‘Anadilde eğitim bir istek değil, zorunluluk’ 2025-09-14 09:03:46     Neslihan Kardaş    WAN - Türkiye, Kürdistan ve Orta Doğu’da başlayan yeni süreç ile birlikte Kürt halkının en temel taleplerinden olan anadilde eğitime ilişkin konuşan KURDÎGEH Eşbaşkanı Arife Arslan, anadilde eğitimin artık bir istek olmaktan çıkıp, bir zorunluluk olduğunu vurguladı.    Türkiye’de yıllardır tartışılan en temel haklardan biri olan anadilde eğitim, Kürt halkı için hala karşılanmayan bir talep olarak gündemdeki yerini koruyor. Yeni eğitim-öğretim yılına girerken, on binlerce öğrenci, Kürtçe eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Kürt halkının diline, kültürüne, kimliğine hatta halkın varlığına yönelik yıllardır inkar politikaları işliyor. Halkın dili “bilinmeyen dil” olarak adlandırılırken, kültürü, sanatı, halayı ve renkleri için ise “yasaklı” deniliyor. Gerçekleştirilen tüm inkar, imha ve asimilasyon politikalarına rağmen Kürt halkı, dilinden, kültüründen, kimliğinden vazgeçmeyerek, büyük bir direniş sergiliyor. 27 Şubat’ta Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum” çağrısından sonra ise Türkiye, Kürdistan ve Orta Doğu’da başlayan yeni süreç ile birlikte Kürt halkı için en temel talep ve “demokratikleşme” koşulu olarak anadilde eğitim öne çıkıyor.    Kürt Kültürünü ve Dilini Geliştirme Derneği (KURDÎGEH) Eşbaşkanı Arife Arslan, anadilde eğitimin önemine dair değerlendirmelerde bulundu.    ‘Anadilde eğitim olmaması çocukların okul başarısını etkiliyor’   Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın yaptığı çağrıyı işaret eden Arife Arslan, bu süreçte anadilde eğitimin daha da önemli bir yerde olduğunu vurguladı. Ülkede toplumun her kesiminin eşit olması gerektiğini ifade eden Arife Arslan, eşitliğin olmadığı bir toplumda demokrasinin de olmayacağını belirtti. Eşitliğin anadilde eğitimle sağlanabileceğine dikkat çeken Arife Arslan, “Bu ülkede 30 milyon Kürt yaşıyor. Binlerce Kürt çocuk, okula gidiyor. Ne yazık ki küçük yaşlardan, üniversiteye kadar sistemin eğitimini alıyorlar. Bu da çocuklarda asimilasyona neden oluyor. Aynı zamanda çocuklar için öğrenmek de zorlaşıyor. Yaşamlarına yeni bir dil dahil oluyor ve bu onlar için daha da zor oluyor. Çocuklar, kendi anadillerinde eğitim alırlarsa okulda daha başarılı olurlar. Anadilde eğitimin olmaması iki yönlü çok zor oluyor. Hem yeni bir dil öğrenmek çocukların okul başarılarının önüne geçiyor hem de anadillerinden uzaklaşıyorlar. Çocuklar asimilasyona maruz kalıyor, bununla birlikte kültürlerini de unutuyorlar. Dil, çok şey ifade ediyor aslında. Dil sadece konuşmak değil, aynı zamanda insanların kişiliğini de belirler. Bir insan nasıl konuşursa o kişi olur. Dil, insanların geldikleri ulusu, toplumu, aileyi de gösterir” dedi.     ‘Kürt dili resmiyette ikinci eğitim dili olmalı’   Çocukların okula başlar başlamaz başka bir dile maruz kalınca ailelerinden de kendi varlıklarından da koptuklarını kaydeden Arife Arslan, “Anadil sorunu bir an önce çözüme kavuşmalı. Kürt dili resmiyette ikinci eğitim dili olmalı. Okul öncesinden başlayarak, üniversiteye kadar da anadilde eğitim olmalı. Bu bir istek değil, mecburiyettir. Kürt dilinin eğitimde olması halkın en temel hakkıdır. Dil sorunu halledilmeden ve Kürtçe resmi dil olmadan başlayan süreç de yarım kalır. Sürecin hiçbir anlamı olmaz. Dilimiz bizim kırmızı çizgimiz, en önemli noktamız ve varlığımızdır” şeklinde konuştu.     ‘Bu ülkenin yarısını Kürt halkı oluşturuyor’   Kürt halkı için dilinin korunmasının kendi varlığının, ulusunun, kişiliğinin korunması anlamına geldiğini söyleyen Arife Arslan, “Asimilasyonun önüne geçmek için en önemli şey, dildir. Çocuklar kendi anadillerinde eğitim almalı ki daha küçük yaşlarda farklı bir dil ile asimile olamasınlar. Çocuklar henüz 4-5 yaşlarındayken yabancı bir dilin yaşamlarına dahil olması onların kendi kimliklerinden uzaklaşmasına neden olur. Bu nedenle tüm halklar gibi Kürt halkının da anadilde eğitimi olmalı. Bu ülkenin yarısını Kürt halkı oluşturuyor. Bu edenle Kürt dili ikinci resmi dil ve eğitim dili olmalı” diye belirtti.   ‘Anadilde eğitim bir istek değil, zorunluluktur’   Yeni eğitim- öğretim yılına değinen Arife Arslan, “Binlerce Kürt çocuk, asimilasyon çarkında sınıflara girdi. Çocuklar okula başladığı ilk andan itibaren en önemli ihtiyaçları anadillerinde konuşmaları. Çocuklar uzun bir süre kendilerini okulda yabancı görüyor, anlatılanları anlamıyor. Bu nedenle çeşitli sorunlar yaşıyorlar ve kendilerini ifade edemiyorlar. Çocukların kendi dillerini konuşamamaları onlar için büyük bir sorun oluyor. Bu da çocuklarda psikolojik sorunlara neden olurken, bu sorunlar her zaman çocukların bilinçaltında kalıyor. Anadilde eğitim bir istek değil, zorunluluktur” ifadelerini kullandı.     ‘Kürt çocuklar, neden asimilasyona maruz bırakılıyor’   Dil kurumu olarak önerilerinin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bir an önce anadil sorununu çözmesi gerektiği olduğunun altını çizen Arife Arslan, “Mecliste kurulan komisyon farklı kurum ve kuruluşlarla görüşüyor ve fikir alıyor. Bu noktada bizim de önerimiz anadilde eğitim. Çünkü bu kabul edilir bir durum değil. Kürt çocuklar, neden asimilasyona maruz bırakılıyor? Biz 30 milyonuz bu ülkede. Bu söylediğimiz artık öneri olmaktan çıkmış, insani bir gereklilik olmuştur. Bizim artık kendi dilimizde eğitim almamız lazım” sözlerine yer verdi.    ‘Halk dilini savunmalı ve istemeli’   Bir kadın, anne ve eğitmen olarak dile ilişkin başlıca çağrılarının halka olduğunu belirten Arife Arslan, “Halk, her alanda dilini talep etmeli. Çocukların anadilde eğitim alması gerektiğini halk, her yerde dile getirmeli. Tüm halkın anadilde eğitimin olmamasına tepki göstermesi lazım. Çünkü sistemin her alanında ‘halk eğitim’ adı altında Kürtçe dil kursları açılmış durumda. Bunu ise sözde bizim dilimizde de eğitimin olduğunu göstermek için yapıyorlar. Aslında sistem, bu davranışla halka ‘anadilinizde eğitim var artık talep etmeyin’ demek istiyor. Aynı zamanda buralarda verilen eğitimlerde bizim kültürümüze dair de pek bir şey yok. Zihniyet olarak da bizden çok uzaklar. Bu da aslında halkı kandırmaktır. Biz bu tarz şeylere kanmayız. Halkın da bu noktada dikkatli olması lazım. Bizim Kürt dil kurumumuz var. Bizler yüzlerce öğrenciye ders veriyoruz. Çocuklar, gençler ve yetişkinler için sınıflarımız mevcut. Bu sebepten halkın uyanık olması lazım. Her yerde en temel insani hakkı olan dilini savunmalı ve istemeli” ifadelerine yer verdi.