
Tahliyelerin engellenmesine cezaevi önünden tepki
- 16:52 19 Ekim 2025
- Güncel
İSTANBUL- MATUHAYDER ve ÖHD, Bakırköy Cezaevi önünde yaptıkları açıklama ile tutsakların tahliyelerinin engellenmesine tepki gösterdi.
Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER) ve Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İstanbul Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde tutsakların tahliyesinin engellenmesine ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya, öncesinde Bahçelievler Metrobüs durağından Bakırköy Cezaevi önüne yürüyüş düzenlendi. Açıklamaya Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul il ve ilçe örgütleri, Barış Anneleri, DEM Parti İstanbul il Eşbaşkanı Çınar Altan ve çok sayıda kişi katıldı. “İnfaz yakmalara son siyasi tutsaklara özgürlük” pankartının açıldığı açıklamada, “Umut hakkı engellenemez”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “Bijî berxwedana zîndanan”, “Bijî Serok Apo”. “Selam selam İmarlı’ya bin selam”, “Jin jiyan azadî” sloganı atıldı.
Açıklamada basın metnini MATUHAYDER Eşbaşkanı Nurten Karagöz ile ÖHD üyesi ve MATUHAYDER Yöneticisi Elif Taşdöğen Okudu.
Türkiye’deki cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların, sayısız hak ihlallerine maruz bırakıldığını belirten Nurten Karagöz , “Söz konusu ihlaller işkence ve kötü muamele, keyfi disiplin cezaları, tutsakların ailelerinden uzak cezaevlerine sürgün edilmesi, tahliyesi yaklaşan tutsakların soyut gerekçelerle infazlarının uzatılması, iletişim ve sosyal hakların engellenmesi, sağlık hizmetlerine erişimin kısıtlanması ve özellikle ağır hasta tutsakların tedavisiz bırakılarak ölüme terk edilmesi, artık istisnai uygulamalar olmaktan çıkmış; hapishanelerin genel politikaları haline gelmiştir” dedi.
16 tutsağın tahliyesi engellendi
Hak ihlallerine ilişkin suç duyurularının “cezasızlıkla” sonuçlandığını vurgulayan Nurten Karagöz, Cezasızlığın fiziki şiddet “sistematikleştirdiğini” söyledi. Cezaevlerindeki İdare ve Gözlem Kurullarının keyfi gerekçelerle tutsakların tahliyesini engellediğini ifade eden Nurten Karagöz, “Bakırköy Hapishanesi’nde bulunan ve koşullu salıverilme tarihi gelmiş 10 siyasi tutsaktan 8’inin tahliyesi İdare ve Gözlem Kurulu kararları, 2 siyasi tutsağın ise üç ve daha fazla hücre cezasının bulunması gerekçesiyle engellenmiştir. Yine henüz koşullu salıverilme tarihi gelmeyen 6 tutsağın da infazı tamamen hukuka aykırı hücre cezaları ile yakılmıştır. Bu şekilde Bakırköy Hapishanesi’nde bulunan siyasi tutsaklardan yarısından fazlasının tahliyesi hapishane idaresi tarafından hukuksuz şekilde engellenmekte olup Bakırköy Hapishanesi’ndeki tahliye engellemeleri oransal anlamda Marmara hapishanelerinin en yüksek oranını oluşturmaktadır” diye belirtti.
‘Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür’
Tutsakların tahliyesini engellemeye yönelik kararlar veren İdare ve Gözlem Kurullarının kapatılması gerektiğini vurgulayan Elif Taşdöğen ise “İnsan haklarına ve insan onuruna saygılı bir infaz rejiminin” tesis edilmesi gerektiğini dile getirdi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısına değinen Elif Taşdöğen, “Demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınması konusundaki sözleri onun ısrarlı ve kararlı çözüm iradesini ortaya koymaktadır. Ancak gelinen aşamada hukuki düzenlemeler yapılmadığı gibi hukuki düzenlemelerin gerekliliğini ortaya koyan uygulamalar artarak devam etmektedir. Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel teşkil etmektedir. Bu çağrının karşılık bulabilmesi ancak İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür” dedi.
‘Rehinelik sistemi kabul etmiyoruz’
Ardından DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Çınar Altan, “Tüm siyasi tutsaklara yoldaşlarımıza büyük bin selam olsun. Tutsaklar şu anda siyasi olarak rehin tutuluyorlar. Şunu iyi bilmemiz lazım biz ne dışarıdaki mücadelemiz de ne de yıllarca cezaevindeki muamelelere karşı bu rehineliği böyle kabul etmiyoruz. Kobanê tutsaklarından işte İmarlı’ya Sayın Abdullah Öcalan’a kadar bu siyasi rehinelik sistemini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz” dedi.
Eylem slogan ve alkışlarla son buldu.