farklı bir deneyim sundu. Okumayanlara kesinlikle öneririm. Çünkü bu kitaplar sadece bilgi vermiyor, aynı zamanda bir düşünme biçimi kazandırıyor. Egemen anlatıların dışında kalan gerçeklikleri görmek ve anlamak isteyen herkesin bu metinlerle tanışması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.
Okuma etkinliklerine davet
Hatice Oktay son olarak, “Kadınların fikir ve anlayış noktasında bu tarz etkinliklere katıldıkları zaman başka bir bakış açısıyla karşılaştıklarını kendileri de zaten görecekler. Bu sebepten kadınları, okuma etkinliklerimize de davet etmek istiyoruz” çağrısında bulundu.