Kadın Sığınakları Kurultayı’nda ‘hak temelli dayanışma’ çağrısı
- 12:49 4 Kasım 2025
 - Güncel
 
	İSTANBUL - Kadın Sığınakları Kurultayı’nda, erkek şiddetine karşı mücadelenin yalnızca hukuki değil, politik ve feminist bir zeminde yürütülmesi gerektiği vurgulandı. Kadınlar, sosyal hizmet politikalarının yetersizliğine dikkat çekerek, “hak temelli dayanışma” çağrısı yaptı.
	Kadın Sığınakları ve Dayanışma Merkezleri Kurultayı, bu yıl 28’inci kez 1-2-3 Kasım tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirildi. 1998’den bu yana aralıksız düzenlenen kurultaya; Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Kadınlarla Dayanışma Vakfı (KADAV), Kadın Zamanı Derneği ve Uluslararası Göçmen Kadınlar Dayanışma Derneği (UGKDD) ev sahipliği yaptı.
	Bianet’te yer alan habere göre, bu yılki buluşmaya 84 kurum ve belediyeden 320’den fazla kadın katıldı. Ana tema, “Türkiye’de Sosyal Hizmetin Eksikliğinde Erkek Şiddetiyle Mücadele Etmek: Feminist Yöntemin Gücü ve İmkânları” olarak belirlendi.
	Hak temelli dayanışma vurgusu 
	Kurultayın ilk oturumu “Erkek Şiddeti ile Mücadelede Sosyal Hizmetlere Bakış” başlığıyla yapıldı. Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Reyhan Atasü Topcuoğlu, sosyal hizmetin uzun süredir kadın hareketinden uzaklaştığını belirterek, “Neoliberal muhafazakarlığın yükseldiği bu dönemde, sosyal hizmetin hayırseverliğe değil, hak temelli bir dayanışmaya dayanması gerekir” dedi.
	Süleyman Demirel Üniversitesi’nden Prof. Dr. Songül Sallan Gül ise kadına yönelik şiddetin bireysel değil, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan yapısal bir sorun olduğunu vurguladı.  Songül Sallan Gül, neoliberal politikaların sosyal hizmeti “sosyal yardıma” indirgediğini belirterek, “Belediyeler kaynak yetersizliği nedeniyle sığınak hizmetlerinde zorlanıyor” ifadesini kullandı. 
	Erkek şiddetine dikkat çekti 
	İkinci oturumda “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı ve Politikalar Şiddetle Mücadeleyi Nasıl Etkiliyor?” başlığı altında tartışmalar yürütüldü. İnci Özcan Kerestecioğlu, erkek şiddetinin yalnızca ev içi bir mesele değil, devlet politikaları ve eşitsizliklerle örülü bir yapı olduğunu kaydetti.  İnci Özcan Kerestecioğlu, “Eşit ilişki kurmak yalnızca bireysel bir çaba değil, nedenlerin ve sonuçların iç içe geçtiği politik bir süreçtir” diye ekledi. 
	'Heteronormatif olmayan bir çerçeveye çağrı'
	Kaos GL temsilcisi Hayriye Kara, “Heteronormatif Olmayan Bir Çerçeveye Doğru” başlıklı sunumunda LGBTİ+’ların sosyal hizmetlere erişimde yaşadığı zorlukları anlattı. Hayriye Kara, “Devlet, toplumsal cinsiyet kavramını kamusal söylemden silerken, LGBTİ+ haklarını aileye tehdit olarak tanımlıyor. Bu da hem bireyleri hem de profesyonelleri doğrudan etkiliyor” sözlerini kullandı. 
	'Nafaka hakkı bir lütuf değil, yaşam hakkıdır'
	Mor Çatı gönüllüsü avukat Funda Ekin, kadınların şiddetten uzaklaşma sürecinde nafaka, velayet ve çocuk görüşü gibi konuların yalnızca hukuki değil, politik meseleler olduğunu vurguladı. “Aileyi koruma” politikalarının kadınların nafaka ve velayet haklarını tartışmalı hale getirdiğini belirten Ekin, “Ahlaka aykırı yaşam” gerekçesiyle nafaka hakkının kaldırılmasının, kadınları yeniden şiddet ortamına ittiğini söyledi.
	‘Yargı paketi erkek egemenliğini yeniden üretiyor’
	Kurultayın ilk günü, kamuoyunda “11. Yargı Paketi” olarak bilinen düzenlemeye karşı yapılan ortak açıklamayla sona erdi. Açıklamada, “Yargı paketi, erkek egemenliği yeniden üretmeyi; kadınların bedeni ve emeği üzerinde hak iddia etmeyi amaçlıyor. Kadınlar ve LGBTİ+’lar buna karşı mücadele edecek” denildi.
	‘Feminist sosyal hizmet yerelde güçlenmeli’
	İkinci gün atölye çalışmalarıyla devam eden kurultay, üçüncü gün tartışma oturumlarıyla sona erdi. Katılımcılar, kadın örgütlerinin merkezileşme ve bürokratikleşme nedeniyle zayıfladığını belirterek, yerel düzeyde feminist sosyal hizmet modellerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
	Kurultayın sonuç bildirgesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kamuoyu ile paylaşılacak.

				
				
				
				
				





