‘Samimiyet göstergesi umut hakkının uygulanmasıdır’ 2025-10-29 09:01:07   İZMİR - Ağırlaştırılmış hapis cezalarının insani olmadığını ifade den tutsak yakını Fatma Sürme, Türkiye’nin barış konusunda samimi olduğunu göstermesi için “umut hakkını” uygulaması gerektiğini,  başta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan olmak üzere tüm tutsakların serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta açıkladığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nın ardından “Umut hakkının” uygulanması gündemin en önemli başlıklarından bir oldu. Umut hakkının uygulanması Türkiye’de binlerce tutsağın serbest bırakılmasını da beraberinde getirecek. Sivil toplum örgütleri, insan hakları örgütleri, hukuk örgütleri ve tutsak yakınları her fırsatta umut hakkının uygulanması gerektiğini dile getiriyor.    Tutsak yakınlarından Tekirdağ Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne bulunan Bünyamin Sürme ve Ahmet Sürme’nin annesi Fatma Sürme, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.    ‘Barıştan bu şekilde söz edilemez’   2018’de tutuklanan oğlu Bünyamin Sürme’ye ağırlaştırılmış hapis, Ahmet Sürme’ye ise 20 yıl hapis cezası verildiğini dile getiren Fatma Sürme, “Barıştan söz ediyoruz fakat bu şekilde barış olamaz. İstiyoruz ki adaletli bir barış olsun. Başlayan süreç ile öncelikli olarak hasta tutsaklarımızın daha sonra da tüm siyasi tutsaklarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Süreç başladı fakat aradan geçen zamana rağmen somut bir adım atılmıyor. Kürtler için herhangi bir şey yapmıyorlar. Tüm bunların en başında Önderliğimiz Abdullah Öcalan’ın da serbest bırakılması gerekiyor. Önderliğimiz özgür olmadan hiçbirimiz özgür değiliz. Umut hakkını hak etmiştir” şeklinde konuştu.   ‘Önce Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit kırılmalı’   Kürt halkı için özgürlük talep ettiğini vurgulayan Fatma Sürme, Kürt halkının da tüm halklar gibi özgürlüğü hak ettiğini söyledi. Fatma Sürme, “Kürt halkı üzerinde baskı arttıkça biz ayaklanmaya direnmeye devam edeceğiz. Kürt halkı üzerinde bu kadar ölümler olurken, kan dökülürken, katliamlar devam ederken barıştan söz edilemez. Umut hakkını uygulamaları için umuda ihtiyaç var. Önderliğimizle haberleşilmesi gerekiyor artık. Önderliğimiz üzerindeki tecridin kırılması gerekiyor. Halkımız ne kadar zulüm ve baskı altında kalırsa kalsın barışı, halkların birliğini istiyor. Artık anneler gözyaşı dökmesin. Sadece Kürt ve Türklerin değil bütün dünyadaki anneler ağlamasın. Artık yeter” ifadelerini kullandı.   ‘Ağırlaştırılmış müebbet idamdan daha zor’   Tüm dünyada adaletli bir barış istediğini kaydeden Fatma Sürme, “Ağırlaştırılmış müebbet idamdan daha zor. Ölüm onun yanında kurtuluştur. Gençlerimiz hiçbir şey yapmadan senelerce cezaevlerine hapis ediliyor. Hiçbir şey yapmıyorlar idamdan beter bir karara maruz kalıyorlar. Bunu artık istemiyoruz. 20 sene hapishanede kalsın tutsaklar gerekirse 30 sene kalsın. Ceza yiyen evlatlarımızın cezalarını artırıyorlar, infazlarını yakıyorlar.  Adalet ve hak bunun neresinde? Kuyu tipi şeklindeki cezaevlerinde tutsaklarımızın yaşamasını bekliyorlar zor şartlarda. Bu insanlık değildir. Dünyada hiçbir yerde uygulanmayan bu muameleyi Türk devleti bize hak görüyor” dedi.   ‘Adil bir yaşamı hak ediyoruz’   Kuyu tipi cezaevlerinin kapatılması gerektiğinin altını çizen Fatma Sürme, ağırlaştırılmış hapis cezası alan tutsakların tek hücrelere kapatılmasının doğru olmadığını belirtti. Fatma Sürme, “Ağır cezaları insanların sırtına yük ediyorsunuz, onları tek hücrelerde yaşamaya zorluyorsunuz, buna ne hakkınız var? Çocuklarımıza azap çektiriyorsunuz artık yeter. En büyük umudum Kürt halkının birliği, hak ve adaletinin sağlanmasıdır. Ellerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Hasta tutsaklarımızı ve tüm siyasi tutsaklarımızı serbest bıraksınlar ki bahsettikleri barışa inanalım. Türk ve Kürt halkının rahat bir yaşam sürmesi için artık özgür olmamız gerekiyor. Barıştan bahsediyorlar fakat her yere müdahale ediyorlar. Barıştan söz ederken Kürt halkını katlediyorlar. Biz de her insan gibi adaletli ve hakikatli bir yaşamı hak ediyoruz” şeklinde konuştu   ‘Türk ve Kürt annelerine birlikte mücadele çağrısı’   Türk annelerini mücadeleye dahil olmaya ve birleşmeye çağırdığını vurgulayan Fatma Sürme, “Türk anneleri gelip demiyorlar barış olsun. Onların da ciğerleri yanıyor. Birbirimizden farkımız yok. Bu savaşta herkes öldürüldü, kaybedildi, katledildi. Sadece Kürtler değil. Onlar da ayağa kalkarak bu savaşı bitirmek için mücadele etmeli. El ele vererek özgürlüğümüz ve adaletli bir yaşam için çaba göstermeliyiz. Bunları yapmalıyız ki Önderliğimiz özgür olsun daha sonra biz de özgür olalım ve birlikte yaşayabilelim. Biz bunu istiyoruz. Artık aileler cenazeleri beklemesin. Bir annenin evladının cenazesini kargo ile bir kartonun içerisinde gönderilmesi gibi bir vahşeti bir daha yaşamak istemiyoruz. O anne bile barışı istediğini ve hiçbir annenin çocuğunun cenazesini bu şekilde görmek istemeyeceğini söyledi. O yüzden anneler olarak bir olmalıyız ki evlatlarımızı kaybetmeyelim” dedi.