
Rojava'da eğitim devrimi ve kazanımları
- 09:05 18 Temmuz 2025
- Güncel
Derya Ren
RIHA – Rojava Devrimi 13’üncü yılına girerken, devrimle birlikte oluşturulan eğitim-öğretim sistemine dair değerlendirmelerde bulunan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Kurulu Eşbaşkanı Semîra Hec Elî, “Rojava Devrimi’yle birlikte dil devrimi de yaşandı” dedi.
Arap Baharı’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da tetiklediği halk hareketleri, sadece rejimleri değil, toplumsal yapıları da derinden sarstı. Bu dalganın etkisiyle Suriye’deki istikrarsızlık, Baas rejiminin Kürtlere yönelik baskı, tutuklama, katliam ve asimilasyon politikalarına karşı bir halk direnişini doğurdu. 19 Temmuz 2012 tarihinde bu direniş, tarihsel bir kırılma noktasına ulaşarak Rojava Devrimi’nin başlangıcını müjdeledi.
Rojava Devrimi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmasını temel alarak, 13. yılına girdi. Devrimin ilk günlerinden itibaren yalnızca siyasal ve askeri alanda değil; ekonomik, toplumsal ve özellikle eğitim-öğretim alanlarında da köklü dönüşümler yaşandı. Yeni eğitim sistemi; Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm halkların tarihsel ve kültürel mirasını esas alarak, anadilde eğitim hakkını tanımış, toplumcu ve kazanım odaklı bir model inşa etti. Böylece, Rojava’da yalnızca bir devrim değil, aynı zamanda özgürleştirici bir eğitim sistemi de inşa edildi.
Rojava Devrim süreciyle Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen eğitim sistemine dair Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Eğitim ve Öğretim Kurulu Eşbaşkanı Semîra Hec Elî JINNEWS’e konuştu.
Yeni eğitim sisteminin inşa edilmesi
Rojava Devrimi’nden önce de Kürtçe dil kurumunun yaptığı çalışmaların olduğunu ifade eden Semîra Hec Elî, 2007 yılında Kobanê’de, 2008’de Halep’te dil üzerine konferanslar yapıldığını hatırlattı. Semîra Hec Elî, yapılan konferansların Baas rejiminden kaynaklı gizli yapıldığını belirterek, “Yine aynı şekilde Raqa’da yapılan toplantılar vardı. Baas rejimi çok engelleyen bir durumdaydı. Rojava Devrimi’yle birlikte, dil devrimi de yaşandı diyebiliriz. İlk süreçlerde küçük de olsa Efrîn, Kobanê, Cizîrê’de okullar açıldı. Çok ciddi katılımlar vardı. Bundan kaynaklı öğretmenler eğitildi. Kürtçe Dil Kurumu 2012 yılında Amûde’de konferans gerçekleştirdi. Konferansta yeni müfredatın oluşturulması, öğretmenlerin eğitilmesi gibi kararlar yer aldı. Tabi bu konferansta Bakûr ve Mexmûr’dan destek alındı. Koşular her ne kadar zor olsa da öğretmenler eğitildi” ifadelerini kullandı.
‘Önemli sonuçlar aldık’
Kürtçe anadilde eğitime çok fazla talep olduğunu sözlerine ekleyen Semîra Hec Elî, “Bundan kaynaklı da farklı tarihlerde daha büyük ve kapasiteli okulların yapımına başlandı. Ancak ilk başlarda bir bütünen Kürtçe eğitim verilmedi. Çünkü öncesinde var olan bir dil vardı ve bunun üzerinden eğitimler veriliyordu. Bundan kaynaklı da öncelikle çocukların Kürtçe’ye alıştırılma yani hazırlık süreci olmalıydı. Bundan kaynaklı da bir süre diğer eğitimlere devam edildi. Ama o eğitimin yanı sıra haftalık Kürtçe dil dersi de verilmeye başlandı. Çünkü konuşma dili ile eğitim dili arasında farklılıklar olabiliyor. Başlatmış olduğumuz çalışmalar sonucunda önemli sonuçlar da aldık” diye kaydetti.
‘Kendi müfredatımızı hayata geçirdik’
“Rojava Devrimi’nin en büyük kazanımı anadilde eğitimin inşa edilmesiydi” diyen Semîra Hec Elî, 2014 yılında Cizîrê, Kobanê ve Efrîn Kantonu’nda anadilde eğitimin bir bütünen ve resmi bir şekilde ilan edildiğini söyledi. Eğitim Komitesi’de buna göre çalışmalarını sürdürmeye başladığına vurgu yapan, Semîra Hec Elî, “Aynı yıl içerisinde Kürtçe, Arapça ve Süryanice müfredatlar oluşturuldu. Hazırlanan müfredatlar dil alanında uzman kişiler tarafından hazırlandı. Evet atılan adımlar belki çok hızlı atıldı, ancak devrim süreçlerinde hızlı adımlar atılmadığı zaman kazanımlar da eksik olabiliyor. 2015-2016 yılı eğitim-öğretim döneminde artık kendi müfredatımızı hayata geçirdik. Bölgenin farklılıklarına göre müfredat hayata geçirildi. 7 kişilik komiteler ile hazırladığımız müfredatımızın hazırlık komitesinde şuan 100’den fazla kişi yer alıyor. Bu kişiler kendi alanlarında doktora yapmış kişiler ve eğitim alanında yeni stratejiler üretebilen yetkinlikte kişiler” diye altını çizdi.
Geçici Şam hükümeti ile görüşme
Semîra Hec Elî, oluşturulan eğitim sistemi içerisinde sadece Kürtlerin değil aynı zamanda diğer kimliklerinde, kendi dillerinde, kültürlerini, tarihlerini öğrendiklerini ifade ederek, geçici Şam hükümeti ile yaptıkları görüşmeye değindi. Semîra Hec Elî , “Tebqa, Reqa, Cizîrê, Firat, Kobanê kantonları ve Deyrazor’da kendi oluşturduğumuz müfredatla eğitimler veriliyor. Baas rejimi yıkılmadan önce de onlarla da eğitim noktasında tartışma yürütmek istiyorduk. Ancak bunun için olanaklar yoktu. Baas rejiminin yıkılması sonrasında UNİCEF aracılığıyla Şam geçici hükümetinin Eğitim Bakanlığı ile online toplantı gerçekleştirdik. Daha sonrasında Eğitim Komitesi’nden oluşan bir heyet 13-14 Nisan’da resmi bir şekilde Şam geçici hükümetinin Eğitim Bakanlığı ile bir toplantı gerçekleştirdi” diye konuştu.
‘Anadilde eğitim hakkını korumakta kararlıyız’
Yapılan toplantıda öne çıkan başlıklara değinen Semîra Hec Elî, “Gerçekleşen toplantıda öne çıkan başlıklar yapılan sınavlar, 2012 yılından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’de eğitim gören öğrencilerin öğrenimlerinin kabul edilmesi oldu. Evet şuan herhangi bir anlaşma imzalanmadı ama görüşmeler devam ediyor. Oluşan yeni Suriye’de anadil eğitiminin temel haklardan olduğunu benimsetmeye çalışıyoruz. Qamişlo’da gerçekleştirilen Ulusal Kürt Konferansı’nda alınan kararlar arasında Şam hükümeti ile görüşmek için bir heyetin oluşturulmasıydı. Bu heyet aynı zamanda eğitim alanında da kimi görüşmeler gerçekleştirecek. Şunu belirtebilirim bizler çocuklarımızın temel hakkı olan anadilde eğitim hakkını korumakta kararlıyız” dedi.
‘Kazanımlar direniş, mücadele ve iradeyle elde edildi’
Şuan Arizona Üniversitesi ile görüşmelerinin devam ettiğini ifade eden Semîra Hec Elî, “Her Pazar günü Arizona Üniversitesi ile toplantımız oluyor. Bu da bizim eğitim sitemimizin meşruluğunu gösteriyor. Tüm saldırılara ve kara propagandaya karşı yeni bir eğitim sitemi kurduk ve bunun üzerinden çalışmalarımız devam ediyor. Tüm bunlar bizim için büyük bir başarıdır. Yine aynı şekilde üniversitelerimizde kendi alanında uzman kişiler eğitimler veriyor. Seminerlere katılıyorlar. Tüm bunlar bir boşluktan yaratılmadı, halkın direnişi, mücadelesi ve iradesiyle elde edildi” diye ekledi.
Abdullah Öcalan’ın Kobanê Üniversitesi’ne mesajı
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerde Kobanê Üniversitesi’ne gönderdiği mesajı hatırlatan Semîra Hec Elî, “Gönderilen mesaj bizi güçlendirdi. Kurduğumuz üniversitelerde önderlik gerçeği üzerine daha çok yoğunlaşmamızı bir kez daha bizlere gösterdi. Bundan kaynaklı toplum için faydalı bir eğitimi esas alıyoruz. Bizlerde aslında bir taraftan eğitim çalışmasında yer alırken bir taraftan da kendi eğitimimize devam etmeye çalışıyoruz. Örneğin ben bir taraftan eğitim çalışmalarına devam ederken, bir taraftan Kobanê Üniversitesi’nde Sosyoloji eğitimi alıyorum. Şehitlerimize, önderliğimize ve halkımıza layık olmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Öğrenci, öğretmen ve okulların sayısı
Semîra Hec Elî, 2012 yılından bu yana mezun edilen öğrenci ve inşa edilen okullar ile ilgili ise şu bilgileri paylaştı: Efrîn’in işgal edilmesiyle birlikte, yerinden göç edenler oldu. Yine aynı şekilde Şehba ve Minbiç gibi yerlerde de göçler yaşandı. 2 yıl önce öğrenci sayısı 900 binden fazlaya yaklaştı. Hedefimiz bir milyona yaklaşmaktı. Ancak Türkiye’nin saldırılarından kaynaklı sayı düştü. Ama şuan var olan öğrenci sayısı 706 bin 807. Öğretmen sayısı 35 bin 47, okul sayısı 3 bin 685. Bunun ötesinde 500 yeni okulun inşası tamamlanmış ancak daha açılışını gerçekleştirmedik.”