Rojin Kabaiş dosyasında yeni aşama: DNA’lar karşılaştırılacak

  • 09:09 15 Kasım 2025
  • Hukuk
Öznur Değer 
 
WAN - ATK raporunda Rojin Kabaiş’in bedenindeki iki erkek DNA’sının bulaş olmadığı tespitinin ardından dosyadaki son gelişmelere dair konuşan Avukat Zeynep Demir, “Sadece 134 kişinin DNA’sının alınması bir yıllık süreci buldu. Bu da dosya açısından ciddi ihmalin açığa çıktığını gösteriyor. Şu anki aşama itibari ile tespit edilecek şüphelilerin DNA’sının karşılaştırmasının yapılması gerekiyor” diyerek telefonun da en kısa zamanda İspanya’ya gönderileceği bilgisini paylaştı. 
 
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş’in 27 Eylül 2024 tarihinde kaybolmasından 18 gün sonra 15 Ekim 2024’te cenazesine ulaşılmasına dair başlatılan soruşturma sürüyor. Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümüne dair devam eden soruşturma dosyasında bir yılı aşkın süredir gizlilik kararı bulunurken, dosyaya yeni eklenen Adli Tıp Kurumu (ATK) raporu ile daha önce Rojin Kabaiş’in vücudunda tespit edilen iki erkek DNA’sının bulaş olmadığı açığa çıktı. 
 
Rojin Kabaiş dosyasını en başından takip eden Wan Barosu Kadın Hakları Merkezi Yürütmesinde yer alan Avukat Zeynep Demir, dosyadaki son gelişmeleri değerlendirdi. 
 
‘DNA karşılaştırmasında bulaş ihtimalinin bertaraf edildiği gösterildi’
 
10 Ekim tarihli ATK raporunun taleplerinden bir yıl sonra kendilerine ulaşan bir rapor olduğuna dikkat çeken Zeynep Demir, “Rojin’in bedeninde, ilk alınan raporda iki farklı DNA’nın erkek bireye ait olduğu tespit edilmişti ama bu DNA’ların Rojin’in vücudunun hangi bölgesinde olduğu belirtilmemişti. Biz buna dair ATK hakkında suç duyurusunda bulunduk. Daha sonra 10 Ekim’de bu bölgelerin belirlendiği bir rapor ulaştı. Ancak rapor içinde bu DNA’ların bulaş ihtimali mi olduğu yoksa şüphelilere ait mi olduğu noktasında bilimsel verilere dayanarak bir tespit yapılmamıştı. 1 Kasım 2024 tarihli ATK raporunda bunun belli basamaklara tabi tutulması gerektiği belirtilmişti. Öncelikle ATK’nin kendi yönünden bulaş ihtimalini değerlendirmesi ve kurum içinde bir bulaş olabileceği değerlendirilmişti. Ancak ATK’nin buna dair yaptığı DNA karşılaştırmasında ATK yönünden bulaş ihtimalinin bertaraf edildiği gösterildi. İkinci basamak olarak da Rojin’in bulunduğu bölgeden veya daha önce temas etmiş olabileceği kişilerden DNA’lar alınarak oradan otopsiye getirildiği ana kadar DNA karşılaştırması yapılması gerektiği belirtilmişti. Buna dair elimize ulaşan bir tespit yoktu” ifadelerini kullandı. 
 
ATK tespit edilebilecek şüpheli DNA’sını inceleyecek 
 
Biyoloji İhtisas Dairesi raporu ile ardından 5’inci İhtisas Kurulu raporunun yakın zamanda kendilerine ulaştığını dile getiren Zeynep Demir, “Biyoloji İhtisas Dairesi raporunda, bulaş ihtimalinin hala bertaraf edilmediği, bahsettiğimiz ikinci basamak kısmında bulaş ihtimalinin değerlendirilmesi gerektiği ancak bu süreçte ivedi bir şekilde hareket edilerek, her ne kadar öncelikli bulaş değerlendirilmesi gerekiyorsa da ivedi bir şekilde şüphelilere ait olabileceği değerlendirilecek DNA’ların da karşılaştırılması gerektiği belirtilmişti. Ancak Biyoloji İhtisas Dairesi bu tespiti bir yıl sonra belirtti ve hala bulaşın olabileceğini belirtti. Daha sonra 5’inci İhtisas Kurulu, Biyoloji İhtisas Dairesi’nin raporunu esas alarak, kapsamlı bir rapor hazırladı. Bu raporda, Rojin’in daha önce temas etmiş olabileceği ve cenazesinin bulunduğu andan otopsiye getirildiği ana kadar bulaş olma ihtimali değerlendirilen 134 kişiden DNA’ların alındığı ve bu DNA karşılaştırmasında da bahsettiğimiz ikinci basamak buluş ihtimalinin de bertaraf edildiğini belirtti. Dolayısıyla bundan sonraki aşamada artık bu DNA’ların şüphelilere ait olabileceğinin, tespit edilecek şüphelilerin, şüpheli olabilecek bir kişinin DNA’sının ATK’ye gönderilmesi halinde buna dair de tespitinin yapılabileceğini belirtti” sözlerine yer verdi.
 
‘134 kişinin DNA’sının alınması bir yıllık süreci buldu’
 
ATK’nin kendi raporunda ivedi bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini belirtmesine rağmen, kendi raporları yönünde bu ivediliği sağlamadığını ifade eden Zeynep Demir, çok ciddi bir ihmalin açığa çıktığını vurguladı. Zeynep Demir, “Sadece 134 kişinin DNA’sının alınması bir yıllık süreci bulmuş oluyor. Bu da dosya açısından ciddi ihmalin açığa çıktığını gösteriyor. Şu anki aşama itibari ile de tespit edilecek şüphelilerin DNA’sının karşılaştırmasının yapılması gerekiyor. Çok ivedi bir şekilde hareket edilerek buna dair bir tespit yapılabilecek” dedi. 
 
Telefon İspanya’ya gönderilecek
 
Bir yıllık süre zarfında ATK’ye çok sayıda talepte bulunduklarını belirten Zeynep Demir, komisyon olarak uzman adli tıpçılarla da görüş halinde olduklarını sözlerine ekledi. Zeynep Demir şöyle konuştu: “13 Kasım’da baba Nizamettin Kabaiş ile birlikte başsavcılık ile bir görüşme gerçekleştirdik. Van’da başsavcının değişmesi ile yeni gelen başsavcının bu anlamda titiz bir çalışma yürüteceğini, dosyanın seyri ile ilgileneceğini ve tüm çalışmaların eksiksiz olarak yapılacağını tarafımıza iletti. Telefonun İspanya’ya gönderilmesi için bir çalışmanın yapıldığını, Adalet Bakanlığı’nın da İspanya’da olduğunu buna dair çalışmaların devam ettirildiğini, şu an itibariyle yazışmaların tamamlanması sonrasında telefonun İspanya’ya gönderileceğini belirtti. Telefon hala Türkiye’de ama Türkiye’deki mevcut teknolojik uygulamaların telefonu açabilecek düzeyde olmadığını dolayısıyla Avrupa’daki ülkelerden teknik destek alacaklarını belirtti.”