
‘Sayın Öcalan özgürleşene dek yürüyeceğiz’
- 10:13 7 Ekim 2025
- Güncel
ANKARA - Yürüyüşlerinin 7’nci gününü tamamlayan özgürlük yürüyüşçüleri iktidara seslendi. “Barışın tarafı olun” diyen yürüyüşçüler, “umut hakkı” ve birçok konuda siyasi ve hukuki adımların atılması çağrısında bulundu.
Tevgera Jinên Azad (TJA) tarafından “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla Amed'den başlatılan yürüyüş, 7’nci gününde Ankara’da tamamlandı. Yedi ayrı noktadan geçerek Ankara’ya gelen kadınlar, “umut hakkı”nın uygulanması, siyasi tutsakların özgürlüğü, kayyım politikalarının son bulması, demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması, kadın katliamlarının son bulması ve birçok talep için bugün Güvenpark’ta bir araya geldi.
Kızılay'da bulunan Güvenpark’a yürüyerek gelen kadınlar, Meclis’e yürümek istedi. Ancak Meclis’e doğru yapılacak yürüyüşün engellenmesi üzerine kadınlar, Güvenpark'ta açıklama yaptı.
Kadınlar, “Azadî, Azadî, Azadîya rebertî”, “Mafê hevîye Mafê Gelanê”, “Bijî Serok Apo”, “Bijî berxwedana zindana”, “Bijî tekoşîna jina” ve “Jin, Jiyan, Azadî, azad bikê rebertî” sloganlarını attı.
‘Sayın Öcalan özgür olana dek’
İlk olarak TJA adına söz alan Nalin Gezgör, karşılaşmalarından dolayı Ankara'daki kadınlara teşekkür etti. Özgürlük ve umutla Amed'den yola çıkan kadınlar olarak Türkiye'nin başkentinde olduklarını ifade eden Nalin Gezgör, “Amacımıza ulaşana, Sayın Abdullah Öcalan özgür olana kadar yürüyüşümüze devam edeceğiz” dedi.
Ardından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yürüyüşteki kadınlara gönderdiği mesaj okundu. Kadınlar mesajı büyük bir coşkuyla karşıladı.
Her durakta barış yankısı
TJA aktivisti Sebahat Tuncel, 1 Ekim’de yürüyüşe başladıklarını hatırlatarak, “Kürtlerin kadim kentlerinden geçerek Kürt halkının adalet taleplerini yüklenerek geldik. Kürt sorununun ağırlığının ne olduğunu bizzat biliyoruz. O yüzden barış talebi bizim için bir zorunluluk” dedi.
Ortak mücadele yürüttüklerini belirten Sebahat Tuncel, “Dünyanın neresinde olursa olsun erkek egemen sistemin baskısı altındayız. O yüzden nerede olursa olsun ‘Jin, Jiyan, Azadî’ diyerek kadın dayanışmasını büyütüyoruz. Barış özlemini yüklenerek geldik. Her geçtiğimiz yerde bize barış taleplerini dile getirdiler. Barış talep etmek yetmez, o yüzden Ankara’ya geldik. Sesimizi duymanızı istiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Barış herkesin görevi’
“Kürt halkı bütün yaşadıklarına rağmen barış demekte ısrar ediyor” diyen Sebahat Tuncel, “Bizler onların bu taleplerini bir dosya olarak TJA adına sunacağız. Barış için neler yapılması gerektiğini aktaracağız. Barış sadece iktidarın görevi değildir; bütün siyasi partilerin görevidir. O yüzden tüm siyasi partilere sesleniyoruz: Gelin, bu defa barışı mümkün kılalım.
Barışın güvencesi öncelikle cezaevlerinin boşalması ile olur. O nedenle önce İmralı Cezaevi’nin boşalması, Sayın Öcalan'ın özgür olması gerekir... Sayın Öcalan ‘Toplumun özgürlüğü benim özgürlüğümdür’ dedi. Sayın Öcalan'ın özgürlük tanımı anlamlıdır. 27 yıldır tecrit altında olmasına rağmen kendi özgürlüğünü öncelemiyor, halkın özgürlüğünü önceliyor. Biz bunu gayet iyi anlıyoruz ve ‘Öcalan’ın özgürlüğü halkın özgürlüğü, biz kadınların özgürlüğüdür’ diyoruz” sözlerine yer verdi.
‘Kobanê davasında hukuksuzluk devam ediyor’
Kobanê davasında Kürt siyasetçilerin tutuklandığına dikkat çeken Sebahat Tuncel, “Biz bir kez daha IŞİD'e, El Kaide’ye, dinci gruplara karşı Kobanê'nin yanındayız” dedi. Sebahat Tuncel devamında, “Hukuksuzluk devam ediyor. AİHM kararına rağmen arkadaşlarımız cezaevinde. AİHM kararına da gerek yok; barış olacaksa bunun yolu eşitlikten, demokrasiden geçer. Kumpas davalarının ortadan kalkmasından geçer. Bizler bir kez daha arkadaşlarımızın özgürlüğünü talep ediyoruz” diye konuştu.
‘Kürt halkının taleplerinin yanında olun’
Kürt sorununun çözümünün bütün Ortadoğu’yu ilgilendirdiğini kaydeden Sebahat Tuncel, ulus-devlet sisteminin sorunlar yarattığını vurguladı. Kürt halkının, egemenlerin Ortadoğu’da yapmak istediklerine karşı çıktığını belirten Sebahat Tuncel, Eşrefiye ve Şêxmeqsûd’taki saldırılara dikkat çekerek şöyle konuştu: “Herkes Türkiye'nin bu saldırıların arkasında olduğunu düşünüyor. Çünkü Türkiye şimdiye kadar hep böyle davrandı. Biz diyoruz ki, siz barışın tarafı olun. Gelin bu politikalarınıza son verin. Gerçekten bir barış olacaksa, Suriye'deki Kürt halkının karşısında değil; Kürt halkının taleplerinin yanında olmak gerekiyor.
Özgür, eşit yurttaşlık temelinde bir entegrasyon olması gerektiğini savunuyoruz. Siz sanıyor musunuz ki; Suriye'deki Kürtler katledildiğinde Türkiye'deki Kürtler yerinde duracak? O nedenle Türkiye’yi demokratik entegrasyon sürecini desteklemeye çağırıyoruz.”
‘Netanyahu Filistin’den çekilmeli’
Gazze'de devam eden İsrail saldırılarına da değinen Sebahat Tuncel, Filistin halkıyla dayanışma içinde olduklarını belirterek, “Netanyahu derhal Filistin topraklarından çekilmeli, Filistin halkının özgürlüğünü tanımalıdır. Biz kadınlar olarak Filistin'deki kadınlar için de yürüdük” dedi.
‘Abdullah Öcalan’ın önerisine uyulmalı’
Barışın inşa edilmesi için herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini vurgulayan Sebahat Tuncel, Abdullah Öcalan’ın kadınlara gönderdiği mesaja değinerek, “Nedir müzakereci demokrasi? Sadece seçimlerde yüksek oy alanın sözünün geçmesi değildir. Türkiye'de, Kürdistan'da yaşayan herkesin demokratik siyasete katılımının önünün açılmasıdır. İmha ve inkâr politikasıyla bu iş çözülemez. Bütün çevrelere Sayın Öcalan'ın demokratik, müzakereci siyaset önerisine uymasını öneriyoruz” dedi.
‘Siyasi ve hukuki adımlar atılmalı’
Türkiye’nin şu ana kadar attığı tek adımın Meclis’te komisyon kurmak olduğunu, ancak yapılması gereken yasal değişikliklerin hâlâ hayata geçirilmediğini kaydeden Sebahat Tuncel, “Silahların tamamen gömülmesi için gereken siyasi ve hukuki adımların atılmasını bekliyoruz. Biz kadınlar için mücadele bu şekilde bitmeyecek. Bizler yürüyüşümüze devam edeceğiz. Umutla yürüyoruz, özgürlüğe yürüyoruz” diye belirtti.
Kadınlar açıklamanın ardından Meclis grup toplantısına katılmak için Meclis’e geçti.