HABER MERKEZİ - BM ve bağlı örgütlerde yer alan kadın temsilciler, 10 Aralık İnsan Hakları Günü kapsamında yayınladıkları bildiride, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel şiddete dikkat çekerek, bu şiddetin son bulma zamanının geldiğini vurguladı. 

 

UNFPA ve BM Kadınları, Natalia Kanem ve Phumzile Mlambo-Ngcuka İcra Direktörleri ve UNDP Yöneticisi Achim Steiner,  10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası nedeniyle ortak bir bildiri yayınladı. “Korkudan Özgürlük: Kadınlara karşı şiddet sona erdiriliyor”  başlıklı bildiride, ilk olarak, 1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan “İnsanlar hem haklarında hem de onur içinde özgür ve eşit doğarlar” temel ilkeye dikkat çekildi. Bildiride şöyle denildi: “Yaklaşık 70 yıl önce 10 Aralık'ta Birleşmiş Milletler, ‘insan haklarının ve temel özgürlüklerin evrensel olarak saygılı ve bunlara uyulmasının teşvik edilmesi’ de dahil olmak üzere ‘halkların en büyük özlemi’nin ilk uluslararası iddiası olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ni kabul etti.”

 

‘Kadına karşı şiddeti bitirme zamanı’

 

Bildiride, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında başlatılan ve 10 Aralık İnsan Hakları Günü sona erdirilen “Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Gün”  kampanyasına dikkat çekildi. Bildiride, “Bu kampanyanın son gününde yer alan bu İnsan Hakları Günü'nde,  korku özgürlüğü, istemeden özgürlük ve cinsiyete dayalı şiddetin sona erdirilmesi arasındaki derin bağları tekrar ediyoruz ve şunu söylüyoruz: Kadınlara karşı şiddetin gelgitini değiştirmek ve bitirmek için zamanı geldi” sözlerine yer verildi. 

 

‘Farkındalık ile değişim’

 

Bildiride, hem kadınlar hem de erkekler tarafından cinsel istismarda cezasızlığa son verilmesi ve kalıcı sonuçların anlaşılması sonucunda farkındalık ile değişimin nasıl yaşandığının ortaya çıktığı kaydedildi.  Devamında ise şu sözlere yer verildi: “Tüm dünyada, her ülkede, kadınlar ve çocuklar hala tam insanlık haklarını kullanmak için, hatta tam insan gibi görünmek için mücadele ediyorlar. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet, belki de toplumlarımızdaki iktidardaki derin dengesizliklerin ve onları izleyen zayıf noktaların ve sınırlamaların belki de en belirgin tezahürüdür; zayıf noktalar zirveye ulaştığında ve korumada özellikle de en marjinal ve özellikle kriz bağlamlarında en düşük noktada. Kadın ve kız çocuklarının haklarını savunmak, bu etkileri bütünsel olarak anlamak ve bunlara hitap etmek anlamına gelir.” 

 

‘Her 4 kadından 3’ü cinsel şiddete maruz bırakılıyor’

 

Dünyada her 4 kadından 3’ünün fiziksel ya da cinsel şiddete maruz bırakıldığının kaydedildiği bildiride, “Bugün yaşayan yaklaşık 750 milyon kadın ve kız çocuğu, 18. doğum gününden önce evlendi ve 200 milyondan fazla kadın genital mutilasyonu geçirdi. Dünya çapındaki tüm kaçakçılık kurbanlarının yüzde 70'inden fazlası kadınlar ve kız çocukları ile insan ticaretine maruz kalan 4 kadından 3'ü cinsel istismara uğradı. Bu sona ermeli” diye belirtildi.  

 

Kadın ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ortadan kaldırılmasını ve üreme hakları da dahil olmak üzere her yerde tüm kadınların haklarını garanti altına alınmasının istendiği bildiride, ne yapılması gerektiği ise şu sözlerle anlatıldı: 

 

‘Hesap verebilirlik ilkesi’

 

“Bildirge, kadınların insan haklarını tam olarak kullanabilmelerini sağlamak için eşitlik, ayrımcılık yapılmaması, katılım ve hesap verebilirlik ilkelerini öne sürdü. Bu, kadınlara karşı ayrımcılık yapan ve eşitliğini ve güçlenmesini sağlayacak yeni yasaları yürürlüğe koyan 155'den fazla yasayı bozmak için çalışmak demektir. Bu, basmakalıp ve ayrımcı tutumların ortadan kaldırılması için hakimler, polis ve erkekler ile kadın örgütleri ve gençlik gruplarıyla birlikte çalışarak şiddetin önlenmesine odaklanılması anlamına geliyor. İnsani ve kırılgan bağlamlarda güvenli alanlar ve psikolojik danışma da dahil olmak üzere şiddetten kurtulanlara destek hizmetleri anlamına gelir. Toplu olarak, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kabul edilemez olduğu mesajıyla milyonlarca kadın, erkek ve çocuğa ulaşıyoruz.”  

 

‘Kadınların güçlenmesini destekleyeceğiz’

 

Eylül ayında, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ne uygun olarak 2030'a kadar kadınlara ve çocuklara yönelik her türlü şiddetin ortadan kaldırılması için Avrupa Birliği ile ortak bir çaba olan Spotlight Initiative'in <http://www.un.org/en/spotlight-initiative/> başladığının hatırlatıldığı bildiride, “Ev içi ve aile içi şiddet, cinsel ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve zararlı uygulamalar insan ticareti ve emek sömürüye odaklanmaktadır. Bu girişim sayesinde yasaları güçlendirmek ve uygulanmasını sağlamak için kamu ve özel sektörle ortaklaşa çalışarak, bu kötüye kullanımları destekleyen ve devam ettiren toplumsal normları dönüştürüp kadınların güçlenmesini destekleyeceğiz” ifadelerine yer verildi.