EGEÇEP’ten talana karşı ekoloji kervanı 2025-11-15 18:20:48   İZMİR - Uşak ve Salihli’de bir araya gelen ekoloji aktivistleri, “Bu dünya bizim” diyerek maden yasasına, ağaç kıyımına ve iklim krizine karşı dayanışma çağrısı yaptı.   Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), düzenlediği Ege Ekoloji Kervanı etkinliğinin ilk gününde İzmir'den yola çıkarak Uşak ve Manisa'da çeşitli etkinlikler gerçekleştridi. Platform, ilk olarak Uşak’a geçerek, şehirde bulunan stadyum önünde diğer illerden gelen çevre örgütleriyle bir araya geldi. Ardından "Doğanın haklarını savunan Hakan Tosun’u saygıyla anıyoruz. Hakan Tosun’a ne oldu?" pankartı açan kitle sık sık “Maden yasası iptal edilsin”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”  sloganları atarak, Uşak Valiliği önündeki anıta doğru yürüyüşe geçti.    İliç'teki facia hatırlatıldı   Yürüyüşün ardından konuşan “Murat Dağı Yok Olmasın” Platformu Sözcüsü Funda Öz Akçura, Türkiye’nin 2040 yılına kadar su fakiri bir ülke olacağını söyleyerek, Ege’de yaşayan insanların su fakiri bile olmadığını, su sefaleti yaşadığını söyledi. Maden yasasına değinen Funda Öz Akçura, “Maden yasası diyor ki 'sen faaliyete başla, ormanları kes, biz prosedürü arkadan hallederiz.’ Eğer bu maden yasası açıldıktan sonra Murat Dağı’ndaki su mücadelemiz başlamış olsaydı biz davayı açıp kazanana kadar atı alan Üsküdar’ı geçecekti. Orada 400 binden fazla ağaç kesilecekti, yeraltı suyu yatakları yok edilecekti” dedi.    Ardından konuşan EGEÇEP Eşsözcüsü Arif Ali Cangı, Kışla Dağ’ı Madeni’ne karşı açtıkları ve kazandıkların davaların daha sonra Danıştay’ın İdare Mahkemeleri’ne yaptığı müdahaleler sonucu kaybedildiğini hatırlattı. Kışla Maden Dağı’nın “en vahşi yöntemle işletilen maden” olduğunu söyleyen Arif Ali Cangı, “Açık havada siyanür püskürtülmek suretiyle işletiliyor. Örnek mi istiyorsunuz? Altın madenciliğinde yaşanan en büyük felaketlerden bir tanesi geçtiğimiz yıl Erzincan İliç’te yaşandı” diye kaydetti.    Mücadele vurgusu   Kitle ardından Manisa’nın Salihli ilçesine geçti ve ilçedeki Demokrasi Meydanı’nda çevre örgütleriyle bir araya geldi. “JES’lere hayır”, “İklimi değil yasayı değiştir” pankartlarının açıldığı eylemde sık sık “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları atıldı.    Burada yapılan açıklamada konuşan EGEÇEP Eşsözcüsü Derya Lim, iklim krizinin doğal değil politik bir kriz olduğunu söyleyerek, Anadolu ve Mezopotamya halklarının mücadelesinin ortak olduğunu ifade etti. Doğa ve yaşam savunucularına, iklim aktivistlerine, ekoloji haberleri yapan gazetecilerine yönelik sistematik saldırıların olduğuna işaret eden Derya Lim, “Doğanın hakları doğanın kendi yasasına göre belirlenmelidir. Hayvan özgürlüğü ve hayvanların yaşam hakkı güvence altına alınmalıdır. İklim krizi ile mücadele etmek için bütüncül bir ekosistem planlaması yapılmalıdır. Fosil yakıt projeleri başta olmak üzere doğal sistemler üzerinde geri döndürülemez tahribata neden olan tüm yıkıcı projeler sonlandırılmalıdır. Ekokırım suç olarak tanımlanmalı ve failler hesap vermelidir. Savaşlara değil yaşama bütçe ayrılmalıdır. Savaşsız, sömürüsüz ve adil bir yaşam için kolektif bir sorumluluk ve dayanışma çağrısında bulunuyoruz: Bu dünya bizim! Evimiz Dünya’nın bir avuç sermayedarın kâr hırsına peşkeş çekilmesine izin vermeyelim. Dünyaya barış, doğaya adalet, krize çözüm” diye konuştu.    Eylem, çevre örgütleri yöneticilerinin konuşmalarıyla sona erdi.