‘Kız ortaokullarına karşı veliler güçlü bir itiraz ortaya koymalı’ 2025-10-21 09:04:27       ANKARA – Eğitim Sen Kadın Sekreteri Simge Yardım, kız ortaokullarının çocuk haklarını ihlal edeceğini ve kadın haklarına yönelik saldırı politikasının bir parçası olduğunu belirterek, “Bu uygulama çocukların gelişimiyle ilgili değil; tam da iktidarın kadın haklarına dönük politikalarının devamı niteliğinde” dedi.   İktidarın eğitim politikalarıyla toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alırken, son dönemde gündemde olan sadece kız öğrencilerin gidebileceği kız ortaokulları ile ‘karma eğitime’ saldırıyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Meclis’e soru önergelerine verdiği yanıtta; kız ortaokullarının toplumsal bir ihtiyaç olduğunu iddia etti. Eğitimciler ise bu ayrımcılıkla çocuk yaşta evlilikte artışın ve bu uygulamanın kadın haklarına yönelik saldırıların devamı niteliğinde olduğunu dile getiriyor.   Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Kadın Sekreteri Simge Yardım, kız ortaokullarının kadın haklarına yönelik bir saldırının devamı olduğunu vurgularken, bu konudaki değerlendirmelerini JINNEWS ile paylaştı.   ‘Çocuk haklarından yana olmayan bir eğitim sistemi mevcut’   Kız ortaokulları meselesinin son dönemlerde gündeme geldiğini kaydeden Simge Yardım, uzun bir süredir karma eğitimin kaldırılmasına yönelik söylemlerle karşılaştıklarını söyledi. Simge Yardım, “Özellikle genel seçim sonrasında çok daha fazla karşımıza çıkmaya başladı. Öncesinde de yine zaman zaman ‘kız okulları açabiliriz, karma eğitim kaldırılabilir’ gibi söylemlerle karşılaşmıştık. Aslında bir zemin hazırlama durumu söz konusuydu. Bugüne geldiğimizde ise aslında yaşama geçirilmesi ile karşı karşıyayız.   Özellikle bu son dönem açısından Yusuf Tekin’in Milli Eğitim Bakanı olmasıyla birlikte eğitim politikalarında ciddi bir dönüşüme gidiliyor. Ama bu dönüşüm çocukların haklarından yana değil, tam da aslında siyasal iktidarın ihtiyaçlarından kaynaklı bir dönüşüme yol açan bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla kız okullarının açılması da benzer bir durum ki aslında bilimsel açıdan da demokratik eğitim, çocuk haklarını esas alan eğitim açısından da karma eğitim esas olandır ki çocukların birlikte aynı ortamda eğitim almaları gelişim özellikleri açısından da önemli. Ancak bunun yok sayılma durumu söz konusu. Bu durum, önümüzdeki dönemde kız çocukları açısından çok daha büyük riskleri beraberinde getirecek” dedi.   ‘Kadın haklarına yönelik saldırı politikaları yürütülüyor’   İktidarın uzun bir süredir kadınların haklarına yönelik saldırı politikası yürüttüğünü kaydeden Simge Yardım, “Kadınları kamusal alandan çıkarma, ev içi alan olarak tanımlama, aile yılı üzerinden de hayata geçirilmeye çalışılıyor ve ‘kadının yeri evidir’ söylemiyle aslında yaşamın her alanından kadını geri çekme durumu söz konusu. Dolayısıyla bu karma eğitim tartışması, kız okullarının açılma meselesi de aslında kız çocuklarını toplumsal yaşamdan uzaklaştırmak, izole etmek, kendi içerisine hapsetmek ve belki de buradan ‘makbul’ kadınlığı inşa etmek ve bunun üzerinden önümüzdeki dönemde kadınların haklarına yönelik saldırıları da artıracağını gören bir tutum oluyor. Çocukluktan itibaren bir inşa süreci ile karşı karşıya kalacağız” sözlerini kullandı.   ‘Var olan eşitsizlikleri derinleştiren bir uygulama olacak’   İktidarın toplumsal ihtiyaç olarak tanımladığı uygulamalarla halkın ihtiyaçlarının çok farklı olduğunu ifade eden Simge Yardım, şu ifadeleri kullandı: “Israrla pek çok meselede olduğu gibi ‘bir ihtiyaç, toplum bunu istiyor. Toplumun isteği böyle’ diye söylenen sözlerin aslında bir ikna, bir rıza mekanizmasının oluşturulmasıyla ve toplumu bir biçimiyle konsolide etmeyle oluşturulduğunu görüyoruz. Kız ortaokulları meselesinde de bir toplumsal ihtiyaç olmadığı çok açık. Toplumun da eğitim-öğretim sürecinin de böyle bir ihtiyacı yok. Velilerin böyle bir talebi yok. Bu, toplumun değil, iktidarın kendi ihtiyacı. Eğitimin daha fazla dinselleştirilmesi, cinsiyet eşitsizliklerinin eğitimde daha fazla derinleştirilmesi, kız çocuklarının eğitim hakkının daha fazla yok sayılması anlamına geliyor.”   Milli Eğitim Bakanı’nın bir konuşmasında, “Aileler kız çocuklarını karma okullara göndermek istemiyor, bu nedenle çocuklar eğitimin dışında kalıyor” söylemini tepkiyle karşılayan Simge Yardım, “Evet, kız çocukları eğitimin dışında kalıyor. Okullaşma oranları da ortaöğretim seviyesine gelindiğinde istatistiksel olarak yüzde 90’lardan yüzde 88’lere inen bir okullaşma oranıyla karşı karşıya kalıyoruz. Çocuklar, eğitim-öğretim sürecinden kopuyor. Ancak bunun pek çok nedeni var. Yoksulluk, toplumdaki muhafazakârlaşma, çocukların eğitime erişim imkânlarının olmaması, köy okullarının kapatılması, çocuklar okumak istediklerinde kalabilecekleri yurtların olmaması, okullardaki istismarın, şiddetin her geçen gün artması, bunların nedenleridir.   Temel olarak Milli Eğitim Bakanı’nın yapması gereken, bütün bunları tespit etmek. Çocukların neden eğitim sürecinin dışında kaldığı ve buna ilişkin ne yapılması gerektiği üzerinden bir politika üretmek. Kız ortaokullarının açılmış olması, tüm bu saydığım somut gerçeklikleri ortadan kaldıracak, çocukların eğitime erişimini sağlayacak bir uygulama olmayacak. Aksine var olan eşitsizlikleri daha fazla derinleştiren bir uygulama olacak” dedi.   ‘Kendi ihtiyaçları doğrultusunda bir sistem inşa edilmeye çalışılıyor’   Çocukların eğitimin dışında kalmasıyla daha fazla şiddet ve cinsel saldırı riski ile karşı karşıya kaldığını söyleyen Simge Yardım, “Çocuk yaşta evlilikler çok daha fazla artan bir pozisyona gelmiş durumda. Geçici koruma altındaki çocukların sadece yüzde 48’i eğitime erişebilir durumda. Kalan yüzde 52’sinin neden eğitime erişemediği, Milli Eğitim Bakanı’nın söylediği gibi ailelerin göndermek istememesinden kaynaklı değil. Milli Eğitim Bakanı’nın toplumsal ihtiyaç dediği, toplumun gerçekten yaşadığı sorunu görmemek, toplumun özünü bilmemek, anlamamak ve kendi ihtiyaçları doğrultusunda bir sistem inşa etmeye çalışmak” diye kaydetti.   ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğine savaş açılmış’   Milli Eğitim Bakanı ve daha birçok bakanlığın toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını hedef alarak yasakladığına işaret eden Simge Yardım, bu duruma dair şunları paylaştı: “Toplumsal cinsiyet eşitliği ile ilgili Milli Eğitim Bakanlığı, 2018-2019’a kadar yetersiz de olsa uygulamaları vardı. Projeler kapsamında yürüttüğü uygulamalar var. Bir biçimiyle eğitim içerisinde burayı esas alan bir tutum gelişmişti. Ancak daha sonrasında bir bütün olarak İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması tartışmaları, kadınların haklarına dönük saldırıları değerlendiren bir yerden de toplumsal cinsiyet eşitliğine dönük savaş açılmış durumda. Bilimsel, demokratik, cinsiyet eşitlikçi bir eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin okul öncesinden yükseköğretim dâhil olmak üzere verilmesi, zorunlu ders olarak okutulması gerekir.”   ‘Müfredat cinsiyet eşitsizliğini derinleştiriyor’   Kadınların yaşamın her alanında karşı karşıya kaldığı birçok soruna karşı çocukluktan itibaren cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir eğitimle toplumsal inşanın gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Simge Yardım, bu inşanın mevcut olmadığını belirtti. Simge Yardım, “Bu son dönem müfredata baktığımızda, cinsiyet eşitsizliklerini derinleştiriyor. Bunu görsellerinde görüyoruz, kullanılan ifadelerde görüyoruz. Aslında burada bir erkeklik inşa eden eğitim sistemi var. ‘Kız çocukları açısından kadın nasıl olmalı? Makbul kadın nasıl olmalı?’ ile inşa edilen bir sistemle karşı karşıyayız. Dolayısıyla önümüzdeki dönemlerde baktığımızda bu eğitim sisteminin yansımalarını göreceğiz. Kadına dönük şiddet artacak, kadınların haklarına dönük saldırılar artacak. Kadınlara dair ciddi bir saldırı politikasıyla karşı karşıya kalacağız. Bu bağlamda da kız ortaokulları, buraya hizmet eden bir duruma dönüşecek. Kız ortaokulları hem karma eğitimi kaldırma, demokratik eğitime, bilimsel eğitime, laik eğitime bir savaş açma hali olduğu gibi aslında özünde çok daha derinden bir toplumsal inşanın zeminini oluşturma anlamına gelecek” diye konuştu.   ‘Bir arada eğitim çocukların gelişimleri açısından önemli’   Kız öğrencilerin karma bir eğitim içerisinde yer almadığında, kadın ve erkeğin bir arada özgür, demokratik bir yaşamın inşasının hedeflendiği bir dönemde bu uygulamanın ayrıştırmayı artıracağının altını çizen Simge Yardım, “Birbirinden uzaklaştırma, bir kutuplaştırma halini de beraberinde getiren bir duruma sebep olacak. Çocukların bir arada eğitim alması, dil gelişimleri, yaşamsal gelişimleri, davranış gelişimleri, pek çok açıdan önemlidir. Bir arada yaşamın esası burada kurulur ama buraya dair değil. Tam da iktidarın kadın haklarına dönük saldırı hattının bir politikası olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla cinsiyet eşitliğini yok sayan bir eğitim sisteminde de yapılan her şey maalesef daha fazla çocuk hakları ihlali olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle de kız çocukları açısından bu durum çok daha yoğun ve derinden yaşanıyor” sözlerine yer verdi.   ‘Eğitim demokratikleşmeli’   Toplumun eğitim politikalarına ilişkin güçlü bir söz üretmesi gerektiğini vurgulayan Simge Yardım, eğitim ile toplumun yansımasının hayata geçirildiğini kaydetti. Simge Yardım, “Çünkü okul öncesinden itibaren üniversite dâhil eğitim sisteminin içerisinde olan bir birey ona ne verilirse, nasıl bir eğitim içerisinde yer alırsa öyle şekillenir. Dolayısıyla toplumun özünü oluşturan bir yanı var. Ancak biz pek çok açıdan bu durumun gerçekliğinin çok farkında olmadan hareket ettiğimizi düşünüyorum. Dolayısıyla bugün tam da ‘Barış ve Demokratik Toplum’ inşasını konuştuğumuz, tartıştığımız, demokratikleşmeyi konuştuğumuz bir yerde eğitim sisteminin de daha fazla demokratikleşmesi gerekir. Tüm bu iktidarın ihtiyaçlarına göre şekillenen çocuk haklarını, toplumun ihtiyaçlarını görmeyen eğitim sistemi yerine yeni bir eğitim sisteminin inşa edilmesine ihtiyaç var ve toplumun demokratikleştirilmesi isteniyorsa özellikle eğitimin demokratikleştirilmesinden başlanması lazım. Kız çocuklarının eğitim hakkına erişimi, göçmen ve mülteci çocukların eğitim hakkına erişimi, ana dilde eğitim hakkının yasal olarak tanımlanması, uygulanması gibi pek çok şey sayabileceğimiz gibi müfredatın da cinsiyet eşitliğini esas alan barış müfredatının esas alındığı bir sisteme evrilmesi gerekiyor. Tüm bunlar için daha güçlü bir mücadele, daha güçlü bir tepkiye ihtiyaç var” dedi.   ‘Zorla evlilikleri beraberinde getirecek’   Anne ve babaların kendi çocuklarının eğitim hakkı için güçlü bir itirazı açığa çıkartması gerektiğini ifade eden Simge Yardım, birebir çocukları etkileyen, çocuklarla birlikte toplumu ilgilendiren bir konuda velilerin tepki vermemesinin iktidarın elini kolaylaştırdığını söyledi. Simge Yardım şöyle konuştu: “Pek çok meselede olduğu gibi bir biçimiyle zeminini oluşturduktan sonrasında o rızayı ürettiğinde, o inşayı oluşturduğunda, ses çıkmadığında ‘evet siz itiraz ediyorsunuz, ama toplum bunu istiyor ve bunu kabul ediyor’ söylemi ile karşı karşıya kalıyoruz. Proje ile çocukların çalışma yaşamının içerisine dâhil olması ki yine kız ortaokullarının açılması ya da eğitim sistemindeki pek çok tartışma çocuklar açısından evlilikleri beraberinde getireceği gibi iş gücünü erken yaşta yani çocuk işçiliğini de meşrulaştıran bir yapıya dönüşecek. Dolayısıyla çok boyutlu bir krizi burada görmek gerekiyor. Bu açıdan da aslında siyasi partilerin, eğitim sendikalarının, veli örgütlerinin, tüm demokratik örgütlerinin de buraya ilişkin bir itirazı açığa çıkarması, güçlü bir mücadeleyi örgütlemesi gerekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı tüm uygulamalara karşı da bir itirazla yani başka bir eğitim sistemini inşa etmenin mümkün olabileceğini gören bir yerden bir mücadele hattı örgütlemek gerekiyor.”