Köylüler maden yasasına tepkili: Toprağımıza çöktürmeyeceğiz

  • 09:03 16 Ağustos 2025
  • Ekoloji
Melike Aydın
 
MUĞLA - Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasına tepki gösteren kadınlar, yaşamları hakkında kendilerine sorulmadan karar verildiğini belirterek topraklarını madene teslim etmeyeceklerini vurguluyor.
 
Zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasının önünü açan torba kanun teklifi, 19 Temmuz’da Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yaşam savunucuları, söz konusu yasanın ekolojik talanı meşrulaştıracağını ve halkın değil, sermayenin çıkarına hizmet edeceğini belirterek Meclis önünde kısa süreli açlık grevi ve oturma eylemi gerçekleştirdi.
 
Muğla’nın Milas ilçesindeki Akbelen Ormanları’nın kesilmesine yol açan Yeniköy ve Kemerköy Elektrik Santrallerinin madencilik faaliyetlerine karşı süren mücadele devam ederken, yeni yasaya yönelik tepkiler giderek artıyor. Yasa, Muğla’da doğrudan 48, toplamda ise 58 köyü etkileyecek.
 
Toprakları maden sahası tehdidi altında olan köylerden biri olan Karacahisar’da yaşayan kadınlar, kendilerine sorulmadan alınan bu kararlara karşı çıkıyor ve topraklarını madencilik faaliyetlerine teslim etmeyeceklerini vurguluyor.
 
‘Köylüye onur kırıcı muamele, sanayicilerle kol kola’
 
Karacahisar köyündeki yaşam savunucularından Aişe Günay, köy halkına sorulmadan yaşamları ve toprakları hakkında karar verildiğini ifade etti. Aişe Günay, “Zorla içeri girdik. Bizi insan yerine koymadılar, ama madencilerle şakalaştılar, konuştular. Zeytin dikenlerini hiç görmediler. Köylünün meclisinde konuşmalar başka yerlere gitti. Söz hakkı istedim. Oradaki Komisyon Başkanı Mustafa Varank’tan söz istedim. Beni bekletti, madencilerle sohbet etti. Orta yerde konuştum. Bizi köylü diye insan yerine koymadınız. Kimin zeytini, kimin toprağı konuşuluyor, ben toprağımı asla kimse benden alamaz. Menfaat nedir? Benim yaşamımı elimden almaya ne hakkınız var? Bir kere beni ziyaret etmediler. Ben yıllarca o toprakta çalıştım. Benim yaşamımı elimizden alıyorlar” dedi.
 
‘Köy işgal edilirse şehir susuz kalır’
 
Köyde bazı yurttaşların topraklarını sattığını kaydeden Aişe Günay, “Jandarma gelip evinden atacak. Bir talan düzeni içindeyiz. İçimizde hâlâ kendi menfaatini düşünenler var. Jandarma gelip evinden atacak. Bu insanlar nereye gidecek? Köylü olmasa şehirli olmaz. Köylü yetiştirmezse ne yiyecek. Karacahisar’dan giden su olmazsa şehirdekiler ne içecek? Zehirli bir ortam olacak. Ben 1 lira para harcamıyorum. 3 metre toprak bir aileye yetiyor. Toprağımıza çöktürmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
‘Topraklar golf sahası yapılacağı iddiasıyla satın alındı’
 
Termik santrallerin Akbelen Ormanları ve İkizköy Mahallesi içindeki genişlemesinden önce, çeşitli bölgelerde “golf sahası” adı altında toprak satın almaya başladığını belirten Aişe Günay, “Köyden satan birine sordum. ‘Kanser oldum, satmayayım da ne yapayım’ dedi. Parası olmadığı için sattı. Ancak kanser vakaları termik santraller nedeniyle arttı” dedi.
 
‘Zeytinliklerin satılmasına yönelik baskı’
 
Bu yıl zeytinin kilosunun ucuz fiyata alındığını ve bu nedenle üreticilerin zeytinden kâr edemediğini ifade eden Aişe Günay, “Zeytin 150 liraya satıldı. Zeytinlikleri satmaya zorlanıyor insanlar. Tarlaları aldılar ama kömür çıkarmasınlar, zeytin diksinler. Köyde insanlar kanserden ölüyor” diye ekledi.
 
 
‘Elektriğe olan ihtiyaç yaşamsal ihtiyaçların önüne geçmemeli’
 
Köydeki elektrik ihtiyacına değinen Aişe Günay, “Sadece termik santraller yok, başka alternatifler de var. Eğer memleketin hayrınaysa ve başka bir çözüm mümkün değilse, benim köyümde bir şeyler değişmesi gerekiyorsa tamam. Ama zenginler para kazanacaksa benim toprağımdan çıksınlar. Biraz da insanlığın peşinden koşun. Ben öldükten, yaşam olmadıktan, susuz kaldıktan sonra elektriği ne yapalım” dedi.
 
‘Bizi zeytinliği taşıyacağız sözüyle kandıramazlar’
 
İkizköy’den Karacahisar’a evlendikten sonra geldiğini söyleyen 82 yaşındaki Hamide Şanlı, halkın bir kısmının tarlalarını satıp şehre yerleştiğini, ancak köyde hâlâ birçok kişinin tarlasının bulunduğunu dile getirdi. Hamide Şanlı, “Işıkdere Mahallesi’ni cehenneme çevirdiler. Sıra buraya geldi. Zeytin bizim gelir kaynağımız ama o da ucuzladı. Burada bahçeye gidiyoruz, hiç olmazsa oyalanıyoruz. Şehirlerde ne yaparız? Nice gençler işsiz şehirde. Eskiden yardımlaşmayla geçinilirdi, dışarı gidilmezdi. Şimdi maden geldi. ‘Zeytini söküp başka yere taşırız’ diyorlar. Bizi kandıramazlar. Öleceğiz ama vermeyeceğiz” sözlerini kullandı.
 
‘Orman kültürü yok olacak’
 
Önceki yıllarda köyde tütün ekildiğini, ancak uygulanan kota nedeniyle tütüncülüğün bittiğini, zamanla halı yapımının da azaldığını belirten köylülerden Seçil Şallı, besicilikle geçimini sağladığını söyledi. Seçil Şallı, “Eşim dışarıda çalışıyor ama hayvanlara ben bakıyorum. Çiftçiyim, maden gelirse ne yapalım? Şehre gitsek yaşlılarımız ne olacak? Şehirde geçinemem; mesela otelde çalışamam. Ev kirası da olacak. Burada herkes birbirini tanıyor. Ormandan odunumuzu, çıntar mantarı ve kuzugöbeği topluyoruz. Göreneklerimiz kalkacak. Orman kültürümüz vardı, bu kültür yok olacak” ifadelerini kullandı. 
 
‘Daha az elektrik kullanılabilir’
 
Maden yasasından dolayı toplamda 58 köyün etkileneceğine dikkat çeken Seçil Şallı, “Klimalar, dolaplar ayrı ayrı çalışıyor. İşyerlerinde, spotlar hiç sönmüyor. Elektriği bunlardan kessinler. Ya da herkes güneş panelleri kursun evinin çatısına. Böylece madene olan ihtiyaç azalsın” diye belirtti.
 
‘Toprakları vermek istemiyoruz’
 
Topraklarını vermek istemediklerini ifade eden 83 yaşındaki Hatice Hazar da şöyle dedi: “Burada her şeyimiz var. Anne-babamızın topraklarında yaşadık. Çocuklarım, torunlarım var. Bu toprakları ekerek onları büyüttüm. Maden gelirse nereye gidelim?”