İZMİR –DEM Parti Kadın Meclisi, yaşamını yitiren Kürt aktivist Hediye Tekin için anma düzenledi. 

 

Uzun yıllar Mezopotamya Kültür Merkezi ve Tevgera Jinên Azad (TJA) içerisinde çalışmalar yürüten Hediye Tekin, 8 Aralık 2024’te yaşamını yitirmişti. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kadın Meclisi, Hediye Tekin için bir anma programı gerçekleştirdi. Etkinliğe DEM Parti Konak İlçe Örgütü yöneticileri, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eşbaşkanları, çeşitli siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile Barış Anneleri katıldı.

 

Program, bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşu sırasında DAD üyesi Nebat Çelik Çerağ, Hediye Tekin’in anısına çırağ yaktı. Anma, Hediye Tekin için hazırlanan sinevizyon gösterimiyle devam etti. Ardından Hediye Tekin’in yol arkadaşları Neriman Birlikler, DEM Parti İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Türkan Aslan Ağaç ve Barış Annesi Perihan Altoğ konuşma yaptı.

 

‘Tutsakların Hediye ablasıydı’

 

Hediye Tekin ile Karşıyaka’da birlikte parti çalışmaları yürüttüklerini belirten Neriman Birlikler, “Tanıştığımızda kendisinin Bingöllü bir arkadaş olduğunu öğrendim. Savaştan kaynaklı köyleri boşaltılmıştı ve bir gecede İzmir’e gelmek zorunda kalmışlardı. Geldiklerinin ikinci senesi kız kardeşi Ayten, ‘Lı Merdine, Lı Bagok’e’ şarkısında adı geçen Heval Ayten, tekrar ülkeye dönüş yapıyor ve şehit oluyor. Daha sonra Hediye arkadaşımızın kardeşi 1993’te cezaevine girdi ve 32 yıl cezaevinde kaldı. Hediye’nin hayatı cezaevi kapılarında geçti. Cezaevindeki bütün tutsakların Hediye Ablası’ydı. Hediye’nin dokunmadığı tek bir insan kalmadı. Hayatımda tanıdığım en dürüst, en çocuksu, en temiz insandı. Onu ve tüm şehitlerimizi saygıyla anıyorum” diye konuştu.

 

‘Yoldaşlık, görünmez anlarda başlar’

 

Programın duygusal bir atmosferde geçtiğini söyleyen Türkan Aslan Ağaç, bir yanında Hediye Tekin’in bir yanında Deniz Poyraz’ın fotoğrafının bulunmasının ağırlığını dile getirdi. Yoldaşlığın çoğu zaman birlikte yürümek, aynı sloganı haykırmak ya da aynı barikatta durmak gibi göründüğünü ancak hakiki yoldaşlığın “kalabalık içinde görünmezleşen insanın elini tutmakla” başladığını ifade ederek, “Bir yoldaşın elini en çok kimsenin fark etmediği o iç yarığında tutmak gerekir. Mücadelemiz başından beri yeni bir insanı, yeni bir toplumu, özgür ve demokratik bir yaşamı yaratma arzusundan doğdu. Hakikati, onuru ve dayanışmayı merkeze alan bu yürüyüş hiçbir zaman yalnızca politik bir rota değildi; insanların birbirine yabancılaşmadığı bir hayat arayışıydı. Fakat bugün Hediye Tekin’i anarken acıyla görüyoruz ki, zaman zaman bu ideallere yaklaşamadığımız anlar oldu” sözlerini kullandı.  

 

‘Hiçbir yoldaşımız yalnızlığın içinde kaybolmayacak’

 

Hediye Tekin’in kaybının yalnızca kişisel bir trajedi olmadığını vurgulayan Türkan Aslan Ağaç, şu soruları dillendirdi: “Biz Hediye’ye yeterince kulak verebildik mi? Kaybolan sesini duyamadığımız anlarda daha ısrarlı bir dayanışma gösterebildik mi? Yoldaşlık sadece birlikte mücadele etmek değil, birbirimizin kırılganlığını da omuzlamaktır.”

 

‘Hiçbir çığlık duyulmadan geçilmeyecek’

 

Türkan Aslan Ağaç, Hediye’nin sessizliğinin geriye bir sorumluluk bıraktığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bundan sonra hiçbir yoldaşımız yalnızlığın içinde kaybolmayacak. Kimsenin tükenişe yürüyen adımlarını görmezden gelmeyeceğiz. Hiçbir çığlık duyulmadan geçilmeyecek. Özgür bir toplum kurma iddiamız, birbirimizin yükünü paylaşmayı bildiğimizde anlam bulacak. Hediye artık aramızda değil ama onun sessizliği bize bir çağrı bıraktı: Birbirimizi daha dikkatle görmek, birbirimizin karanlığına daha fazla ışık olmak. Hediye Tekin… Senin eksikliğin içimizde bir yara. Ama senin adına birbirimize daha sıkı sarılacağız. Senden yana, yaşamdan yana, birbirimizden yana bir yol kurmaya devam edeceğiz.”

 

Program dağıtılan lokma ve helva ile sona erdi.