DBP sonuç bildirgesi: Kürt sorununun çözümü yeni geleceğin anahtarıdır 2025-08-06 11:09:45   AMED - DBP PM toplantısı ardından açıkladığı sonuç bildirgesinde, "Kürt sorununun demokratik çözümü sadece Kürt halkı için değil, tüm bölge halklarının barış içinde yaşayacağı yeni bir geleceğin anahtarıdır" değerlendirmesini yaptı.    Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) 2-3 Ağustos'ta Amed'de gerçekleştirdiği Parti Meclisi (PM) toplantısının sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede, "Barış ve Demokratik Toplumun", gelecek yüzyılı inşa etmenin yol ve yöntemleri ve DBP'nin bundaki rolünün tartışıldığı kaydedildi. Ortadoğu'da emperyal çıkarların, devletlerarası rekabetin ve ulus devletçi tahakkümün keskinleştiği bir döneme girildiği belirtilen bildirgede, ABD'nin bölgedeki pozisyonu, İsrail'in Filistin başta olmak üzere yürüttüğü siyasetle birleştiğinde, bölge halklarının geleceğini tehdit eden, statükocu ve militarist bir denge oluşturduğu ifade edilerek, "Bu denklemde Kürt halkının özgün rolü ve demokratik çözüm perspektifi her zamankinden daha belirleyici bir konuma gelmiştir" denildi.     Bildirgede, Kuzey ve Doğu Suriye'de Kürtler öncülüğünde gelişen deneyimin sadece kendi toplumsal kurtuluşlarını değil, aynı zamanda bölgedeki bütün halkların eşit ve özgür bir yaşam için ortak mücadele zeminini güçlendirdiği belirtildi. Bildirgenin devamında şunlar kaydedildi: "Suriye Demokratik Güçleri'nin (QSD) bu çerçevede yürüttüğü mücadele, halkların çok kimlikli ve çok inançlı birlikteliğini savunan bir çizgiye dönüşmüş, DAİŞ'e karşı verilen direnişle küresel bir meşruiyet kazanmıştır. Ancak Rojava'nın statüsünün hâlâ tanınmaması, Suriye iç savaşının çözümsüzlüğüyle birleşerek bölgesel istikrarsızlığı derinleştirmektedir. Geçici Suriye Hükümeti'nin yönetememe krizi bu bağlamda sadece bir siyasi tıkanma değil, aynı zamanda merkeziyetçi zihniyetin halklar nezdinde iflasıdır.    Demokratik toplum paradigması   Tam da bu noktada 'siyaset boşluk affetmez' tezinin yaşam bulduğunu gördüğümüz bir süreçte geçmekteyiz. Kürt halkının da siyasette boşluk bırakmama temelinde kendi öz gücüne dayanan örgütlenme ve demokratik toplum inşası, bölgedeki en gerçekçi çözüm modeli olarak öne çıkmaktadır. Bu modelin temelleri, Sayın Abdullah Öcalan'ın geliştirdiği demokratik toplum paradigmasıyla atılmış; kadın öncülüğü, ekolojik denge ve yerel demokrasi ilkeleriyle somutlaşmıştır. Bu paradigma, salt bir Kürt çözüm modeli değil, tüm Ortadoğu halklarının özgür ve eşit yaşama iradesini yansıtan bir çağrıdır.    Halkların öncülükle buluşma stratejisi   Sayın Öcalan'ın çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci, silahların yakılmasıyla yeni bir evreye girmiş, bu konudaki samimiyeti ve kararlılığı ortaya koymuştur. Bugün barışçıl ve demokratik çözüm yönünde toplumun güçlü bir iradesi bulunmaktadır. Meclis bünyesinde kurulan komisyonların göstermelik değil, Kürt sorunuyla yüzleşen ve halkın taleplerini önceleyen bir çalışmayı esas alması ve gerçeklerle yüzleşilerek sürecin yürütülmesi siyasetin sorumluluğudur. Kürt halkının mücadelesi, sadece hak temelli bir talep değil, aynı zamanda demokratik siyasetin yeniden inşası anlamına gelmektedir. Bu bağlamda Kürt siyasetinin yeni paradigma çerçevesinde yeniden örgütlenmesi, daha fazla halkla temas kurması ve öncülük rolünü güçlendirmesi kaçınılmazdır. Bu yönelimin temel dayanaklarından biri de eğitimdir. Siyasi bilinç, halkın kendi kaderini belirleme gücünü inşa eder. Bu nedenle her düzeyde eğitim çalışmalarının artırılması, örgütlülüğün sağlamlaştırılması ve halkların öncülükle buluşması stratejik bir zorunluluktur.    Kürt halkı öncü rolü oynamaktadır   Sonuç olarak; Kürt halkı, barış ve demokrasi perspektifiyle Ortadoğu'nun yeniden inşasında öncü bir rol oynamaktadır. Kürt sorununun demokratik çözümü sadece Kürt halkı için değil, tüm bölge halklarının barış içinde yaşayacağı yeni bir geleceğin anahtarıdır. Bu tarihi sorumluluk ancak örgütlenme ve demokratik siyasetin güçlendirilmesi ile yerine getirilebilir."