Konferansta ortak mesaj: Demokratik entegrasyon yasaları ve umut hakkı şart

  • 09:06 7 Aralık 2025
  • Güncel
   
Melike Aydın 
 
İSTANBUL - Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nı değerlendiren kadınlar, barış ve demokrasinin inşasında Kürt halkının demokratik haklarının tanınması için eşitlik, özgürlük ve adalet temelli yasal düzenlemelerin gerekliliğine dikkat çekti. Kadınlar, bu çerçevede Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sürecin ilerleyebilmesi açısından belirleyici bir önem taşıdığını vurguladı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Cem Karaca Kültür Merkezi’nde düzenlediği Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı sürüyor.
Konferansı izleyen çok sayıda katılımcı, hem oturumlarda yürütülen tartışmaları hem de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesajı değerlendiriyor. Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” vurgusu ile Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne dair yaptığı çağrı, konferansın en kritik referans noktalarından biri olarak öne çıkıyor. Salon atmosferinde ortaklaşılan görüş ise, barışın toplumsallaşması ve çözüm mekanizmalarının yeniden işler hale gelmesi için böylesi bir tartışma zemininin uzun süredir ihtiyaç duyulan bir moment yarattığı yönünde.
 
‘Eşitlik, özgürlük ve adalet temelli yasal düzenleme’
 
Konferansın barış ve demokratik sürece tartışma zemini yaratması açısından oldukça önemli olduğunu dile getiren DEM Parti Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Abdullah Öcalan’ın uzun zamandır hukukun çözüm için bir araç olarak kullanılabileceğini söylediğini ifade etti. Newroz Uysal, “Bunun için bütüncül bir hukuk yaklaşımının gerektiğini; yalnızca yasal değişikliklerin değil, gerçek anlamda hukukun içine yedirilmiş olan özgürlük, eşitlik, adalet kavramlarının ortaya çıkışıyla beraber hukukun bir şiddet aracına değil, bir çözüm aracına dönüşmesi gerektiğini söylüyordu. Bunu da şu anki demokratik entegrasyon yasaları ile ifade ediyor ve bunu üç aşama olarak tarif ediyor. Eşit yurttaşlık, barış ve demokratik toplum sürecinin ihtiyacı olan; daha çok teknik ama süreci ilerletebilecek yasalar… Şu anda tartıştığımız çerçeve yasa gibi yasaların çıkarılması ve nihai olarak da özgürlük yasalarının, sadece Kürt halkının özgürlüğü değil; halkların, inançların, kadınların herkesin özgürce yaşayabileceği ve yasal güvenceye kavuşturulabileceği bir toplumsal yaşam ya da devlet inşası açısından önemini vurguluyor. Türkiye gibi anayasası ve yasalarıyla Kürt halkını hukuk eliyle inkâr eden bir dönemde, tekrar hukuk eliyle Kürtlerin ve diğer hakların güvenceye kavuşturulması çok önemli” şeklinde konuştu.
 
‘Hem uluslararası hem de bölgesel öneme sahip’
 
Barışı bilimsel, siyasal ve sosyolojik olarak tartışmanın ve gündemleştirmenin tam zamanı olduğunu belirten Halkların Demokrasi Partisi (HDP) önceki dönem Milletvekili Hüda Kaya, barışı toplumsallaştırmak ve kolektif bir bilince dönüştürmenin aciliyetine vurgu yaptı. Hüda Kaya, “Konferans hem uluslararası hem de bölgesel boyutuyla çok önemli. Tüm inançların ve ideolojilerin üzerinde barış toplumsallaştırılmalı; siyasi, bilimsel, sosyolojik olarak anlaşılması için tüm çabayı göstermeli ve elimizden geleni yapmalıyız” dedi.
 
‘Îlham Ehmed’in fiziken gelebileceği bir ortam olmalıydı’
 
Sosyalistler Partisi (SOLDEP) olarak Kürt hareketiyle ittifak halinde olduklarını belirten Doğa Tekneci, “Demokrasinin yayılması ve toplumla buluşması noktasında bu tür konferansları oldukça değerli görüyoruz. Birbirimizle tartışarak ve görüşlerimizi ifade ederek demokrasiyi ve sosyalizmden ne anladığımızı paylaşma olanağı buluyoruz. İlham Ehmed’in buraya gelememesi açıkçası çok üzücü; keşke fizikken gelebileceği bir ortam olsaydı. Sanırım belli güvenlik sebepleriyle gerçekleştirilemiyor. Bu anlamda Rojava gibi bir özerk yönetimin telekonferansla da olsa katkı sunmasını çok önemli buluyoruz. Çünkü oradan sürekli duyum alabildiğimiz, yönetim biçimlerini tartışabildiğimiz bir ortam her zaman sağlanamıyor. Böyle platformların yaratılması çok olumlu. Rojava’nın bizden ne talep ettiğini ve nelerin yaşandığını duymak da çok kıymetli. Özellikle Îlham Ehmed’in kadın özgürlüğüne dair ifadeleri de oldukça önemliydi” dedi.
 
'Adım atılmalı'
 
Konferansın önümüzdeki barış ve demokratik toplum sürecine katkı sunmasını ve onurlu bir barışın Türkiye’ye demokratikleşme olarak yansımasını umut ettiklerini belirten DEM Partili Canan Kebenç, tüm halkların özgür yurttaşlık çerçevesinde bir arada, özgür ve eşit bir şekilde yaşamasını temenni ettiklerini söyledi. Canan Kebenç, “50 yılı aşkın çatışmalı sürecin, demokratik bir zeminde Kürt halkının haklarının tanınarak sürdürülebilmesi açısından, Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan'ın umut hakkından faydalanmasının çok önemli bir yerde durduğunu söylemek gerekiyor. Biz kadınlar olarak umut ilkesine yaklaşımın, Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüne yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Eğer süreç gerçekten demokratikleşme ve demokratik cumhuriyet çerçevesinde yürüyecekse bu adımın atılması çok önemli” diye belirtti.
 
‘Tüm kutuplaşma zeminleri ortadan kaldırılmalı’
 
Konferansta hem dünya deneyimlerinden örnekler aktarıldığını hem de Türkiye’de şimdiye kadar yaşanan süreçlere dair tartışmalar yürütüldüğünü belirten KESK Kadın Sekreteri Döne Gevher, “Çıkardığımız en önemli ders bence var olan devlet mekanizmasının, yönetme kabiliyeti üzerinden kutuplaştırma zeminini çok net bir şekilde tanımlıyor olması. Bu kutuplaştırma üzerinden antidemokratik uygulamaları ve hukuku bir bütün olarak rafa kaldırabilecek bir pratik sürdürebiliyor. Bu sadece son 20 yıl değil; 20 yıl öncesinde de gerçekleşen ve bugün de devam eden bir süreç. Bunu, kutuplaştırma üzerinden geliştirilen politikaları ortadan kaldırarak aşacağız. Bunun önemli gündemlerinden biri de Kürt sorununun demokratik yollarla çözümüdür. Bununla birlikte ülkede 100 yıllık kutuplaşma zeminini geride bırakabileceğimiz; artık temel gündemleri tartışabileceğimiz, konuşabileceğimiz; eşitlik ve özgürlük mücadelesini çok daha bütünlüklü ve ortak bir mücadele hattıyla yürütebileceğimiz bir zeminin gelişeceğini düşünüyorum” sözlerini kullandı.