'Bu bir teslimiyet değil, mücadelede yeni bir evre 2025-07-17 09:01:24   Nazlıcan Nujin Yıldız   WAN – Barış ve Demokratik Toplum Grubu gerillalarının, silahlarını imha etmek için Silemanî’de düzenlediği törene katılan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu tarihi adımın yeni bir çağı açığa çıkardığını belirterek, “Bu, mücadelenin farklı bir evreye geçtiği bir dönem. Orada silahların yakılması, yeni bir başlangıca, değişim, dönüşüme imza attı” dedi.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı tarihi çağrının ardından PKK, 5-7 Mayıs tarihlerinde düzenlediği 12’nci kongresinde fesih kararı aldığını duyurdu. 9 Temmuz’da Abdullah Öcalan, “Demokratik Toplum Manifestosu” başlığıyla ikinci bir tarihi çağrı gerçekleştirdi. Bu çağrıdan sonra 11 Temmuz’da, 15’i kadın, 15’i erkek 30 gerilladan oluşan Barış ve Demokratik Toplum Grubu, Silêmanî kırsalında bulunan Şikefta Casenê bölgesinde silahları imha töreni düzenledi. Törene çok sayıda gazeteci, yazar, siyasetçi ve yurttaş da katıldı.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan milletvekili ve Demokratik Birlik İnisiyatifi Eşsözcüsü Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, törene dair konuştu.   ‘Çağrıyla birlikte barış ihtimalinin olduğu bir sürece girdik’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrının ardından sürecin hızlandığını ve bu çağrıyla birlikte barış ihtimalinin olduğu bir sürece girildiğini ifade eden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Sayın Öcalan’ın söylemleri doğrultusunda PKK’nin hem ateşkes ilan etmesi hem kongre kararı alıp kendini feshetmesi ve 11 Temmuz’da Süleymaniye’de gerçekleşen törene şahitlik etmek için yola çıktık. Dört otobüs olarak hareket ettik. Arkadaşlarımızın çoğu Amed’den yola çıkmışlardı, bir kısmımız da Cizre’den heyete dahil olduk. Cizre’deki atmosfer, bir araya gelme, birçok farklı kimliğin, düşüncenin orada bir araya gelmesi ve hepsinin gözünde hem bir heyecan hem bir telaş hem bir belirsizlik hepsini hissedebiliyorduk ama tüm bunların toplamına baktığımız zaman ciddi bir umut beslediklerine de şahit olmak mümkündü. Cizre’den akşam otobüslere bindik, Hewlêr’e doğru hareket ettik. Ciddi bir engelle karşılaşmadık. Zaxo tarafına geçtiğimizde oradaki sınır kapısında PDK’den bir heyet karşıladı heyetimizi. Orada açıklamalar gerçekleştirildi. Benim gözüme uyku girmedi, heyecanlıydık. Sabah hızlı bir şekilde hazırlandık ve yola çıkmak için heyecanla bekledik” dedi.   Ulusal birlik vurgusu   Törenin yapılacağı alana doğru yola çıktıklarını ve yolda ciddi önlemlerin alındığını paylaşan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, özellikle törenin yapılacağı alanın yakınlarında güvenlik önlemlerinin arttığını da söyledi. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, törenin yapıldığı alana vardıklarında dikkatini merdivenlerin çektiğini belirterek, “İki tane devasa yükseklik arasında, bir film sahnesinden çıkmış gibi aşağıya doğru inen merdivenler ve hemen merdivenlerin başında silahların yakılacağı alan olduğu belli olan bir düzenek vardı. Orada her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü. Bu noktada hem PDK’ye hem de YNK’ye bir teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum ben. Orada açığa çıkan tablo da ulusal birlik noktasında da özlemini duyduğumuz bir tabloydu. Diğer parçalardaki Kürt öncülerinin burada bir arada olması ve bunu barışın inşası için Kürt sorununun demokratik yöntemlerle çözümü için katkı sunmaları bizler açısından çok kıymetliydi. Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki çağrısından sonra Başurê Kürdistan’a biz ziyaret gerçekleştirmiştik. Orada hepsinin bu noktada hazır olduklarını, tam destek verdiklerini ifadelendirmiştiler. O gün açığa çıkan atmosfer de ifadelendirdikleri şeyin hayata geçmiş haliydi. Bu Kürtler açısından kıymetli çünkü biz yüzyıldır ulusal birliğimizi sağlayamadığımız için bu kadar baskı, sömürü, inkâr ve imha politikalarına maruz kalıyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Onurlu ve dik bir duruşla sahneye geldiler’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın tarihi çağrısının ardından açığa çıkan pozitif atmosferin, Kürt ulusal birliğinin sağlanmasına da önayak olacağını dile getiren Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, törenin yapıldığı anları anlatarak, “Slogan atılmaması, alkış olmaması noktasında üç dilden uyarılar yapılmıştı ama o merdivenlerden aşağıya doğru, en önde Bese Hozat’ın olması, Kürt Özgürlük Hareketinin, Kürt kadın mücadelesinin, orada o duruşla, en önde yer almasıyla kendini somutlaştırdı, ifadelendirdi. Aşağıya doğru gelmeleri, platformdaki duruşları, o kadar kendinden emin ne yaptığını bilen ne için yaptığını bilen, onurlu ve dik bir duruşla sahneye geldiler. Orada eşit temsiliyetin sağlanmış olması, 15 kadın, 15 erkek gerillanın olması. Bunların hepsi en ince ayrıntısına kadar düşünülmüştü ve her ince ayrıntı bize de sirayet etti. Metnin içeriğine baktığımız zaman, Sayın Abdullah Öcalan’ın videolu çağrısından sonra tekrar Barış ve Demokratik Toplum vurgusu yapıldı. Aynı şekilde grup da zaten kendini Barış ve Demokratik Toplum Grubu olarak nitelendirdi ve açıklamasını o şekilde yaptı. Açıklamada önemli başlıklar vardı. Kadınlar gençler, emekçiler, işçiler vurgusu gerçekten kıymetliydi” diye belirtti.   ‘Bu hiçbir zaman bir teslimiyet değil’   PKK’nin doğuşunun, Kürt halkının imhasına, inkarına ve asimilasyonuna karşı bir çıkış olduğunu ancak günümüzde tüm ezilenler ve yok sayılanlar için bir mücadele açığa çıkarıldığını sözlerine ekleyen Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “O gün orada yeni bir çağ açığa çıktı. Bu hiçbir zaman bir teslimiyet değil, geri adım atma değil. Bu, mücadelenin farklı bir evreye geçtiği bir dönem. Orada silahların yakılması, yeni bir başlangıca, değişim, dönüşüme imza attı. Sayın Öcalan da ifade ediyor; silahlı mücadelenin artık miadını doldurduğunu ve bundan sonraki sürecin, demokratik siyaset zemininde yürümesi gerektiği noktasında, kendi hareketi de her zaman olduğu gibi tekrar Sayın Öcalan’ın söylemelerine bağlı kalarak hızlı bir şekilde söylemleri hayata geçirdi. Bundan sonraki süreçte top devlette. Eğer gerçekten çözüm sürecinden bahsedeceksek, demokratik toplumu ve barışı inşa edeceksek, bunun tek taraflı olmaması gerekiyor. Bu noktada PKK üzerine düşeni yaptı ve çok net, somut, tarihi adımlarla bunu hayata geçirdi. Aynı somutluk, netlik ve tarihi adımların devlet tarafından da atılması gerekiyor. Kürtler fedakâr bir halk ve fedakârlıklarını tekrar açığa çıkardılar. Ne için? Bu kadar inkara rağmen, imhaya rağmen, bu kadar faili meçhule, göçe zorlanmalara, köylerin yakılmasına rağmen halen barış umudunu diri tutan mücadele eden, barış için her şeyini ortaya koyan bir anlayışla karşı karşıyayız. Samimi bir adımla karşı karşıyayız” diye ifade etti.   ‘Onurlu barış isteyen herkes bu sorumluluğu almalı’   Devletin bundan sonraki süreçte daha somut, gözle görülür ve acil adımlar atması gerektiğini vurgulayan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, bu sorunun yalnızca Kürtlerin sorunu veya DEM Parti’nin sorunu olmadığına, Türkiye’de yaşayan tüm halkların sorunu olduğuna dikkat çekti. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bu sorun çözülürse sadece Türkiye halkları için değil, tüm Kürdistan halkları için ve beraberinde tüm Orta Doğu halkları için onurlu bir barış nasıl inşa edilir, demokratik bir sistem nasıl oluşturulur, demokratik bir toplum nasıl hayata geçirilir, onun örneği de olacak. Biz DEM Parti olarak üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız, yükümüzün arttığının da farkındayız ama bu yükün bizim için çok onurlu bir yük olduğunun da farkındayız. Sürekli çalışmalar yürütüyoruz, halkla birlikte çalışmalarımız yapıyoruz. Halihazırda yürüyen halk toplantılarımız var. Çeşitli inanç gruplarıyla komisyonlarımızın her açından yürütmüş olduğu çalışmalar var. Bundan sonra da bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz ama bu topraklarda onurlu bir barışın inşa edilmesini isteyen herkesin, bu sorumluluğu gören bir yerden, toplumsal bütün dinamiklerin kendini bunun öznesi olarak gören bir yerden bu çalışmalara dahil olması ve demokratik toplumun inşası için çalışma yürütmesi gerekiyor” diye belirtti.