‘Özel savaş uygulamalarının amacı Kürt halkının bilincini kırmak’
- 11:34 4 Kasım 2025
 - Güncel
 
	AMED - Şiyar Be Platformu tarafından özel savaş politikalarına karşı yapılan açıklamada, devletin Kürt halkının bilincini kırma amacıyla çeşitli politikalar geliştirdiği belirtilirken, bu politikalara karşı mücadelenin de en başta öz savunmayla olacağı vurgulandı.
	Şiyar Be Platformu, Ofis semtinde özel savaş uygulamalarıyla gündeme gelen ROJ DEM Kafe önünde açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya platform bileşenleri, sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcileri katıldı. “Susma, sustukça sıra sana gelecek” sloganının atıldığı açıklamada basın metnini Şiyar Be Platformu Eş Sözcüsü Gülşen Demir okudu.
	‘Bu uygulamalar özel savaş politikalarıdır’
	Gülşen Demir, özellikle Kürdistan coğrafyasında uyuşturucu kullanımı ve fuhuşun devletin özel savaş konsepti çerçevesinde örgütlü bir biçimde yaygınlaştırıldığını belirterek, “Kapitalist modernitenin egemen güçleri, halkların direniş ruhunu, düşünme ve örgütlenme yetisini yok etmek amacıyla bu araçları kullanmaktadır. Uyuşturucu ve fuhuş, toplumsal çözülmenin en derin biçimleridir; insanı kendi öz benliğinden, toplumunu savunma bilincinden koparan, ahlaki ve politik toplumu felç eden saldırı biçimleridir. Bugün özellikle Kürdistan coğrafyasında uyuşturucu kullanımı ve fuhuş, devletin özel savaş konsepti çerçevesinde örgütlü bir biçimde yaygınlaştırılmaktadır. Halkı kendi gerçekliğinden koparmak, gençliği direnişten uzaklaştırmak ve kadın özgürlük bilincini çürütmek için bu kirli politikalar sistemli bir şekilde devreye sokulmuştur. Kendine yabancılaştırılmış birey, sisteme en kolay hizmet eden köledir. Düşünemeyen, üretmeyen, yaşamı sorgulamayan bir toplum yaratmak, egemenlerin varlık koşuludur” ifadelerini kullandı.
	‘Amaç, Kürt halkının bilincini kırmak’
	Bu sorunların, Kürt halkının özgürlük bilincini kırmak amacıyla geliştirilen bir politika biçimi olduğunu vurgulayan Gülşen Demir, “Bu durum ne tesadüftür ne de münferittir. Kürt halkının özgürlük bilincini kırmak için geliştirilen özel savaş politikalarının yeni biçimleridir bunlar. Halkın değerlerini, sembollerini kullanarak meşruiyet kazanmaya çalışan, ‘Roj-Dem’ gibi bazı mekânlarda kendini toplumsal alanın parçası gibi gösteren bu yapılar, gerçekte sistemin işbirlikçi yüzüdür. Bizler, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nün yaklaştığı ve kadınların her alanda mücadelesini, sesini artırdığı bu günlerde; kadın özgürlük bilincine, gençliğin dinamizmine ve halkın öz gücüne dayanan bir yaşam anlayışını savunuyoruz. Bu anlayış; fuhuşu değil emeği, uyuşturucuyu değil üretimi, teslimiyeti değil direnişi esas alır. Halkımızın onurlu yaşamını kirleten, gençleri bataklığa sürükleyen bu zihniyetlere karşı her alanda mücadele edeceğimizi bir kez daha vurguluyoruz” sözlerine yer verdi.
	Öz savunma bilinci vurgusu
	Gülşen Demir, uyuşturucuya, fuhuşa ve her türden yozlaştırma politikalarına karşı verilecek örgütlü mücadelenin toplumun öz savunması olduğunu belirterek, “Demokratik modernitenin temeli olan ahlaki ve politik toplum, bireylerin değil halkın kolektif bilinciyle yeniden inşa edilir. Toplum, kendi öz değerlerine, tarihsel hafızasına ve özgürlük bilincine dayanarak ancak yeniden doğabilir. Bugün yapılması gereken, bu kirli saldırılara karşı toplumsal örgütlülüğü ve dayanışmayı büyütmektir. Halkımızın onurlu direniş geleneği, her türlü özel savaş aracını boşa çıkaracak güçtedir. Bizler bu temelde, Amed halkı başta olmak üzere tüm toplumumuzu; uyuşturucuya, fuhuşa, çeteleşmeye ve gençliğin iradesini hedef alan her türden saldırıya karşı öz savunma bilinciyle hareket etmeye çağırıyoruz. Toplum ancak kendi değerleriyle yeniden yeşerir. Gerçek özgürlük, sistemin değil halkın ellerindedir. Biz, bu halkın onurunu, ahlakını ve özgürlüğünü savunmayı varlık nedeni sayıyoruz” dedi.
	Açıklama, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganı ile son buldu.

				
				
				
				
				





