6 Şubat Aileleri Yargı Paketi’ne karşı nöbette başladı

  • 14:56 21 Aralık 2025
  • Güncel
ANKARA- 6 Şubat Aileleri Cemal Süreyya Parkı’nda 11.Yargı Paketi’ndeki 27. Madde geri çekilene kadar 3 gün boyunca nöbet eylemi başlattı. 
 
Deprem bölgelerinden gelen, 6 Şubat Depremzede Aileleri ellerinde “Af Yok Adalet Var”, “Cinayetin Affı Olmaz”, “6 Şubat’ı Yaşadık 27. Madde’yi Kabul Etmiyoruz” pankartları ve yakınlarının fotoğrafları ile Meclis parkına geldi. Aileler Meclis Dikmen Kapısı’nda nöbet eylemini başlatmak için Meclis Dikmen Kapısı’na yürümek istedi. Polis halkın Meclise giriş kapısı olan ziyaret kapsının önünü ablukaya alarak, Meclis’i kapattı.
 
‘Bizim seçtiklerimiz bizi dinlemek zorunda!’
 
Ailelerden bir isim, “Hepimizin davası bu. Biz eylemimizi yapacağız bizi içeri alacaksınız. Türkiye halkları anlasın, tek kişinin çıkarı için değil hepimiz çıkarı için.  Biz ailelerimizin, çocuklarımızın mezarı başına hangi yüzle gideceğiz onlara ne diyeceğiz. Bizim seçtiklerimiz bizi dinlemek zorunda. 21.yüzyılda hâlâ adalet arıyoruz. Kamuoyu ve yetkililere duyuruyoruz, bizleri temsil eden herkese sesleniyoruz eğer vicdanları varsa bu ülkede bir kaç dakikada 53 bin üzeri insanımızı katlettiler. Bu bir cinayettir. Deprem bir doğa gerçeğidir ama akıl denilen, bilim denilin bir gerçek var. İnsan eliyle yapılan kanunlarla bu düzenlenebilir. 5 yıl önce yapılan binalar yıkılıyorsa ve denetimden kaçabiliyorlarsa demek ki 53 bin kişi değil 100 bin kişi de ölse bunlar cezasız kalacak” diye konuştu.
 
 ‘Çocuğumun mezarını ellerimle kazıdım”
 
Bir diğer depremzede ise, “3 yıldır adalet bekliyoruz. Suçluları yakalayamadığınız gibi şimdi suçları affediyoruz diyorsunuz. Affetmek yok. Söz verdiniz bize söz! Hala insanlarımızın DNA’larını arıyoruz. Hâlâ bulunamayan insanlar var” derken bir diğer depremzede ise gözyaşları içerisinde, “Ben çocuğumun mezarını ellerimle kazıdım. Yeter artık. Bu bir yasa değil! Biz adalet istiyoruz” dedi. 
 
Ablukanın ardından engeli aşan aileler, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve CHP, TİP milletvekilleri ile birlikte Dikmen Kapısı önüne geldi. Aileler, “Susmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” sloganları attı.
 
Burada depremzede aileler tek tek söz aldı. 
 
‘Bu utanç kimin’
 
İlk söz alan depremzede, “Biz öldürüldük, yalnızdık, kurtarılmadık. Bize ailelerimiz çöp poşetinde verildi. Siz yüzlerce insanın arasında ailenizi aradınız mı? Kan kokusunu biliyor musunuz? Eğer 27. Madde kabul edilirse bu ülkenin üstünden bu kan kokusu hiç gitmeyecek. Kabul etmiyoruz, helalleşmiyoruz. Ebrar sitesinde bin 480 kişi öldürdüler. Bu ülkede 1480 kişiyi öldürenler serbest bırakılıyor. Bu utanç kimin? Bu haksızlık kimin? Kabul etmiyoruz etmeyeceğiz izin vermeyeceğiz” sözlerini kullandı. 
 
‘Bu yasa buradan geçmeyecek aileme söz verdim’
 
Anne ve babasını depremde kaybeden depremzede ise, “Onların katilleri cezalandırılmadan buradan da gitmeyeceğiz. Buradan bu yasa geçmeyecek ve nöbet tutacağız. Cumhurbaşkanı sözünü tutsun. ‘Milletime yapılanın hesabını soracağım’ dedi. Ben avukat olarak Rönesans’ın duruşmalarına her gittiğimde mahvoluyorum. O sanıkları zorla içeride tutuyoruz. Bu madde geçerse nasıl tutacağız? Ben aileme Rönesans’ın enkazında söz verdim. Unutmayacağım dedim size yapılanları affedemeyeceğim helalleşmeyeceğim kimseyle” diye konuştu. 
 
‘İnfaz indirimiyle sadece deprem suçluları değil bütün suçlar affediliyor’
 
“Rana apartmanında bir dava bile açılmadı. 11. Yargı paketinin 27. Maddesiyle suçlulara af getirilirken infaz indirimi getirilirken bizlerin yaraları sarılmadı, adalet sağlanmadı” diyen bir diğer depremzede yakını ise, “Öfkemiz acımızdan büyük içimiz kan ağlıyor. Kimimiz mezarına sarılamadı bile, kimimiz son kez vedalaşamadı. Günlerce enkaz başında bekledik. Türkiye’de ne yazık ki adalet sağlanmıyor. İnfaz indirimiyle sadece deprem suçluları değil topluma karşı bütün suçlar affediliyor bu yargı paketiyle. Kadına yönelik ağır şiddette affediliyor. Kasten öldürmenin erkeğe karşı olanı affediliyor, infaz indirimi yapılıyor. Kadına karşı ise kapsam dışı tutuluyor. Bu yargı paketinin 27. Maddesi topyekûn kabul edilemez bir haldedir. Bakın enkazdan sadece annemin bir fularını bulabildim. Bizler bu acıyı yaşarken suçluların affedilmesini asla kabul etmiyoruz” sözlerini kullandı. 
 
‘Sadece çocuklarım için değil 130 bin kişi için buradayım’
 
“Kamyonetin arkasında çocuklarımı getirmek zorunda kaldım. Donmuşlardı, altı gün sonra orada ki insanlarla birlikte kendi imkânlarımla çocuklarımı enkaz altından çıkardım” diyen depremzede ise şöyle konuştu:  “Altı gün gece AFAD ses geldi deyince AFAD geldi. O güne kadar AFAD’ı görmedim ben orada. Ertesi gün cumhurbaşkanı çıktı dedi ki ‘Suçlular mutlaka adalet önünde hesap verecek’ eğer cumhurbaşkanı adaleti buysa biz bu adalete inanmıyoruz, kabul etmiyoruz. İlla ki burada herkes kendi adaletini sağlayacaksa onu biz kendimizi de saplayabiliriz. Ne adalet bakanına ne de başka birine ihtiyacımız yok. Bizler insani ve vicdani olarak buradayız. Sadece kendi çocuğum ve torunumun hakkı için burada değil elli üç bin yani Murat Kurum’un dediği gibi 130 bin kişinin hakkını savunmak için buradayız. 
 
‘Bu maddeyi geçirirseniz 6 Şubat’ın gerçek mimarlarısınız’
 
Devlet nerede dedi? Ne yazık ki adalet yoktu. Bizler mahkemelerde celse celse adalet talep ederken bugün 11. Yargı paketiyle bu adaletin önüne bir engel koyuyorlar. İnsanların adalet duygusunu zedelemekle birlikte devlete, yetkililere olan inancı bir kez daha yıkıyorlar. Bizler burada 27 maddeye hayır derken aslında depremde kaybettiklerimizin anısını adaletini korumaya çalışırken gelecektekilerin de yaşam mücadelesi için ses çıkarıyoruz.  Devlet görevini yerine getirsin istiyoruz. Bundan sonrakiler içinde aynı sorunlar aynı depremler aynı ölümler yaşanmasın diye mücadele ediyoruz. Devlet güvenli yaşam hakkımızı sağlamak zorunda. İş birlikçi olmayın eğer bu maddeyi geçirirseniz ben anlayacağım ki 6 Şubat’ın gerçek mimarlarısınız.”
 
Yasaya hayır diyeceğiz
 
Ardından depremde yakının kaybeden DEM Parti milletvekili Ferit Şenyaşar söz aldı. Ferit Şenyaşar, “Bir hak savunucusu olarak konuşacağım. Urfa'da bir kuzenimi kaybettim depremde. Depremin 3. günü Adıyaman'a gittim. Adıyaman'a gittiğimizde, Adıyaman halkı şahidimdir. Allah şahidimdir. Adıyaman'a 3. gün gittiğimde orada halk acılarıyla başbaşa bırakılmıştı. İş makineleri şehrin girişinde bekletiliyordu. Şehrin içine girmesine izin verilmiyordu. Ve o gün devlet, hükümet Adıyaman'da değildi. Bugün de adalet arayanların karşısında durdu. Sorumlu, İçişleri Bakanlığıdır ve her cümlesinde Türkiye hukuk devletidir diyen Adalet Bakanlığınadır isyanımız. Hükümet eleştirilmesin diye halkın yanında durmayanlar bant daraltması yaptı ve enkazın altında bulunanlar sesini duyurmadı ve o soğuk altında o enkaz altında hayatını kaybetti. Ve bütün Urfa halkının bize söylediği buradan tekrar söylüyorum şahidim Allah'tır, şahidim Adıyaman halkıdır. Eğer Urfa halkının dayanışması olmasaydı Bizler depremden enkaz altından kurtulduk ama ‘Soğuktan ölecektik’  dedi. Ben 4 yıl adalet mücadelesi verdim. Ve buradaki deprem mağdurları nöbetlerine devam ettiği süre yanlarında kalmaya devam edeceğiz. Bu yasanın da bu şekilde geçmesine hayır diyeceğiz” dedi. 
 
Açıklamanın ardından aileler Cemal Süreyya Parkı’nda nöbet eylemi başlattı.