
Her 23 bin kişiye bir yatak: Devletin sığınak karnesi
- 09:03 7 Mayıs 2025
- Güncel
WAN - Mor Çatı Kadın Sığınak Vakfı üyesi Hale Çelebi, sığınak sayıların yetersiz olduğu kadar, kadınların yeterli hizmeti alamadığını kaydetti.
Devletin kadın sığınaklarına dair hedefleri kâğıt üzerinde umut verse de, gerçek tablo çarpıcı bir yetersizliğe işaret ediyor. 2025’te 169 kadın konukevi ve 3 bin 624 kişilik kapasite hedeflenirken, bu sayı Avrupa Konseyi’nin önerdiği standardın oldukça gerisinde: Türkiye’de her 22 bin 945 kişiye yalnızca bir yatak düşüyor. Bu tabloya karşılık, 20 Nisan 1990’da İstanbul’da kurulan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, yıllardır devletin yapması gerekenleri bağımsız kaynaklarla yerine getiriyor. Mor Çatı; kadınlara hukuki, psikolojik ve sosyal destek sunuyor, aynı zamanda şiddet mağdurlarına güvenli bir yaşam alanı sağlıyor.
Mor Çatı Kadın Sığınak Vakfı üyesi Hale Çelebi kadın sığınaklarının yetersizliğine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’de sadece 150 sığınak var
Kadın sığınaklarının sayılarının yetersiz olduğunu belirten Hale Çelebi, sığınakların kapasitelerinin yetersiz olmasının yanı sıra verilen hizmetlerin niteliğinin de sınırlı olduğunu söyledi. Hale Çelebi, “ Bizler 28 yıldır kadın kurultaylarında kadınlarla bir araya geliyoruz. Bu kurultaylara hem kurumlarımız hem de kadın platformlarımız katılıyor. Kadın sığınaklarımızda personeller oldukça yetersiz ve kadının şiddetle mücadele alanında çalışacak bir yere sahip olmuyor aynı zamanda destek de alamıyor. Sığınaklar ve şiddetle mücadele için ayrılan bütçeler de oldukça sınırlı. Türkiye’de 150’ye yakın sığınak var diye biliyoruz” dedi.
‘Kadın sığınakları erişilebilir değil’
Hale Çelebi, sığınakların kapasitesine yalnızca bakanlıkların yaptığı açıklamalar üzerinden ulaşabildiklerini belirterek, sığınaklara dair sayıların şeffaf biçimde paylaşılmadığını ve bu sayıların güncel olup olmadığı konusunda da net bir bilgiye sahip olmadıklarını aktardı. Hale Çelebi, “Her ilde bir sığınak bulunmadığı gibi, mevcut olanlar da her zaman erişilebilir değil. Çoğu zaman bu sığınaklar, tadilat gibi gerekçelerle hizmete kapatılabiliyor. Ancak sonrasında tekrar açılmayabiliyor; açılsalar bile bu durum kamuoyuna yeterince duyurulmuyor. Bu nedenle ciddi bir yetersizlikten söz edebiliriz. Aslında sığınaklar, doğrudan barınma ihtiyacını karşılayan yerler değildir. Sığınaklar, kadınların şiddetten uzaklaşmak amacıyla geçici olarak kaldıkları, aynı zamanda şiddete karşı mücadele etmeleri için güçlendirildikleri ve çeşitli destekleyici çalışmaların yürütüldüğü mekanlardır. Bu nedenle sığınakları doğrudan bir barınma çözümüyle bağdaştırmamak gerekir” ifadelerini kullandı.
‘Sığınaklarda göçmen kadınlar büyük sorunlar yaşıyor’
Hukuki ve psikolojik desteklerin sunulması amacıyla kurulan kadın sığınaklarının, çocuklara da destek verebilecek yapılar haline getirilmesi gerektiğini vurgulayan Hale Çelebi, aynı zamanda engelli kadınların ve 65 yaş üstü kadınların ihtiyaçlarına yönelik düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirtti. Hale Çelebi, “Kadınlar çoğunlukla başvurularını karakollar ve kolluk kuvvetleri aracılığıyla yapıyor. Ancak bu başvurularda karşılaştıkları ilk unsur, kolluk kuvvetlerinin tavırları oluyor. Çoğu zaman kadınlara yönelik caydırıcı, şiddeti meşrulaştıran bir dil kullanılıyor. Kimi zaman kötü yorumlar yaparak kadınları kararlarından vazgeçirmeye, hatta onları aile içindeki şiddet ortamına geri yönlendirmeye çalışıyorlar. Ayrıca, kolluk kuvvetlerinin sığınaklar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadan hareket ettiklerine de sıkça tanık oluyoruz. Göçmen kadınların ise karşılaştıkları çeşitli sorunlar var. Hem toplum tarafından yeterince kabullenilmiyorlar hem de uyum sürecini tamamlamış olsalar bile, kimlik süreleri dolduğunda başvurularının kabul edilmemesi gibi ciddi problemlerle karşı karşıya kalıyorlar” sözlerini kullandı.
Kadınların yaşadıkları sorunlar
Şiddet gören 65 yaş üzeri kadınların sığınaklarda haklarının kabul edilmediğini, engelli kadınların ise ihtiyaç duydukları özel desteklerin (örneğin, kişisel bakım ya da refakatçi hizmetleri gibi) çoğu zaman karşılanmadığını belirten Hale Çelebi, “Sığınaklar, tüm kadınları kapsayan bir hizmet sunmadığı için bu tür sorunlarla sıkça karşılaşıyoruz. Özel destekli çocukları olan kadınlar daha büyük zorluk yaşıyor. Bu çocuklar sığınaklara kabul edilmediği için onlardan ayrılmak istemiyorlar. Bu durumda ya şiddet ortamına geri dönmek zorunda kalıyorlar ya da evden hiç çıkmamayı tercih ediyorlar” şeklinde konuştu.
‘Kadın mücadelesi yaşatır’
Hale Çelebi, yürüttükleri çalışmaların kadın kurumları, çeşitli platformlar ve kadın örgütleriyle iş birliği içinde oluşturulan bir mücadele ağı kapsamında gerçekleştiğini belirtti. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bu mücadelenin bir parçası olmaya çalıştıklarını ifade eden Hale Çelebi, “Bu mücadeleyi sadece kurultay adına değil, aynı zamanda birleşen tüm yapılar adına sürdürüyoruz. Buradan bir kez daha vurguluyoruz: Kadın mücadelesi yaşatır” dedi.