‘Dürzi ve Alevi halkların çığlığına sessiz kalmayalım’ 2025-07-22 11:08:31     HABER MERKEZİ – Demokratik Alevi Federasyonu ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği, Suriye’de Dürzi halkına yönelik HTŞ saldırılarına karşı uluslararası kamuoyunu sessiz kalmamaya çağırdı: “Bu sadece Dürzilerin değil, tüm halkların ve inançların feryadıdır.”   Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ve Demokratik Alevi Kadınlar Birliği (DAKB), son günlerde Suriye’de Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) çeteleri tarafından Dürzi halkına yönelik sürdürülen saldırılara karşı ortak bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, HTŞ’nin sadece Dürzileri değil, Kürtleri ve Alevileri de hedef aldığı vurgulandı ve “Bu karanlık ideolojinin önünde birleşmeden Ortadoğu’da barış mümkün olmayacak” denildi.   Açıklamada, geçmişte Alevilere yapılan saldırılara karşı güçlü tepki gösterilememesinin, bugün Dürzi halkını hedef haline getirdiği ifade edilerek, “Alevilere yapılanlara sessiz kalındı, şimdi aynı sessizlik Dürziler için sürüyor” denildi.   ‘Dürziler hedefte’   Suriye’nin kadim halklarının yaşadığı bir coğrafya olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Dürzilerin Süveyda başta olmak üzere yaşadıkları bölgelerde kendi kimliklerini ve inançlarını koruyarak hiçbir merkezi otoriteye boyun eğmeden yaşamlarını sürdürdüğü hatırlatıldı. Açıklamada, kadın-erkek ilişkilerinde ve toplumsal dayanışma özelliklerinde Alevilerle benzerlik gösteren Dürzilerin, bu özgün yapılarından ötürü radikal unsurların hedefinde oldukları belirtildi.   “HTŞ, Kürtleri, Alevileri ve Dürzileri düşman ilan ediyor; onları katletmeyi sözde ibadet sayıyor” denilen açıklamada, Mart 2025’te imzalanan anlaşmaya rağmen HTŞ’nin Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne yönelik saldırılarını sürdürdüğü, bu tutumun yalnızca Dürzi halkını değil, bölgedeki demokratik kazanımları da hedef aldığı kaydedildi.   Açıklamada, dünya kamuoyuna da eleştiriler yöneltilerek, “Kendini insan hakları savunucusu olarak tanımlayan devletlerin sessizliği, ikiyüzlülüğün göstergesidir. Bu sessizlik, yeni katliamların önünü açmaktır. Bu suskunluk, halkların diri diri toprağa gömülmesine göz yummaktır” denildi.   ‘Sırada kim olacak?’   Ayrıca, Suriye’deki soykırım saldırıları ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik baskıların arkasında Türkiye, ABD ve İsrail’in etkisi olduğu ileri sürülen açıklamada, bölgenin tekçi ve DAİŞ’çi bir anlayışla dizayn edilmeye çalışıldığı vurgulandı. Açıklamada, Akdeniz kıyılarında Alevilere yönelik gerçekleştirilen katliamlar, bu ideolojinin en kanlı tezahürü olarak tanımlandı. Açıklamada, “Bugün Dürziler ve Aleviler hedefte olabilir. Ama yarın susulursa, sırada kim olacak?” denildi.    ‘Karanlığa karşı birlikte direnelim’   Açıklamada şu ifadelerle dayanışma çağrısı yapıldı: “Suriye'deki soykırım saldırılarına ve Rojava'ya yönelik baskılara karşı, demokratik irade ile omuz omuza verelim, bu karanlığa karşı birlikte direnelim. Çünkü bu sadece Dürzilerin çığlığı değildir; Ortadoğu’nun savaş tamtamlarının ortasında kaybolmaya yüz tutmuş tüm halkların feryadıdır.”   Açıklamada son olarak şöyle denildi: “Soykırım saldırılarına ve baskılara izin vermeyelim. Halkların birliği ve dayanışması kazandıracaktır. Direnenlere bin selam olsun.”