Serhat’taki cezaevlerine yönelik ihlal raporu açıklandı 2025-06-27 14:17:27     WAN - Wan’da hukuk kurumlarının hazırladığı raporda, Serhat bölgesindeki cezaevlerinde kelepçeli muayene dayatmaları, Kürtçe yayın ve gazete yasakları ile kötü yaşam koşullarının devam ettiği belirtildi.   Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAY-DER), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Van Barosu, cezaevlerine gerçekleştirdikleri ziyaretler sonucu yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı. Açıklama, Wan Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda yapıldı.    Rapora göre, Van F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi, Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi, Van T Tipi Kapalı Cezaevi, Ahlat T Tipi Kapalı Cezaevi, Patnos L Tipi Kapalı Cezaevi, Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi, Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi, Giresun Espiye L Tipi Kapalı Cezaevi ve Beşikdüzü T Tipi Kapalı Cezaevi’ne ziyaretlerin gerçekleştiği açıklandı.   Kurumlar adına raporu ÖHD’li Özgür Ecer okudu.   Tutsaklara kelepçeli muayene dayatması    Özgür Ecer, ziyaret edilen cezaevlerinde hastaneye sevk isteyen tutsakların hastaneye çok geç götürüldüğüne dikkat çekti. Özgür Ecer, “Bazı hapishanelerde hastaneye sevkler hiç yapılmamakta, bazı hapishanelerde ise hastaneye sevkler geç de olsa yapılmakla birlikte kolluğun ağız içi araması veya doktorun kelepçeli muayene dayatması sebebiyle insan onuruna ve mevzuata aykırı bir şekilde gerçekleştirildiği için bu uygulamayı kabul etmeyen mahpusların hastane sevkleri gerçekleştirilmediği, bu nedenle tedavi olamadıkları, mahpusların muayene ve tedavi edilmeden hapishaneye geri götürüldükleri” dedi.   ‘Muhalif gazeteler verilmiyor’   Raporda ayrıca haberleşme, kültürel haklar ve yaşam koşullarına dair çok sayıda ihlal örneğinin yer aldığını belirten Özgür Ecer, “Hapishanelerde bulundurulan kitap sayısına 3 ile 10 kitap kotası uygulandığı, birçok hapishanede Kürtçe kitapların verilmediği ve hatta bazı hapishanelerde Kürtçe kitap ve mektupların 6 yıldır verilmediği, Kürtçe mektuplara el konulduğu ve gerekçe olarak tercüme edilememe gösterildiği, belirtilen hapishanelerin tamamında yasal olarak günlük yayınlanan Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün gibi muhalif gazetelerin verilmediği ve yine ulusal bazda yayın yapan muhalif TV kanallarının ziyaret edilen hapishanelerde izletilmediği, raporda detaylı olarak yer aldığı üzere ziyaret edilen hapishanelerin birçoğunda yemeklerin doyurucu olmadığı ve çok az verildiği, bazı hapishanelerde yemeklerin yenemeyecek kadar kötü olduğu, yemekler hazırlanırken gerekli hijyen koşullarına uyulmadığı ve kantin fiyatlarının fahiş olduğu, yemek çeşitliliğinin az olduğu, birçok mahpusun kantindeki fahiş fiyatlardan ötürü ihtiyaçlarını karşılayamadığı, maddi durumu iyi olmayan mahpusların ihtiyaçlarının diğer mahpuslar tarafından karşılanmasına izin verilmediği” tespitlerini paylaştı.   Raporda yer alan öneri ve tespitler   Raporda, cezaevlerinde yapılan gözlem, aktarım ve tespitler sonucunda şunların yapılması istendi:    “*Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi’nin eski, rutubetli ve nemli olması, hapishane şartlarının mahpusların yaşamlarını idame ettirecek boyutta olmaması nedeniyle Patnos L Tipi Kapalı Hapishanesi’nin mutlak suretle kapatılması gerekmektedir.   *Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; kurumlarımıza gelen başvurular sonucunda tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.   *Raporda görüldüğü üzere mahpusların en temel insan hakları dahi askıya alınmış ve mahpuslar üzerindeki tecrit en üst seviyeye çıkarılmıştır. Mahpuslara daha fazla telefon hakkı sağlanmalı ve en azından ziyaretçi listesindeki herkesle telefonla görüşebilme imkânı verilmelidir.   *Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmesi, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Özellikle yüksek güvenlikli hapishanelerde tutulan mahpusların beden ve ruh sağlıkları için uzun süre veya süresiz sosyal yalnızlaştırmaya maruz bırakılmaması gerekmektedir. AİHM, tamamen duyusal yalıtma ile birlikte bütünüyle sosyal yalıtmanın kişiliği tahrip edeceğini ve güvenlik veya başka gerekçelerle haklı gösterilemeyecek bir insanlık dışı muamele biçimi oluşturacağını belirtmiştir. Bu anlamda sosyal aktivitelerin önemi bir kez daha vurgulanmalıdır.   *Mahpusların dış dünya ile iletişim kurması, toplumdan tamamen kopmadan meydana gelen gelişmeleri takip edebilmesi için en önemli iletişim araçlarının başında süreli ve süresiz yayınlar gelmektedir. Mahpuslar kitaplar sayesinde birçok konuda kendilerini geliştirirken gazete ve dergiler sayesinde toplumsal gelişmeleri takip edebilmektedir. Bu durum tecridin mahpuslar üzerindeki etkilerini bir nebze olsun azaltmaktadır. Ancak hapishanelerde kitaplara getirilen kısıtlamalar ile dergi ve gazetelere getirilen yasaklamalar nedeniyle mahpuslar ifade özgürlüğü kapsamında bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü ve haber alma hakkından faydalanamamaktadır. Bu uygulamalara son verilmeli, mahpuslara kitap kotası kaldırılmalı ve mahpusların haberleşme hakları bağlamında yasal olan dergi, gazete ve TV kanallarına erişimleri derhal sağlanmalıdır.   *Hapishane koşullarında kalamayacak kadar ağır hasta olan mahpusların hapishanede tutulmaya devam edilmesi ve tedaviye ulaşmanın önündeki engeller, ulusal mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırıdır. Tıbbi tedaviye ulaşma imkânının kısıtlanması yaşam hakkı ihlaline yol açmaktadır. Adalet Bakanlığı pozitif yükümlülüklerini yerine getirmeli, mahpusların sağlığa erişimi sağlanmalı, ceza infazının hapishane koşullarında sürdürülmesi uygun olmayan mahpuslar için alternatif yollar aranmalı veya sağlık koşulları nedeniyle cezanın ertelenmesi/geri bırakılması yoluna gidilmesi için gerekli işlemler yapılmalıdır.   *Hukuka aykırı olan “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirilmesine Dair Yönetmelik” ile hapishane idarelerinin mahpuslara karşı sınırsız yetkiyle donatılarak keyfi kararlar almasına imkân tanınmaktadır. Yukarıda bahsi geçtiği üzere hapishane idarelerinin yeni yönetmelik ile kendilerine verilen yetkileri kötüye kullandıkları görülmektedir. Bu nedenle ilgili yönetmeliğin iptali ile hapishane gözlem kurullarının yetkilerinin kısıtlanması veya bu uygulamanın tamamen kaldırılması çağrımızı yineliyoruz.”   Raporun okunması ardından açıklama sona erdi.