
MED-DER eğitmeni: Kürtler anadillerini konuşabilmeli ki barış olsun
- 09:04 5 Eylül 2025
- Kültür Sanat
Gülistan Gülmüş
AMED - Barış Annelerinin 20 Ağustos’ta komisyonda Kürtçe konuşmalarının engellenmesine ilişkin konuşan MED – DER eğitmeni Dilan Şeveş, “Kürt halkının varlığı, dili, kültürü kabul edilirse samimiyet görülür, buna bağlı olarak da yasalarını değiştirmeliler” dedi.
Meclis’te kurulan “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” 20 Ağustos’ta 5’inci kez toplandı. Yaklaşık 4 buçuk saat süren toplantıda bu kez Barış Anneleri, Cumartesi Anneleri ve insan hakları örgütleri temsilcileri dinlendi. Ancak Barış Anneleri Kürtçe konuşmak istediğinde Komisyon Başkanı Numan Kurtulmuş buna izin vermedi. Milletvekillerinin çeviri önerisi de reddedildi ve annelerin Kürtçe ifade etmeleri engellendi.
Bu engelleme birçok kurum, kuruluş ve parti tarafından tepkiyle karşılandı. “Kürt sorununu çözmek için oluşturulan komisyonda neden Kürtçe yasağı var?” sorusu yöneltildi. Tepki gösteren kurumlardan biri de Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) oldu.
MED-DER eğitmeni Dilan Şeveş, Barış Annelerinin Kürtçe konuşmasının engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Kürt halkının dili ve kültürü inkârı söz konusu’
Dilan Şeveş ilk olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı, “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısının ardından başlatılan sürecin önemine dikkat çekti. Dilan Şeveş, şunları söyledi: “Bir süreç başlatılmış. Kürt halkının 50 yılı aşkın bir süredir sürdürdüğü bir mücadele var. 100 yıldan uzun bir süredir Kürt halkının dili ve kültürünün inkârı söz konusu. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın mücadelesiyle bir sonuca vardık, onun öncülüğünde bir süreç başlatıldı. Böyle hassas bir süreçte devletin politikaları, bakışı ve yaklaşımıyla da müzakere çift yönlü başlatıldı. PKK’nin silah bırakıp yakmasının ardından Barış Anneleri de bu komisyonda yer aldı. Anneler başlarındaki beyaz tülbentleri ile beraber dilleri de kısıtlandı. Bunu bütün Kürtler üzerine almalı. Çünkü Kürtçenin sesi kısılmak isteniyor. Kürtlerin de yaklaşımı ona göre olmalı. Süreç de Kürtçenin ve Kürt kültürünün sağlanmasının garantiye alınması gerekiyor ki barış sağlansın. Meclis’te Barış Annelerine yapılan yaklaşımı kınıyoruz ve kabul etmiyoruz.”
‘Halkımız statü sahibi olmalı’
Dilan Şeveş devamında sürecin daha sağlıklı ilerleyebilmesi için devletin de samimi olması gerektiğini vurgulayarak şu çağrıda bulundu: “Barış tek taraflı olmaz, her iki tarafın da bu süreçte attıkları adımda samimi olmalılar. Samimiyet ancak bu yolla aydınlık bulur. Kürt halkının varlığı, dili, kültürü kabul edilirse samimiyet görülür, buna bağlı olarak da yasalarını değiştirmeliler. Kürtler de diğer bütün uluslar gibi anadillerini konuşabilmeliler ki barış gelsin.
Her zaman şöyle bir çağrımız var: En başta oto asimilasyon durmalı. Halkımız statü sahibi olmalı ve eğitim hakkına engel olunmamalı. Kürtler de kararlılıkla Kürtçe konuşsalar ve çocuklarıyla da Kürtçe konuşursa bir sonraki nesle de dilimiz aktarılır. Kurumlar olarak da kurumun sadece başvurulan bir kurs olarak değil, statüsü olan bir yer olarak görülmesini talep ediyoruz.”