Amed'de taciz ve kaçırılmalara karşı yürüyüş

  • 18:20 9 Eylül 2025
  • Güncel
AMED - Tecavüz ve kaçırılmalara karşı mahalleli kadınlar öncülüğünde gerçekleştirilen yürüyüşte, örgütlenme çağrısı yapılarak, "Kendi evimizde, mahallemizde, kentimizde mücadele ederek yan yana gelebilirsek bu mahallelere hiçbir çete giremez, erkekler kadınları katledemez, çocukları kaçıramaz, istismar edemez. Gelin hep birlikte evlerde, mahallelerde örgütlenelim. Tanık olurken suça ortak olmayalım" denildi.
 
Amed'in Yenişehir ilçesine bağlı TOKİ Üçkuyular'daki kadınlar öncülüğünde Tevgera Jinên Azad (TJA), Yenişehir Mahallesi’nde çocuğa ve kadına yönelik taciz ve kaçırılmalara karşı yürüyüş düzenledi. YÜrüyüşü Amed ilçe belediyeleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) il ve ilçe yönetimleri DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Barış Anneleri, kadın kurumları ve çok sayıda kadın katıldı. "Mahallemizde tecavüzcü, çocuk istismarcısı, hırsız itemiyoruz" pankartının açıldığı eylemde sık sık,  "Jin jiyan azadi" sloganı atıldı.
 
'Hiçbir gerekçe bu suçu meşrulaştıramaz'
 
Eylemde konuşan mahalle sakini Semire Söner, Üçkuyular’da kadınlara ve çocuklara yönelik saldırı girişimine tepki göstererek, “Çocuklar kaçırılmaya teşebbüs edildi. Olayın hemen ardından durum emniyete bildirildi. Ancak yalnızca Üçkuyular’da değil, Vilayet'te de çocuk kaçırma girişimleri gerçekleştirildi. Bu tehlikeli girişimler, halkın duyarlılığı ve kararlılığı sayesinde açığa çıkarıldı. Kadınlara ve çocuklara yönelik bu saldırılar, toplumun en hassas değerlerini hedef almaktadır. Hiçbir gerekçe bu suçu meşrulaştıramaz. Bizler, her koşulda kadınların ve çocukların yanında yer alacağımızı, onların güvenliği ve geleceği için mücadeleyi sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Çünkü toplumun yarını, kadınların ve çocukların bugününe sahip çıkmaktan geçmektedir" dedi.
 
'Yasalar kadın ve çocuğu merkeze alarak yeniden düzenlenmeli'
 
Ardından söz alan DEM Parti Amed İl Eşbaşkanı Ruçem Elyakut, tecavüz ve kaçırılmanın toplumsal bir sorun hâline geldiğini belirtti. Ruçem Elyakit, “Bu durum karşısında ne yazık ki hiçbir politika ya da yasa işlevsel değildir. Bu coğrafyada Kürt çocuklarının işçi olarak çalıştırılması, onların hem çocukluklarını yaşamalarını engellemekte hem de geleceğe dair derin korkular taşımalarına neden olmaktadır. Çocuk emeğinin sömürülmesi yalnızca ekonomik bir mesele değil, aynı zamanda ciddi bir hak ihlalidir. Bizler, cezasızlık politikasının son bulmasını talep ediyoruz. Çünkü cezasızlık, suçu meşrulaştırmakta, çocukların istismara maruz kalmasının önünü açmaktadır. Her bir çocuğun kaygısız, güvenli ve mutlu bir dünyada büyüme hakkı vardır. Bu hak ellerinden alındığında, yalnızca çocuklar değil, bütün bir toplum yaralanmaktadır. Barış dolu bir ülkede yaşamak hepimizin ortak arzusudur. Bunun için yasaların kadınları ve çocukları merkeze alarak yeniden düzenlenmesi, uygulanması ve takip edilmesi zorunludur. Çünkü çocukların geleceği, toplumun geleceği demektir. Adaletin sağlandığı, eşitliğin güvence altına alındığı bir ülkede ancak gerçek bir barıştan söz edilebilir"dedi.
 
Örgütlenme çağrısı
 
Son olarak konuşan Halide Türkoğlu ise şunları kaydetti: “Bugünlerde yaşanan hem çocuk kaçırma olayları hem de büyüyen kadın katliamları, biz kadınların birbirine yardım çığlığıdır. Yaşanan her katliam, her şiddete bağlı suç bize diyor ki; artık örgütlenme zamanı. Biz kadınlar sesimizi ne kadar yükseltirsek, kadınların ve çocukların geleceğini savunmuş oluruz. Biz ne kadar dayanışabilirsek, o kadar birbirimize hayat oluruz. Savaş politikalarıyla bu kenti çökertmeye çalışanlar, halkın kendi örgütlenmesine, ahlaki değerlerine saldırmıştır. Uyuşturucunun ve fuhuşun kentlerde büyümesi, kadın ve çocuk katliamlarını artırmıştır. Kendi evimizde, mahallemizde, kentimizde mücadele ederek yan yana gelebilirsek bu mahallelere hiçbir çete giremez, erkekler kadınları katledemez, çocukları kaçıramaz, istismar edemez. Gelin hep birlikte evlerde, mahallelerde örgütlenelim. Bunun mücadelesini hep birlikte verelim. Asla susmayalım. Tanık olurken suça ortak olmayalım, itiraz edelim, asla korkmayalım. Yan yana mücadele ettiğimiz zaman bu yozlaşmış sistemin karşısında öz savunmamızı geliştirmiş oluruz. O zaman çocukların, kadınların yaşamını savunmuş oluruz.”