Kadınlar üretiyor, piyasa sömürüyor
- 09:05 11 Aralık 2025
- Emek/Ekonomi
ESKİŞEHİR - On yıldır hayvancılık yapan Rahime Güngürür, marketlerde süt 50 lirayken üreticiden 15 liraya alındığını belirterek, ‘Emek veren biziz ama kazanan biz değiliz’ diyor.
Kürdistan ve Türkiye’nin farklı kentlerinde ekonomik krizin derin etkileriyle mücadele eden üretici kadınlar, verdikleri emeğin karşılığını alamıyor. Erkek egemen zihniyetin kadınları ev içine hapsetme çabalarına rağmen kadınlar, yaşamın her alanında üretmeye devam ediyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin onlara biçtiği meslek kalıplarını aşarak pek çok alanda varlık gösteriyor, emekleriyle ekonomik ve toplumsal hayatta görünür olmayı sürdürüyorlar.
10 yıldır hayvancılıkla uğraşıyor
Mêrdîn’den Eskişehir'in Sivrihisar ilçesine bağlı Biçer Köyü’ne göç eden Rahime Güngürür, 10 yıldır hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Evin bütün sorumluluğu onun omuzlarında, tüm yükü taşımaya çalışıyor. Sabahın ilk saatlerinde çocuğunu okula göndermekle güne başlayan Rahime Güngürür’ün bir gününe tanıklık ediyoruz.
Rahime Güngürür, sabah çocuğunu okula gönderdikten sonra ilk işi ağıla gitmek oluyor. Burada 10 tane büyükbaş ve küçükbaş hayvana bakıyor, sütlerini sağdıktan sonra saat sekizde sütçü geliyor ve sütü litresi 15 liradan satıyor. Ardından ağıla geri dönerek buzağıları eliyle besliyor, hayvanların yemlerini veriyor ve ahırı temizliyor. Bu işleri tamamladıktan sonra tavuk ve horozlarını besliyor. Bu işleri büyük bir dirençle yapıyor; günlük bir rutinin ötesinde, kadının üretici ve emekçi varoluşunun somut bir örneğini ortaya koyuyor.
Sabah rutinini bitirdikten sonra kısa bir mola veriyor ve biz de bu sırada kendisiyle işi, zorlukları ve hayvancılık süreci hakkında konuşmaya başlıyoruz.
Kışın hava soğuk, iş daha da ağırlaşıyor
2003’te Mêrdîn’den buraya geldiklerini söyleyen Rahime Güngürür, “Ekonomik nedenlerden dolayı buraya mevsimlik işçi olarak çalışmaya geliyorduk. Burada çapa işi, soğan, pancar işi yapıyorduk. 10 yıl bu şekilde işçi olarak çalıştık. Bahar başlangıcıyla buraya geliyorduk, sonbaharda da memleketimize dönüyorduk. Bu şekilde daha çok zordu, yani daha zahmetliydi. Sonrasında artık buraya yerleştik. Amcamlar burada toprak aldı, buradayız. Şu anda da burada çiftlikte çalışıyorum. Hayvanlara bakıyorum. Sabah erkenden kalkıp davarlardan süt sağıyorum, yem veriyorum, ahırı temizliyorum. Sonrasında sütçü geliyor. Sağdığım sütleri satıyorum. 10 yıldır hayvancılık yapıyorum. Kışın daha zor, hava soğuk oluyor, iş bu yüzden ağır oluyor” diye belirtiyor.
‘Emeğimin karşılığını alamıyorum, zarar ediyoruz’
“Emeğimin karşılığını alamıyorum” diyen Rahime Güngürür, zarar ettiklerini belirtiyor. Ardından sözlerine şöyle devam ediyor: “Neredeyse zar zor yem parasını çıkarabiliyoruz. Bize faydası, yoğurdunu yapıyoruz; onun dışında zarar ediyoruz. Ben o kadar emek veriyorum ama emeğimin karşılığını alamıyorum. Yevmiyem zar zor çıkıyor. Bir çuval yem 750 lira, biz ise sütün litresini 15 liradan satıyoruz.”
‘Markette bir litre süt elli lira, bizden 15 liraya alıyorlar’
Yem dışında da hayvanları beslemek için çok fazla gideri olduğunu söyleyen Rahime Güngürür, “Ez cîh dikirim, qayê dikirim. Hayvanlar için ilaç alıyoruz, onlar da çok pahalı; ama sütü bizden çok uyguna alıyorlar. Marketlerde bir litre süt elli lira ama bizden litresini 15 liraya alıyorlar. Ben çok emek veriyorum, yoruluyorum ama emek vermeyen, yorulmayanlar bizden daha fazla kazanıyor” diyor.
‘Eskiden sattığımız süte göre zarar etmiyorduk’
Rahime Güngürür, on yıl önce hayvancılığa başlarken en azından emeğinin karşılığını aldığını belirtiyor. Ekonomik kriz nedeniyle on yıl öncesiyle bugün arasında büyük fark olduğunu dile getirerek şunları aktarıyor: “Eskiden bu kadar para sıkıntısı yaşamıyorduk. Ucuzluk vardı, alım gücü iyiydi. Yüz liraya pazara gidiyorduk, bütün ihtiyaçlarımızı alıp geliyorduk. Hayvan yemi ucuzdu, sattığımız süte göre zarar etmiyorduk. Kazancımız da çıkıyordu. Onlarınki pahalı oldukça bizden ucuza alıyorlar. Onun dışında tavuk besliyorum. Markette yumurtanın kolisi yüz seksen lira; en azından ben evde besliyorum, yumurtası daha organik oluyor ve bu şekilde biraz masrafımız azalıyor.”
‘Memleketimi özlüyorum’
Rahime Güngürür’e Mêrdîn’e dönmek isteyip istemediğini sorduğumuzda ise işten dolayı burada olduğunu söylüyor: “Yoksa insanın memleketi daha güzeldir, memleketimi özlüyorum. Ben isterim ki gidelim oraya ama şu an için imkânım yok. Ancak senede bir defa gidebiliyorum” diye ifade ediyor.
‘Emek veren biziz, kazanan yorulmayanlar’
Son olarak “Sattığımız sütün emeğimizin karşılığını çıkarması gerekiyor” diyen Rahime Güngürür, üretici olarak kendilerinden sütü ucuza aldıklarını aktarıyor. Rahime Güngürür, “Sütü ve hayvanları bizden alırken hakkıyla almaları gerekiyor. Bu şekilde olsa biz de kazanırız, onlar da kazanır. Herkes emeğinin karşılığını alırdı. Ama öyle değil. Bu şekilde adaletsiz oluyor. Emek veren biziz, yorulan biziz ama onların kazandığının yarısını kazanmıyoruz” ifadeleriyle sözlerini tamamlıyor.







