Sağlık Çalıştayı sonuç bildirgesinde ‘Jin jiyan azadî’ vurgusu

  • 10:46 18 Temmuz 2025
  • Emek/Ekonomi
AMED – Kadınların özgürlük ve sağlık mücadelesini buluşturan çalıştayda, toplumsal cinsiyet, anadilde sağlık, öz savunma ve beden politikaları masaya yatırıldı. “Jin jiyan azadî” diyerek yaşamı özgürleştirme ısrarı yinelendi.
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Öğrenci Komisyonu, geçtiğimiz günlerde “Sağlıklı kadınla özgür yaşama” şiarıyla Amed’de bulunan Çand Amed Kültür ve Kongre Merkezi’nde kadın sağlığı çalıştayı düzenledi. Çalıştaya birçok sağlık emekçisi ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Kadın Meclisi Sekreteri Döne Gevher katıldı. Birçok konuya ilişkin tartışmaların yürütüldüğü çalıştayda atölyeler de gerçekleştirildi.
 
Atölyelerin sonucunda çalıştayın sonuç bildirgesi açıklandı. 
 
 Sonuç bildirgesinde şunlara yer verildi: 
 
Toplumsal Sağlık Atölyesi
 
“Toplumsal sağlık çalışmaları, kadınlarla buluşmak için toplumsal cinsiyet ve kadın haklarına yönelik tartışma konularından daha geniş ve daha rahat bir düzlem oluşturmaktadır. Bu sebeple kadın sağlığına dair planlanan buluşmalarda, diğer kadın çalışmalarını yürüten kurumlarla ortaklaşmanın gerekliliği üzerinde duruldu.
 
*Kadınların bu buluşmalardan beklentisinin poliklinik hizmeti temelinde olduğu gözlemlenmiştir. Bunun çarpıtılmış sağlık algısı ile bağlantılı olduğu ve bunu aşmak için daha fazla toplumsal sağlık çalışması yapılması gerektiği konuşuldu.
 
*Toplumsal sağlık çalışmalarının anadilde yürütülmesinin gerekli olduğu ve anadilde sağlık çalışmaları yürütebilecek arkadaş sayımızı artırmaya yönelik örgütlenmemiz gerektiğine dair değerlendirme yapıldı.
 
*Çalışmalarda sağlıkta öz savunma ve kendi kendine yetebilme ile ilgili farkındalık çalışmalarının yürütülmesi gerekmektedir.
 
*Düzlem olarak beden bilgisi ve sağlık sorunları tartışılırken, kadın bakış açısıyla aktarımlar yapılmalı; siyasal, kültürel, sosyal ve ekolojik yönden risk grupları/faktörleri ele alınmalıdır.
 
*Toplumsal sağlık çalışmalarını yürütürken ortaklaştığımız kurumların da bu çalışmalardan beklentilerinin poliklinik hizmeti, muayene vb. olduğu ve bunu aşmak için yerellerde kurumlarla ve yerel yönetimlerle sağlık politikalarımızı aktarmak için buluşmalar yapılmasının gerekliliği ortaya çıktı.
 
*Yürütülen çalışmaların çoğunun kırsal bölgede gerçekleştiği ve genellikle toplu buluşmalar yapıldığı için kadınların kendini yeterince açamadığı belirtildi. Bu sebeple bireysel görüşmelerin de gerektiğinde zorlanması, bu yönde çaba sarf edilmesinin gerekliliği konuşuldu.
 
*Yürütülen tüm çalışmaların verilerinin arşivlenmesi gerektiği; bu verilerin çarpıtılmış sağlık yöntemlerini deşifre etmede ve buna karşı mücadele ederken kullanılmasının gerektiği değerlendirildi.
 
*Sağlık bilgisinin toplumsallaşabilmesi için yürütülen çalışmalara katılan kadın arkadaşlardan gönüllü olanların da bu çalışmaları yürütmek üzere eğitimci eğitimlerine alınması ve böylece yerelin öz örgütlülüğünü açığa çıkaracak nitelik kazanması sağlanmalıdır.
 
Beden Politikaları Atölyesi
 
Kapitalist sermayenin, kadın bedenini kullanarak özellikle estetik ve güzellik kavramlarının içini boşalttığı ve çarpıttığı açıktır. Kadın bedeni bir tüketim aracına dönüştürülüp bin bir parçaya ayrılarak pazarlanmaktadır. Bedenimiz fiziken ve ruhen sağlıksız bir noktadadır. Güzel olan olarak sunulan kalıplara girmeye çalışan kadınlar, doğanın çeşitlilik anlayışına ters düşerek tektipleştirilmeye çalışılmaktadır. Bu sadece fiziksel bir benzeşme değil, aynı zamanda zihinsel yozlaşma ve tektipleşme amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda çözüm olarak;
 
*Kendi bedenine yabancılaşma ve düşmanlaşma durumuna karşın ‘kendin ol’, ‘bedenini tanı’ ve ‘xwebûn’ olma mücadelesi yürütülmelidir. Kadının kendine ve bedenine dair yitirdiği sevgi yeniden canlandırılmalıdır.
 
*Kapitalist sistem, kavramların içini boşaltıp çarpıtmaktadır. Bu sebeple tartışma platformlarında estetik ve güzellik kavramlarının tartışılmasına ihtiyaç vardır.
 
*Kadın bedeni üzerinden yapılan değişimlerin yarattığı sağlıksızlık hali, sanal ve basın araçları kullanılarak tüm kadınlara duyurulmaya çalışılmalıdır.
 
*Daha çok çocuk yaştaki öğrenciler ve potansiyel tüm kavram karmaşasının olduğu alanlara gidilerek eğitimler düzenlenmelidir.
 
*Demokratik, özgürlükçü belediyelerin yürüttüğü çalışmalarda kadınlara alan açılarak kendini bulmanın önü açılmalıdır.
 
*Jineoloji atölyelerine katılarak bu tartışmaların daha sık yapılması ve katkı sunulması gerekmektedir.
 
Engelli/Özel Gereksinimli Kadın Sağlığı Atölyesi
 
Engelli bireylerin bedeninde var olan belli farklılıklardan kaynaklı olarak toplumsal hayatta arka plana itildiği; belirlenen ‘normale’ uymadığı için ötekileştirildiği belirtildi. Yaratılan estetik faşizmi ile ideal bir beden dayatılarak, ideale uymayan bireyler üzerinde baskı kurulduğu; toplum içinde kabul görmesini, işe alınmasını, sosyal çevre edinmesini ve özgüvenini etkileyerek, aslında kişinin engelinin dışında toplum tarafından bu kişilerin önüne engel konulduğu ifade edildi. Bu sebeple ‘engelli birey’ demek yerine ‘engellenen bireyler’ tanımının daha uygun olacağı belirtildi. Yaşamın inşası belirlenen normale göre yapılmakta ve bu yüzden engellenen bireyler iş yerlerinde, kurumlarda, apartmanlarda, ulaşım araçlarında zorluklara maruz kalmaktadırlar.
 
Bunlardan yola çıkarak;
 
*İlkin engelli bireyler öncülüğünde geliştirilecek bir mücadele hattı oluşturulmalıdır.
 
*Sivil toplum kuruluşları, engellenen bireylerin kendi örgütlenmelerine alan açmalıdır.
 
*Engellilikle ilgili kullanılan dil gözden geçirilmeli; ötekileştiren, küçümseyici dil yerine daha uygun tanımlamalar tercih edilmelidir.
 
*Bulunduğumuz tüm mekânların ve mekânlardaki eşyaların tek tip değil, var olan çeşitliliğe göre inşa edilmesi için çaba sarf edilmeli ve çalıştığımız tüm kurumlarda bu tür düzenlemeler konusunda ısrarcı olunmalıdır.”
 
‘Bedenimize, bilgimize ve emeğimize sahip çıkacağız’
 
Çalıştayda kadınlar, şifayı yalnızca iyileşmek değil; kendini tanımak, doğayla bağ kurmak ve toplumu dönüştürmek olarak gördüklerini dile getirerek, “Sağlık hakkı mücadelesinde bedenimize, bilgimize ve emeğimize sahip çıkacağız. 'Jin, Jiyan, Azadî' diyerek bedenimizi ve yaşamı özgürleştirme mücadelesinde ısrarcıyız” ifadelerini kullandı.