
DEM Parti Sözcüsü: Toplum somut adım bekliyor
- 13:03 24 Eylül 2025
- Siyaset
ANKARA - DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Meclis’in barış mesaisi yapması gerektiğini vurgulayarak, sürecin istenilen hızda ilerlemediğini söyledi. “Sayın Öcalan mutlaka dinlenmeli” diyen Ayşegül Doğan, komisyon çalışmalarının somut adımlarla desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Merkez Yürütme Kurulu (MYK9 toplantısına ve güncel gelişmelere ilişkin partisinin genel merkezinde basın toplantısı gerçekleştirdi.
‘Zihinsel ve köklü bir sistem değişikliğine ihtiyaç var’
Konuşmasına CHP’nin kurultaylarına yapılan operasyonları eleştirerek başlayan Ayşegül Doğan, yargının siyasi talimatlarla hareket ettiğinin göstergesi olduğunu söyledi. Ayşegül Doğan, “Bu görüntüler Türkiye’ye yakışmıyor. Yıllardır tekrar ediliyor. Bu görüntülerin ortaya çıkmaması, bu görüntülerden vazgeçmek için taktiksel değişikliklere değil, zihinsel bir dönüşüme ihtiyaç var. Türkiye’de köklü bir sistem değişikliğine ihtiyaç var. Bugün CHP’ye, dün DEM’e, yarın yine DEM’e; sıra dolayısıyla her an herkese gelebilir. Sıranın her an herkese gelmemesi için eşit, hiç kimseye ayrımcılığın yapılmadığı köklü bir sistem değişikliğine ihtiyacımız var” dedi.
‘Kürt meselesi dikkatle izleniyor’
Artık uluslararası bir mesele olan Kürt meselesinin, Ortadoğu’daki gelişmeler de dikkate alındığında, dünya tarafından dikkatle izlendiğini belirten Ayşegül Doğan, “Türkiye'nin bu süreçte nasıl bir pozisyon alacağını, nasıl bir misyon üstleneceğini izliyorlar. Çünkü bunun bölgesel ve küresel etkileri var. Bu açıdan baktığımızda, biz de Merkez Yürütme Kurulumuzda son bir yılda yaşananları enine boyuna yeniden değerlendirmeye çalıştık.
Barış ve demokratik toplum süreciyle başlamak istiyorum. Herkes şunu merak ediyor: Süreç ne aşamada? Durdu mu? Yavaşladı mı? Durağan bir hâl mi aldı? Sürece dair pozitif çağrışımlar içeren gelişmeleri kamuoyu görmediği için sorular bu yönde soruluyor, haklı olarak. Neden? Çünkü bir inançsızlık söz konusu” diye kaydetti.
‘Toplum somut adım görmek istiyor’
Bu inançsızlığı ortadan kaldırmak için Meclis’te kurulan komisyonun ilk adım olduğunu hatırlatan Ayşegül Doğan, toplumun daha fazla somut adım görmek istediğini ifade etti. Ayşegül Doğan, “Sürecin ilgililerine, karar vericilerine; ivme kazanması için cesur bir kurucu iradeyi ortaya koymaları gerektiğini yineliyoruz. Eğer sürecin bir yol haritası olsaydı, bir izleği olsaydı; başladıktan sonra aşamalarda neler olduğu kamuoyuyla paylaşılsaydı, ya da neler olacağı, neler yapılacağı, nelerin planlandığı bugün bu sorular bu şekilde sorulmazdı.
Yaptığımız değerlendirmelerden süzülen bir bilgi olarak da şunu söyleyelim: Süreç hızlı ilerlemiyor. Bu açıdan baktığımızda, bu monotonluk kamuoyunda kaygı yaratıyor” sözlerini kullandı.
Konuşmasının devamında Ayşegül Doğan şu ifadeleri kullandı:
“Komisyon, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu olarak kuruldu. Haftalardır bu komisyon dinlemeler yapıyor. Bu dinlemeler de çok kıymetli. Bu dinlemeler gösterdi ki, çatışma çözümlerinde dünya deneyimlerinin önemli olduğu kadar, Türkiye'nin deneyiminin ve bugüne kadar biriktirdiklerinin de kıymeti bilinmeli ve bunlardan da yararlanılmalı. Ancak bu da yetmiyor. Yalnızca dinlemelerle yol alabilen bir komisyon olamaz, olmamalı.
Nitekim Meclis Başkanı Sayın Kurtulmuş, bugün komisyon toplantısı öncesi, kendileri açısından planladıklarından daha disiplinli bir süreç olduğunu ifade ediyor. “Kimsenin fikirlerine müdahale etmedik bu süreçte,” diyor. Burada bir düzeltme yapmak isteriz: Müdahale edildi. Barış annelerinin Kürtçe konuşmasına Meclis komisyonunda müdahale edildi. Bu müdahale tarihe not düştü. Sorunun esas nedenlerinden biri budur. Bir halkın varlığını yok saymak, bu ülkedeki farklı kimliklerin varlıklarını yok saymak, bu ülkedeki farklı inançları yok saymaktır. Teşhisi doğru yapmalıyız ki, izlenebilecek yöntem ve yol bizi başarıya götürebilsin.
Meclis’in barış mesaisi yapmalı
Numan Kurtulmuş, bundan sonra bir raporlama olacağını söylüyor ve aynı zamanda yasal birtakım düzenlemelerin Ekim ayına yetiştirileceğini belirtiyor. Geç kalmış bir açıklama ama değerli bir açıklama. Biz, Meclis açılışında Meclis’in barış mesaisi yapması gerektiğini düşünüyoruz.
Ekim 2024’ten bugüne geldiğimiz sürece, nihayet Komisyon Başkanı’ndan bundan sonra birtakım düzenlemeler yapılacağına ilişkin açıklama geldi. Bunun takipçisi olacağız. Beklenen, daha hızlı ve odaklı çalışmasıydı. Umarız önümüzdeki dönem daha hızlı ve odaklı çalışır.
Sayın Öcalan dinlenmeli
Komisyonun bir başka önemli işlevi, tüm bu hatırlattığım gelişmeler içerisinde çok önemli bir taraf, ana bir aktör: Sayın Öcalan. Yalnızca silahsızlanmaya indirgemeyeceğimiz, yalnızca bu kapsamda değerlendiremeyeceğimiz, çatışmasızlığın kalıcı hale getirilebilmesi ve demokratik entegrasyon projesinin hayata geçmesi için mutlaka dinlenmesi gereken bir ana aktörden bahsediyoruz. Madem ezberleri bozmakta, madem tabuları yıkmaktan bahsediyoruz, o halde cesaretle Meclis'te söylenmiş söze sahip çıkmak gerekir. Sayın Öcalan dinlenmeli. Sayın Öcalan’ın görüşleri, önerileri bir şekilde bu komisyona akmalı. Bu, olması gerekendir. Olması gereken bir şeyi yapmamanın ya da bunun üzerine tartışmanın bir anlamı yoktur. Bu zaman kaybettirir.
Daha hızlı ilerlemek için de bunu geciktirmeden hayata geçirmek gerekiyor. Gerçekçi bir yaklaşıma ihtiyaç var. Sayın Öcalan’ı ana aktör olarak mutlaka dinlemeli, sözüne alan açmalı ve temas kurulmalıdır.
Süreç yalnızca siyasi partilerin insafına bırakılamaz
Tarihin bize sunduğu bu nadide fırsatın kıymetini bilmek durumundayız. Başarmak durumundayız. Süreç, yalnızca siyasi partilerin, yalnızca iktidar blokunun insafına bırakılabilecek bir süreç değil. Bu sürecin toplumsallaşması, bu sürecin her birimiz tarafından kendi hayatlarımıza sahip çıkıyormuşçasına desteklenmeye ve sahiplenilmeye ihtiyacı var. Kırılgan noktalarının artırılmasına değil, aksine güçlü yanlarının artırılmasına ihtiyacı var. O yüzden hep birlikte barış ve demokratik toplum sürecine sahip çıkıp, Meclis’in yeni dönemde yeni yasalarla Türkiye’yi demokratikleştirecek, hepimizin özlem duyduğu eşit, özgür, demokratik bir Türkiye’ye bizleri götürecek yolu açacak, düzenlemeleri yapacak, bu mesaiyi yapacak, toplumla yeniden bütünleşecek bir mesai yapması konusunda kararlılığı gösterecek bir Meclis dönemi olmasını temenni ederiz.
Sahada çalışmalarımız kesintisiz olarak sürüyor
Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nin bir ayağı da sahada devam ediyor ve kesintisiz bir biçimde sürüyor. Oldukça kitlesel yürüyüşler gerçekleşti. Bir yandan yuvarlak masa toplantılarımız sürüyor. Bir yandan sivil toplum örgütleriyle, yalnızca Meclis’teki komisyon kapsamında değil, çeşitli görüşmelerimiz devam ediyor. Meclis komisyonu için Merkez Yürütme Kurulumuzun kurduğu bir koordinasyon var. O koordinasyonun çalışmaları sürüyor. Çeşitli farklı kesimlerle bir araya geliyoruz, görüş alışverişinde bulunuyoruz. “Barış istiyoruz çünkü…” kampanyasına start verdik. Bir yandan onunla ilgili il ve ilçe örgütlerimizde ve yine farklı yerlerde de çalışmalar sürüyor. Bu çalışmalarımız da devam edecek. Merkezi Örgütleme Komisyonumuz, yakın zamanda yeni dönemle ilgili planlamayı netleştirdiğinde bunu sizlerle paylaşıyor olacağız.
İmralı’da tecridin esnetilmesi, tecridin bittiği anlamına gelmiyor
İmralı’daki bu tecrit tarihinin esnetilmesinin, tecridin bittiği anlamına geldiğini düşünmüyoruz. Avukatlar, yıllar sonra ilk kez görüştü. Bu çok önemli bir şey ama olması gereken bir şeyi sevindirici ya da memnuniyet verici bir gelişme gibi görmek ve böyle değerlendirmek, insan hakları ihlalinin sürdüğü bir yerde normal bir durum değildir. Bu paradoksun bitmesi gerekiyor.
Bir kere aile görüşebilmeli, avukatlar görüşebilmeli, bütün haklarından elbette yararlanabilmelidir. Ve elbette DEM Parti eş genel başkanlarından oluşan, onların başkanlığında Merkez Yürütme Kurulu üyelerimizden oluşan bir heyetin gideceğini söylemiştim. Biz bunu bekliyoruz; netleşmiş bir tarih yok. Bunun gerçekleşmesi gerekiyor. Artık yalnızca DEM Parti ile değil, Sayın Öcalan Türkiye'de farklı kesimlerle iletişimde olmalıdır.”