
Kanada’da yerli kadınları zorla kısırlaştıran sağlıkçılara dava
- 16:59 27 Ekim 2017
- Dünya
HABER MERKEZİ - Kanada'danın Saskatoon kentinde yerli, engelli, akli dengesi yerinde olmayan kadınların 'zorla kısırlaştırıldıklarının' ortaya çıkması üzerine bölgedeki sağlık yetkililerine toplu dava açıldı.
Tarihçilere göre Kanada'da yerli kadınlara yönelik zorla kısırlaştırma operasyonları uzun yıllardır yapılıyor. 1928'de Alberta Bölgesi'nde akli dengesi yerinde olmayan ya da engelli olanları kısırlaştırmaya yönelik bir yasa kabul edilmişti. Aborijinler de dahil olmak üzere yasanın kaldırıldığı 1972 yılına kadar 2 bin 800 kadın kısırlaştırıldı. 1933'de aynı yasayı geçiren Kanada'daki İngiliz Kolombiyası'ndan yetkililer, yaklaşık 400 kişinin kısırlaştırıldığını açıklamıştı.
Kanada'daki Saskatoon kentinde, Saskatchewan Hastanesi'nde uygulanan 'zorunlu kısırlaştırmalar' 2015'te bölgedeki birkaç kadının yerel medyaya tüplerinin zorla bağlandığını söylemesi üzerine tekrar gündeme gelmişti. Yerli bir doktor ve avukat, geçtiğimiz Haziran'da zorla kısırlaştırılan kadınların deneyimlerine yer verdikleri bir rapor yayımladı.
Saskatoon bölgesi Sağlık Bakanlığı yetkilisi geçen yaz yayımlanan raporlar ile ilgili ,"Bu gösteriyor ki hala sağlık sistemimizde ırkçılık var, bunun farkındayız. Hiçbir kadın yaşadıklarınızı yaşamamalı" açıklamasında bulunuldu. Rapordan sonra iddiaları dosyalaştıran ve iki kadın adına davayı açan avukat Alisa Lombard, sonuncusu 2010'da olmak üzere en az 40 kadından daha yaşananları duyduğunu söyledi. Saskatoon'daki Saskatchewan Hastanesi'nde 'zorla kısırlaştırıldıklarını' söyleyen iki kadının tanıklığı ile Saskatoon'daki sağlık yetkililerine toplu dava açıldı.
İnsan hakkı ihlal ediliyor
Şikayetçi olan kadınlardan biri, 2001'de oğlunu dünyaya getirdikten sonra personelin fallop tüplerinin bağlanması önerisini reddettiğini dile getirdi. Yerli kadın, buna rağmen zorla tekerlekli sandalye ile ameliyat odasına götürüldüğünü ve tüplerinin bağlanarak kısırlaştırıldığını belirtti.
Diğer kadın ise doktorun acil sezaryene alınmak üzereyken tüplerinin bağlanmasını önerdiğini, o sırada zaten epidüral ile uyuşturulmuş olduğunu ve büyük bir acı çektiğini söyledi. 2008'de gerçekleşen olay için kadın, prematüre olan oğlu ile ilgili endişeleri de olduğu için, o sırada doğru iradeyi gösterecek durumda olmadığını belirtti.
Davaya bakan avukat Alisa Lombard konu ile ilgili şöyle konuştu:
"Kendinize sormalısınız, bu nasıl oldu? Bu insanların iradesinin alıkonmasıdır, insan hakları ihlalidir. Çocuk sahibi olma ya da olmama kararı insanın kendisine aittir. Bu engellenen, etkilenen ya da zorlanılan bir karar olmamalı."