Cumartesi Anneleri’nden çağrı: Etkin ve adil soruşturma başlatılsın
- 13:11 3 Mayıs 2025
- Güncel
İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 1049’uncu haftasında, 33 yıl önce gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan Mehmet Soner Gül ve Hüsamettin Yaman’ın faillerinin yargılanması için etkin soruşturma yürütülmesini talep etti.
Her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, 1049’uncu hafta eylemlerini gerçekleştirdi. Cumartesi İnsanları, ellerinde gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğrafları ve karanfillerle Galatasaray Meydanı’nda toplandı. Cumartesi Anneleri, 33 yıl önce gözaltında kaybedilen Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sordu. Eyleme, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin yanı sıra çok sayıda hak savunucusu katıldı. Basın metnini İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin okudu.
Anayasa Mahkemesi kararlarında, mekân seçme özgürlüğünün kategorik olarak yasaklanmasının, anayasal haklar açısından kabul edilemez olduğunu söyleyen Eren Keskin, “Yüksek Mahkeme, Cumartesi Anneleri açısından Galatasaray Meydanı’nın ve 1 Mayıs için Taksim Meydanı’nın göstericilere yasaklanmasının, toplanma özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmiştir. Buradan, herkesin gösteri yapma hakkını güvence altına almakla yükümlü olan iktidara sesleniyoruz: Barışçıl eylemlere yönelik yasaklamalarınızın hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Bu yasaklar, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırıdır” ifadelerini kullandı.
33 yıl önce kaybettirildiler
Bu haftaki eylemin, 33 yıl önce İstanbul’da gözaltına alınarak kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü anmak için toplandıklarını belirten Eren Keskin, Hüsamettin Yaman’ın İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu öğrencisi olduğunu, daha önce “Pankart taşımak” iddiasıyla tutuklandığını ve yaklaşık 15 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edildiğini paylaştı. Eren Keskin, “21 yaşındaki Mehmet Soner Gül, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi ve aynı zamanda Öğrenci Derneği üyesiydi. Bu nedenle gözaltına alındı, ağır işkencelere maruz kaldı ve ölümle tehdit edildi. İçişleri Bakanlığı’nın iddiasına göre, 10 Mart 1991 tarihinde Malatya’da yakalanan bir kişinin sorgusunda adının geçmesi nedeniyle aranmaktaydı” şeklinde konuştu.
İlgili kurumlar gözaltı iddialarını reddetti
Eren Keskin, 2 Mayıs 1992’de Hüsamettin Yaman ve Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındıklarını, ancak yetkililerin bu bilgiyi reddettiğini dile getirdi. Eren Keskin, “Yaman ve Gül aileleri önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne, ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü de girişimlerde bulundu. Ancak yetkililer gözaltı iddialarını reddetti. Yaman Ailesi girişimlerini sürdürdü ve iki yıl boyunca polis takibinde tutuldu” diye ifade etti.
‘Asla vazgeçmeyeceğiz’
Eren Keskin şöyle devam etti: “19 Aralık 2011 tarihinde, özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları kamuoyuna yansıdı. Ayhan Çarkın, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorgulayıp infaz ettiklerini anlattı. Onların son sözlerinin ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek’ olduğunu aktardı. Bu itirafların ardından Yaman Ailesi yeniden suç duyurusunda bulunarak dosyanın tekrar açılmasını talep etti. Ancak Ayhan Çarkın’ın açık beyanlarına rağmen, dosyada bugüne kadar herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Bugün bir kez daha kamu adına görev yapan savcıları, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün gözaltında kaybedilmesiyle ilgili adil, tarafsız ve etkin bir soruşturma başlatmaya çağırıyoruz. Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten; devletin evrensel hukuk normlarına göre hareket etmesi gerektiğini hatırlatmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
Eylem, meydana bırakılan karanfillerin ardından son buldu.