‘Ölüye Saygı ve Adalet’ paneli: Geçmişle yüzleşmeden barış olmaz

  • 16:36 26 Temmuz 2025
  • Güncel
İSTANBUL - Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nin “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” başlıklı panelinde, “Geçmişle yüzleşmeden barış olmaz” mesajı verildi.
 
Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi, “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” başlığıyla Kadıköy’de bulunan Moda Sahnesi’nde bir panel düzenledi. Panele çok sayıda insan hakları savunucusu, siyasetçi, aydın ve yazar katıldı.
 
Panelin açılış konuşmasını yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, iki gün önce yaşamını yitiren Cumartesi Anneleri’nden Emine Ocak’ı anarak sözlerine başladı. Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi’nin 2019 yılında Garzan Mezarlığı’nın bombalanmasıyla birlikte çalışmalarına başladığını ifade eden Keskin, “Coğrafyamız bir mezarsız ölüler coğrafyasıdır. Bir yalan üzerine kurulmuş bir cumhuriyetten bahsediyoruz. Bu cumhuriyeti kuranlar, ‘bu bir devrimdir’ dedi. Ancak bu cumhuriyeti 1915 Ermeni Soykırımı’nı gerçekleştirenler kurdu. Biz bu çalışmayı Şeyh Said’in, Seyit Rıza’nın mezarlarını öğrenmek ve faili meçhullerin kemiklerini bulmak için başlattık” dedi.
 
Panelde iki oturum gerçekleşti
 
Birinci oturum, “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet arayışı” başlığıyla, DEM Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Murad Mıhçı moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Bu oturumda, Cumartesi İnsanları’ndan Besna Tosun, “Ölülere adalet arayışının Türkiye’deki geçmişi”, Gazeteci Erdoğan Alayumat, “Yaşanan çatışmalarda ölülere ne oldu?”, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz ise “Çatışma zeminlerinde farklı kimliklerin ölüleri neden ve nasıl hedef haline geldi?” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.
 
İkinci oturum ise “Barış inşasında ölüye saygı ve adalet talebi” başlığıyla, Avukat Zozan Vargün moderatörlüğünde yapıldı. Bu oturumda, insan hakları savunucusu Şebnem Korur Fincancı “Barış inşasında yas hakkı”, DEM Parti MYK üyesi Elif Bulut “Ölüye saygı ve adalet nedir, nasıl mümkün olabilir?”, Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, “Ölüye saygı ve barışın toplumsallaşması neden ortaklaşmalı?” başlıklarıyla konuşmalar yaptı.
 
‘Herkes bu mücadeleye sahip çıkmalı'
 
Besna Tosun, Türkiye’de kaç insanın kaybedildiğinin ve akıbetlerinin hâlâ bilinmediğini ifade ederek şöyle konuştu: “Bu ülkede yüzlerce insan evlerinden, iş yerlerinden, okullarından alınarak işkenceden geçirildi. O dönemde, kayıp yakınları kayıplarını aradıkları için de kaybedildi. Hâlâ başvuru yapmamış insanlar olduğunu biliyoruz. Kayıp mücadelesi sadece ailelerin ve hak savunucularının omuzlarına bırakıldı. Toplumun her kesiminden bu mücadeleye sahip çıkılması gerekiyor.”
 
‘Barış için mücadele etmeliyiz’
 
Gazeteci Erdoğan Alayumat, 40 yıldır süren çatışmalarda gerilla mezarlarının tahrip edildiğini hatırlatarak, bunun yas hakkı ihlali ve hafızayı yok etme amacı taşıdığını belirtti. “Ölüye bile saygı göstermeyen bir devlet gerçeğiyle karşı karşıyayız. Dini vecibelerin yerine getirilmesi dahi engelleniyordu. 2000’li yıllardan önce mezarlara saldırı yoktu; ancak sonrasında saldırılar arttı. Kayıpların failleri bulunmadan, kaldırım altındaki kemikler çıkarılmadan barışa inanmıyorum. Barış için sadece sistemden değil, halktan da mücadele gelmeli” dedi.
 
‘Biz Aleviler daha önce masada olmak istiyoruz’
 
Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz ise şöyle konuştu: “Selçukludan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Türkiye’ye kadar her dönemde yok sayılan ve acılar yaşayan bir toplumuz. Cumhuriyet tarihi boyunca, özellikle Dersim Katliamı’nda binlerce canımızın mezar yerleri belli değil. Yeni süreçte hem toplumsal hem de barış ve huzurun sağlanması açısından yapılması gereken çok şey var. Biz Aleviler olarak artık daha önce masada olmak istiyoruz. Barış süreci kısmi değil, herkesi kapsayan bir çözüm olmalıdır.”
 
‘Birbirimizin acısını hissetmeden başarıya ulaşamayız’
 
Şebnem Korur Fincancı, hafızasızlıktan beslenen bir siyasi yaklaşımın hâkim olduğunu belirterek şöyle dedi: “Yasın gerçekleştirilemediği durumlarda, bu yas içimizde taşınır ve iyilik hâlimizi ortadan kaldırır. Bu yüzden barış süreci, ancak yüzleşmeyle toplumsallaşabilir. Hem emek ve meslek örgütlerinin hem de tüm toplumsal kesimlerin sürece katılması çok önemli. Birbirimizin acısını hissetmeden bu süreç başarıya ulaşamaz.”
 
‘Ne yapacağımız bundan sonra önemli’
 
Elif Bulut, bir sistemin canlılara nasıl baktığının, ölülere nasıl davrandığından anlaşılabileceğini belirtti: “Canlıya saygının olmadığı bir sistemde, ölüye saygının olması zaten beklenemez. Bu ülkede yas hakkı ve ölüye saygı hiç tanınmadı. Meclis’te bir komisyon kuruldu ama bu komisyon tahrip edilen mezarlıkları, faili meçhul cinayetleri, cenazesi verilmeyen insanları ortaya çıkarmalı. Bundan sonra ne yapacağımız önemli.”
 
‘Yüzleşmeden barış olmaz’
 
Barış Vakfı Başkanı Hakan Tahmaz, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrıyı hatırlatarak şunları söyledi: “Bir barış sürecinin üç temel hedefi olur: Birincisi çatışmayı durdurmak, ikincisi silahsız çatışmaları ortadan kaldırmak, üçüncüsü ise bu sorunları doğuran hak ihlallerine yönelik adımlar atmaktır. Bu da ancak yüzleşmeyle mümkündür.”
 
Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.