Barış mitingine katılan kadınlar: Sayın Öcalan bir toplumun temsiliyetidir

  • 09:07 2 Eylül 2025
  • Güncel
Evin Çiftçi 
 
İSTANBUL - Kadıköy’de gerçekleşen mitinge katılan kadınlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğe kavuşması gerektiğini belirterek, “Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmadan hiçbir şey olmaz. Sayın Öcalan; barışın, özgürlüğün ve bir toplumun temsiliyetidir” mesajı verdi. 
 
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri öncülüğünde Kadıköy Rıhtım Meydanı’nda binlerin katılımıyla görkemli bir miting düzenlendi. “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” şiarıyla gerçekleştirilen mitingde coşku ve umut hakimdi. Alanda sık sık “Be Serok Jiyan Nabe” sloganları yankılanırken, kadınların katılımı ve talepleri dikkat çekti. Kadınlar, barış sürecinin sağlıklı ilerleyebilmesi için öncelikle Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması ve tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurguladı. 
 
‘Devlet üzerine düşeni yapmalıdır’
 
Barış ve Demokratik Toplum çağrısıyla barışın daha görünür hâle geldiğini ifade eden Didem Yılmaz, taleplerini yüksek sesle dile getirmek için alanlarda olduklarını belirtti. Didem Yılmaz, “Bugün 1 Eylül kutlamaları için buradayız. Ancak bugün, kutlamadan ziyade taleplerimizi en yüksek sesle ifade edebileceğimiz bir gün. Özellikle biz kadınlar olarak, 27 Şubat çağrısını sahiplendiğimizi buradan bir kez daha haykırmak istiyoruz. Barış; barış tutkusu ve barış umudu biz kadınlar için her zaman büyük bir anlam taşıyor. Bu demokratik toplum çağrısıyla birlikte, barışın daha görünür ve mümkün bir hale geldiğini anladık. Sayın Öcalan bu süreçte üzerine düşeni yaptı ve gerekli adımları attı. Görüşmeler devam ediyor. Bu noktada en önemli taleplerimizden biri, barış ve demokratik toplum sürecinde devletin de üzerine düşeni yapmasıdır. Bu adımların başında ise siyasi tutsakların serbest bırakılması geliyor. Ayrıca, anayasal düzlemde de bu sürecin görünür hale gelmesini istiyoruz. Bugün burada olmamızın nedeni de bu” dedi.
 
‘Süreç tek taraflı ilerlemez’
 
Barışın en önemli muhatabının Abdullah Öcalan olduğunu vurgulayan Didem Yılmaz, 1 Eylül ile birlikte barış talebini her gün daha güçlü bir şekilde dile getireceklerini ifade ederek, “Bu barış sürecinin en büyük muhataplarından biri Sayın Öcalan’dır. Sürecin içerisinde, masanın başında yer alması ve sözünü ifade edebilmesi, tüm kesimlerle görüşme hakkına sahip olması gerekiyor. Bu nedenle 1 Ekim çağrısını olumlu karşılıyor, gerçekleşmesini bekliyoruz. Özellikle kadınlar olarak biz, bu sürecin tek bir kesime hitap ederek ilerlemeyeceğini, barışa herkesin katkı sunması gerektiğini düşünüyoruz. Savaşın bitmesi sadece silahların susması demek değildir, zaten bu şekilde anlaşılmamalı. Savaş; ekonomik çöküntü, kadın cinayetlerinde artış, eğitim ve barınma sorunları demektir” diye belirtti.  
 
‘Sürecin sağlıklı ilerlemesini engelliyor’
 
1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla taleplerini dile getirmek için alanda olduklarını söyleyen DEM Parti İl Örgütlenme Eşsözcüsü Ayfer Fatma Çelik, en önemli taleplerinin Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu kaydetti. Ayfer Fatma Çelik, “Ülkemizde başlamış bir barış süreci var. Bu süreci gündeme taşımak, önemini tüm kitlelere anlatmak, bugün bizim için daha da anlamlı hale geliyor. Komisyon herkesle görüşüyor, tüm mağdur kesimleri dinliyor ancak bu sürecin mimarı olan kişi ne mecliste yer alıyor, ne de şartlarında bir iyileştirme yapıldı. Bu, sürecin sağlıklı ilerlemesini engelleyen en büyük sorunlardan biridir. Halkımızın temel talebi; Sayın Öcalan’ın özgürlüğüne kavuşması ve halkıyla rahat bir şekilde iletişim kurabilmesidir. Şu an devlet tarafından atılmış somut bir adım görünmüyor. Toplumda genel bir güvensizlik hâkim. Eğer bu süreç gerçekten ciddiye alınıyorsa, ilk adım Sayın Öcalan’dan başlamalı. Tüm halklara çağrımız şudur: Barış çok önemlidir. Bunun için herkesin kendini göstermesi, sesini yükseltmesi gerekir” şeklinde konuştu.  
 
‘Kendi mücadelemize güveniyoruz’
 
Münnever Yıldız, barışa giden yolda kendi mücadelelerine güvenerek adım attıklarını söyledi. Devletten somut bir adım görmediklerini dile getiren Münnever Yıldız şöyle konuştu: “Barış, herkes için umut demektir. Bugün, bizim için bir umut günüdür. Kadınların barışa inanmasının ve güvenmesinin nedeni, yürüdükleri yola olan inançlarıdır. Kadınlar, kendilerine ve mücadelelerine güveniyor. Karşı taraftan henüz bir barış adımı görmüyor olabiliriz, bu doğru. Ancak biz zaten onlara güvenerek değil, kendi özgücümüze güvenerek bu adımları atıyoruz. Bu süreç tamamen bize ait bir süreçtir. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmadan hiçbir şey olmaz. Gerçek budur. Sayın Öcalan; barışın, özgürlüğün ve bir toplumun temsiliyetidir.”
 
‘Barış olacaksa zindanlar boşaltılmalı’
 
Özellikle kadınlara yönelik yasalarda düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan DEM Parti Zeytinburnu İlçe Eşbaşkanı Filiz Öz, demokratik bir yaşamın inşasının önemine dikkat çekerek,  “Her gün birçok kadının katledildiği bir süreci yaşıyoruz ve ne yazık ki bu devam ediyor. 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde özellikle kadına yönelik yasaların değiştirilmesini talep ediyoruz. Kadına yönelik şiddetin her yönüyle arttığını gözlemliyoruz. Bu nedenle ülke yönetiminin bir an önce kadını koruyan yasalar düzenlemesi ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe konulması gerektiğini düşünüyoruz. Bir Karadenizli olarak söylüyorum; ülkemizde acilen demokratik bir yaşam oluşturulmalıdır. Evet, bir süreç başlatıldı. Sayın Bahçeli'nin, ‘Sayın Öcalan Meclis'e gelsin, bu sorunu tartışalım ve çözelim’ yönündeki çağrısıyla başlayan bir süreçti. Bir halkın önderi olarak kabul ettiği Sayın Öcalan’ın bugün hâlâ cezaevinde olmaması gerekiyor. Eğer gerçekten barış ve demokratik bir yaşam istiyorsak, hiçbir arkadaşımız zindanda kalmamalı. Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi bizim beklentimizdir. Hiçbir yerde anneler ağlamasın” sözlerini kullandı.